****
Şöyle bir özet geçeyim size.Ayzayla devrim daha önceden karşılaşıyorlar.Devrim ayzayı ölümden kurtarıyor ve babasının yaptıklarını anlatıyor.Ondan yardım istiyor.Babası Ayzayı seviyor gibi yapsa da erkek gibi yetiştirmesinden ölen ikizinin katili olarak görüldüğünü biliyor.Annesinin günlüğünü okuyunca da bu duygu daha da belli oluyor.Belki şımarık falan diyebilirsiniz ama bu da öyle bir psikoloji.
****Ben senin
Beni sevebilme ihtimalini
Sevdim...
****Sevmekle aşk arasında çok büyük uçurumlar vardı.Birbirinden tamamen ayrıydılar.
Sevmek...Herkes severdi bazısı dostça,kardeşçe.Peki aşk!Aşk neydi?
Kitaplarda beyaz atlı prenslerini bekleyen kızların uydurduğu bir duyguydu benim için aşk.Hani onlar anlatır ya;Gözleri deniz olsa gözlerinde boğulmak isterdim.Yüreği ateş olsa ve ben yansam Şahmeran misali ölsem de yine küllerimden doğmak isterdim ben.'
Misali bence mutlu aşk yoktu.Zaten gerçek aşk kalmış mıydı bu devirde?Ya da ben masallara inanan kızlardan değildim.Bu ben değildim ki oyunun içinde oyuna gelmiştim.Ben güçlüydüm.Hani şu babasının çok sevse de içinde hep bir ukte olarak kalacak erkek çocuk sevdasının pay bulmuş haliydim.
Aynada üzerimdeki gelinliğe bakarak annemle konuşuyordum.
Beni; korkup yarı yolda bırakan annemle.Günlüğünde nefretin can bulmuş hali olarak beni gösteren annemle...İkizim varmış benim.Ben yaşamışım o ölmüş.Yıllarca babam yüzüme bile bakmadı bu yüzden.Ne kadar sevseler de katilim onların gözünde.
"Anne bak!Ne senin ne de babamın planları beni kurtarmaya yetmedi.Babamın günahlarının kefaretini ben ödüyorum...Hep kadere karşı gelmeye çalışmışız bunu fark ettim.Artık boş verip bu şekilde mutlu olmayı deneyeceğim anne."
Kurtulmak için girdiğim oyunda daha da dibe batmıştım çünkü.Babamdan nefret ediyordum.Mecbur bıraktıklarından.
Odada çift kişilik bir yatak,koltuk ve dolap vardı.Oda kırmızı ve beyaz ağırlıklı döşenmişti.Annem köşedeki çift kişilik koltukta gözlerinden akan yaşları siliyordu.
"Ah benim kadersiz kuzum...Dediydim de dinletemediydim.O kör olasıca babana.Seni kendi yuvanda mutlu mesut gelin edicektim ben.Çeyiz yapacaktık daha sana.Kırılasıca kaderine çomak soktu yavrumun."
Dizlerine vurup kendince ağıt yakmaya başlayınca koşarak yanına gidip içime sokarcasına sımsıkı sarıldım anneme.Herşeye rağmen annemdi o benim.
Babamı yaptığı her hatada affetmiştim.Bu sefer olmazdı.Yirmi üç yıllık hayallerimin katiliydi babam benim.Gözyaşlarımın zincirini kırıp oluk oluk akıtan adamdı.
Üzerimde kolları tamamen dantel detaylı bir gelinlik vardı.Gelinliğin üstü pırıltılı taşlardan oluşuyordu.Saçlarım su dalgası şeklinde yana salınmıştı.Kapı tıklatılıp açılınca kayınvalidemi gördüm.
"Kızım uygun musun?"
Diye sordu çekimser bir şekilde.Hafif gülümseyip başımı sallayarak karşılık verdim.Annem kayınvalidemle anlaşamadığı için bizi yanlız bırakıp çıkmıştı.Yanıma gelip elimden tuttu.
"Kızım biliyorum Devrime kızıyorsun ama ona da hak vermeye çalış."
"Ben onu anlıyorum ama benim ne günahım var."
Bu doğrudu benim ne günahım vardı da bunu bana reva görüyorlardı.Devrimin annesi çok iyi biriydi.Bunu geldiğim ilk gün beni Devrime savunmasından anlamıştım.Onun bile haberi yoktu oyun oynayıp da Devrimin tuzağına düştüğümden.
"İsyan etme be kızım.Kim engel olabilir kadere? Bunun babası imansız herifin tekiydi etmediği kalmadıydı bana gayri.Devrim sana kötü davranmaz.Yufka yürekldir benim oğlum birine güvenirse."
İçimden tabi tabi demek geçmişti.Bu yüzden bu hallerdeydim ya.
"Kızım bunları takalım hadi."
Elinde kırmızı kuşak ve altın işlemeli kemer vardı.Kırmızı kemer gelinin hâla 'kız oğlan kız' olduğunu anlatmak için takılıyordu.Sanki bunu diğerleri bilmese olmuyormuş gibi.
****
Devrim kapıdan girince karşısında saçlarının siyahına zıt beyazlar içindeki kızı gördü.Mardinin meydanında yapacaklardı düğünü.Herşey adetlere göre hazırlanmıştı.Davullar ve zurnalarla at sırtında gidecekti Ayza düğün yerine.
Devrim karşısında ölümüne sebep olabilecek bir peri kızı görüyordu.Tek kelimeyle...Büyüleyiciydi...Devrim de Ayza da ilk karşılaştıkları günü anımsadılar.
'Babasının yaptığı herşeyi anlatmıştı Ayzaya bir bir.Yardım etmişti hem ona çocuğunu zorla okuldan almaya çalışan bir veli silah çekmişti Ayzaya.Devrim kurtarmıştı onu.Can borcu vardı bu ağa bozuntusuna.İşte böyle başlamıştı onların intikam oyunu.Ayza ise oyunun içinde oyuna kurban gitmişti.Yine de kızamıyordu bu kurşun gözlü adama...'
Devrim ağzından çıkanlara engel olamadan sordu.Adının anlamı gibi ay yüzlü güzel kıza.
"Beni sevme ihtimalin var mı?"
Kız şaşkındı.Oda bilmiyordu sevip sevemeyeceğini.
"Peki ya senin?"
Soruya soruyla karşılık vermişti ikisi de.Aynı anda birbirlrinin gözlerinin içine bakarak aynı anda cevap verdiler.
"Belki." "Belki."
...
"Hadi düğüne geç kalıcaz yoksa."Diyerek elinden tuttuğu gibi sürüklercesine sahiplenerek çıkmıştı odadan Ayzayla.
Devrim elinden yüreğine yayılan sıcaklığın pençesindeydi.Ayza ise hiç bilmediği duyguların.
....
Kitabı bu ay içinde bitmeyi düşünüyorum.Çünkü üzerinden zaman geçerse hem ben yazamam bir daha hem de siz okumazsınız bunu biliyorum.