35

831 18 3
                                    


Medya: Defne
.
-Allah aşkına nerde olduğunu bilmiyoruz ve 1 saattir dolaşıyoruz.

Diye sitem ettim.

-Ara o zaman.

-İyi be.

Dedim ve gözlerimi devirdikten sonra telefonu cebimden çıkartıp Mertin numarasını çevirdim.

-Alo?

-M-mert.

-Efendim.

-Nerede kalıyorsun sen?

-Neden?

-Merak.

-Bir arkadaşımın evinde.

-Konum at.

Dedikten sonra cevap vermesine izin vermeden telefonu yüzüne kapattım.

Bir süre sonra konumu attı.

-Heh attı.

Dedim ve yolu taksiciye gösterdim. Bizi o adrese bıraktıktan sonra gitti.

Hemen Mert'i aradım.

-Kapıyı aç.

-Defne.

-Kapıyı aç.

Diye tekrarladım.

Bir süre bekledikten sonra kapı açıldı. Karşımda Mert Yılmaz duruyordu. Egemeni süzdü ve şöyle dedi:

-Ne o? Egemenin ne işi var burada?

-Göstericem ne işim varmış burada.

Dedi ve yumruk attı. Bunun üzerine tabii ki çığlık attım.

-Lütfen.

Yalvardım.

Dinlemediler. Koşarak oradan ayrıldım. Ağlamaya başlamıştım. Koşuyordum. Ta ki önüme birden araba çıkana kadar...

Sonra ne oldu bilmiyorum. Sesler eşliğin de uyandım. Tanımadığım bir adam sesi vardı. Egemen ve Mertinkilerle beraber.

-Gözlerini açıyor.

Dedi tanımadığım adam.

-Ne oldu?

Dememe kalmadan başıma bir ağrı saplandı.

-Ah!

Derken başımı tutuyordum.

-Bana ne oldu?

-Araba çarptı. Şuan hastanedeyiz.

Dedi Mert.

Demek ki o adam doktor.

-Ben İstanbula döneceğim yarın.

Dedim ikisine de bakarak.

-Neden?

Diye sordular.

-Nerede kalacaksın?

Diye ikinci soruyu sordu Mert.

-Evde.

-Satmamışmıydın ?

-Geri Alırım.

Dedim.

Vee son ❤

Bir Liseli HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin