Sabah annemin o ünlü sesiyle kalktım tabiki.
"Kızım hadi kalk artık!"
"Ya anne saat daha 10:30 daha erken azıcık daha." aniden gözlerimi açıp yataktan doğruldum.
"Saat kaç!!?"annem odaya girdi kızgın gözlerini üzerimde gezdirip
"Kendin dedin ya 10:30 diye!"
"Niye daha erken kaldırmıyorsun!?"
"Bağırma kız anneye! İki saattir seni kaldırmaya çalışıyorum!"
"Ben bağırmıyorum! Geç kaldım ya!" koşarak banyoya gitmeye çalışırken ayağım halıya takılıp yüz üstü düştüm.
"Aah! Burnuuum!""Sabah sabah ne bağrıyorsunuz."
"Sen karışma Olcay!"
"Al buz." buz torbasını havada yakaladım.
"Saol aşkım muck." buz torbasını burnuma tutup kapının önünde dikilen Olcay'ın yanından geçip banyoya gidecektim ki bir şey "dank" etti.
Ben az önce Olcay mı demiştim?
Buz torbasını atan Olcaymıydı?
Ben ne saçmalıyordum?
Babam böyle pasta yapmayı neden bilmiyordu?"Olcaaaay!" diyip sırtına atladım.
"Bende ne zaman anlayacak diyordum." dedi gülerek. Olcay ikiz kardeşimdi. Tek farklı yönümüz oldukça zeki olmasıydı. Amerikada eğitim alıyordu ama neden gelmiştiki
"Neden geldin açkım sen?"
"Çok zorlanmaya başladım. Gerisini Türkiyede okuyayım dedim."
"Annemlerin haberi varmıydı?"
"Vardı sanırım."
"Bana niye söylemiyorsun? Benim suçum ne? Gardaşın değilmiyim ben senin? Sen beni hiç sevmiyor musun? Aslında geldiğin iyi oldu. Dersler berbat biliyon mu? Çalıştırsana karde-"
"Dora sen geç kalmamış mıydın?"
"Ay ben onu unuttum." yanağını sulu sulu öpüp sırtından indim. Banyoya doğru yürümeye başladım.
"İğrençsin Dora!" ehehehe bed görlüm ben. Duşumu alıp spor kıyafetlerimi giyindim. Tabiki de Berkeye yürüyüş yapmadığımı söylemeyacektim. Keser biçerdi beni. Saçlarımı tepeden topladım. Telefonum çalmaya başladı. Koşup masanın üstünden telefonumu aldım.
"Efendim."
"Aşağıdayım ben gel."
"Peki hemen geliyorum." telefonu kapatıp spor çantamı aldım. İçine telefonumu attıktan sonra spor ayakkabılarımı giyindim.
"Anne ben çıkıyorum."
"Tamam kızım."
"Nereye gidiyorsun."
"Abilik taslama bana Olcay." elimle öpücük atıp el salladım ve aşağı inmeye başladım. Berke dış kapının önündeki merdivenlerde arkası dönük bir şekilde oturuyordu. Omuzunun üstünden kafamı uzatıp:
"Günaydın!" kafasını çevirip gülümsedi.
"Günaydın. Hadi gidelim."ayağa kalkıp afet olan motora doğru ilerledi. Motorun üstündeki kaskı başına geçirdi.
"Bu motor senin mi?"
"Evet, atla."
"Oha filmlerdeki gibi oldu."dedim gülerek oda gülümseyip ne ara çıkardığını anlamadığım kaskı bana attı. İşte tam o an filmde olmadığımızı anladım. Çünkü filmdeki kızlar o kaskı hemen yakalarlardı sebebi ise boylarının uzun olmasıydı. Ama benim boyum kısaydı ve kaskı yakalamaya çalışırken sırtüstü yeredüşmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaş Mı Didin?
RomanceBazen katlanabileceğiniz en son kişi, onsuz yaşayamayacağınız tek kişidir. Dora ve Berke'nin aşk macerasına sizde katılmak ister misiniz? arkadaş #1 |25.11.2018|