Bir süre sokakta gezindikten sonra bir otele yerleştim. Kahretsin ki param az kalmıştı. Ama burada 10 gün kalacak param vardı tabii ki.
...
Sabah telefonumun çalması üzerine uyandım. Arayan numara rehberim de kayıtlı değildi. Tedirgin bir şekilde telefonu açtım.
-Alo?
-Defne.
Bir erkek sesiydi.
-Ben Egemen.
-Ne var?
-Sadece seni merak ettim prenses.
-etme.
-Nerdesin?
-Sanane yavrum sanane.
-Defne uzatma.
-Amerika.
Dedim gözlerimi devirirken.
-Onu biliyoruz.
-Ee ne sordun o zaman?
-Amerika da nerde?
-Off. Egemen. Bir otelde işte.
-İsmi?
-Ne yapacaksın ?
-Gelicem.
-mesaj atarım.
Dedikten sonra telefonu kapattım. Kafam karma karışık bir şekilde yataktan kalkıp banyoya gittim.
Çıktığım da üstüme düzgün bir şeyler giyip dışarı çıktım.
Otel lüks değildi. O kadar param yok çünkü.
Çok tatlı bir kafe gördüm ve içeride boş bir masa bulup oturdum. İngilizcem pek iyi değildi ama garsona seslenip:
-Milk please.
Diyebildim. Gelmesini beklerken biraz dışarıyı izlemeye koyuldum. O sıra da hayatım gözümün önünden bir film şeridi gibi geçmişti. Tanıdık bir ses bana seslenene kadar...
-Defne.
Kafamı çevirdiğim de Mert öküzüyle karşılaştım. Trip time başlasın :D.
-Söyle.
Yanıma gelip oturdu.
-Dün öyle dediğim için özür dilerim.
-hı hı.
Diyordum süt içerken.
-Bu kadar mı?
-Ben sana yardım edemem unuttun mu?
Derken tek kasımı kaldırmış ona bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Liseli Hikayesi
Roman pour AdolescentsHayatta her an zorluklarla karşılaşabiliriz. Her zaman istediğimiz olmaz. Bu durumların karşısın da güçlü kalmamız gerekir. Defne de bu zorluklar karşısında ne olursa olsun direnmeye çalışıyor. İşte bir liseli hikayesi...