"Devrim... Devrim! uyan."
Ayza en az yarım saattir kocasına sesleniyordu.O kötü bir o kadar da sevindirici bir haberle sonlanan günün ardından dört ay geçmişti.
Ve ayzanın aşermeleri başlamıştı.
Ayza onun böyle uyanmayacağını anlayınca sinirle ofladı.
Karnı şişmişti artık ve Devrimin onunla yeterince ilgilenmemesinden müzdaripti.
"Kalk be adam!!!!"
Devrim hızla yerinden fırladı.
"Ne ne oldu sancın mı var? Bebeğe mi birşey oldu? Kendini kötü mü hissediyorsun? Hemen hastaneye gidelim."
Ayza gülerek kocasına baktı.Seviyordu bu adamı gözlerine bir bakışına ölürdü adamın.Yüreği bir kuş olup uçardı her bakışında ve onun gözlerinden akıp kalbine konardı gizlice.
"Hayır...şey sadece benin canım çilek istiyor."dedi.
Utanarak hala daha utanabiliyordu Ayza.Devrim Ayza'nın gül pembesi yanaklarına baktı.Dayanamayarak bir öpücük koydu kadının yanağına.
"Bu saatte ben nereden bulayım çileği hadi yat uyu sabah alırım."
Deyip arkasını dönüp yattı.Ayza ağlayarak"Sen bizi hiç düşünmüyorsun.Sanki ben istiyorum oğulların istiyor.Yüzlerinde kocaman çilekler olursa görürsün."dedi ağlayarak.Gel de şimdi yüreğinin sesini dinleme.Nasıl kıyabilirdi ki bu ağlayan gözlere.
"Tamam canım afedersin giderim hemen."
Devrim zorlukla kalktı çok sevdiği uykusundan.Ayzadan çok olmasa da seviyordu uykuyu.
Ah be kadın seni sevdiğim gözlerin gibi aklımda şimdi.Buram buram özlerim seni bir dakika ayrı kalsam kokunu.
Gülüşlerinde kaybolmak isterim de sen bilmezsin.
Odadan çıkıp konağın ortasına vardığında annesiyle karşılaştı.
"Aaa nereye oğul gecenin bu saatinde."dedi yaşlı kadın.
"Ayzanın canı çilek çekmiş anne onu almaya gidiyorum."dedi.
"Oğlum sen bilmez misin?Baban öldüğünden beri saksıda çilek yetiştiriyorum.Gece gece nerde bulacaktın Mardin sokaklarında çileği ben olmasam."
"Doğru diyosun aklıma bile gelmedi senin çilekler."
Annesi hemem çilekleri toplayıp mutfakta yıkadı.Devrim de çilekleri aldığı gibi odaya çıktı.
Ayza çocuksu bir sevinçle
"Buldun mu?"
"Buldum güzelim sen istersin de ben bulmaz mıyım?"
"Seni çok seviyorum"
"Çilek bulduğum için mi?"
"Hayır tabiki sadece benim eşim,yoldaşım sırdaşım,çocuklarımın babası olduğu için.Seni çok seviyorum be adam.İstiyorum ki sonsuza kadar benim kal.Adım mıh gibi aklına kazılsın.Kalbinde sadece ben olayım."
"Bu mümkün değil işte."
"Nasıl?"diye sordu hayal kırıklığıya.
"Çünkü senin yerini tutmasa da çocuklarım adı da olacak kalbimde.Sonra belki kızımız."
"Şansını fazla zorlama Devrim."
"Yine de bir deneyim dedim."dedi gülerek.
"Deneme Devrim deneme yoksa tüm şanslarını kaybedersin."
"Ama ben seni çok seviyorum güzelim.İstiyorum ki seninle kocaman bir ailemiz olsun.İstiyorum ki bir günüm bile olmasın sensiz."
"Ben Devrim seni daha çok severim."
"Nereden biliyorsun?"
"Çünkü ben üç kişilik severim devrim.Çocuklarım ve kendim adına."
Mutlulukla gülümsediler o an anın duygusal büyüsünden sıyrılarak.
Mutluluk onlar için birbirlerinin gözlerinde saklıydı.
Çünkü iki aşığın gözleri konuşmadan da anlatırdı aşkını.
Çünkü aşıklar için gözler en güzel konuşmaydı.