YÜZÜK-21.BÖLÜM

3K 209 20
                                    

Buse'nin arkasından gidince gördüğüm kişiyle kocaman sırıttım.

"Berke! Gelmişsin!" dedim ve Berke'nin boynuna atladım. Kollarını sarınca tekrar gülümsedim.

"Dora! Biraz daha sıkarsan boğulacağım!" dedi gülerek. Sanırım gülüşünü özlemiştim. Boynundan çekilip kaşlarımı çattım.

"Hani hafta sonu gelecektin!"

"İlk okul gününde gelmem daha mantıklı değil mi?"

"Öyle!" dedim tekrar beline sarılarak. Sınıfın kapısından çıkan Akel'e sinirle baktım. Kapıdan çıkmadan önce Berke'yi süzdü. Gözlerini devirip yoluna devam etti. Koridordaki kızlara bakınca kaşlarımı çattım. Yarısı Akel'in peşinden giderken yarısıda Berke'ye bakıp arkadaşlarıyla gülüşüyorlardı.

"Canım sen hayırdır? Ne bakıyosun lan çocuğa?!" diye bağırdım. Ne var?! Bakmasın o zaman!

"A-ah sanane be gerizekalı!"

"Kızım seni yolarım!" diye atıldığımda Berke kolumdan tuttu.

"Dora ne yapıyorsun?" dedi gülerek.

"Komik mi?! Buse! Hadi gel kantine gidelim." dedim Buse'nin koluna girerken. Diğer kolumuda Berke'nin kolunu takıp yürümeye başladım.

"Mecnun! Dora senin mi sözlün?" diye hayretle sordu Buse.

"Mecnun ne alaka?" dedim gülerek.

"Üstüme kahve döken şahıs bu! Senin yüzünden herkes kahve kokuyorsun diyor!"

"Özür diledim ya aşk uzmanı!" Bir Buse'ye bir Berke'ye bakıyordum. Sonunda kantine geldiğimizde yuvarlak masanın etrafındaki sandalyelere oturduk. Ne tanışmaydı ama! Karşı masaya Akel'in grubu oturmuştu. Gözlerini bizim masaya dikip bakmaya başladı. Hayırdır? der gibi başımı salladım. Tek kaşını kaldırıp gözlerini devirdi. Berke ile sohbet ettikten sonra Berke uçağının kalkacağını söyleyip uzun bir vedalaşmanın ardından gitmişti. Buse'de herşeyi merak etti diye özet geçerek anlatmıştım.

"Buse sana bir şey soracağım."

"Sor kanka."

"Şu Akel..."

"O mu? Okulun popüleri. Sesi harika. Aslında serseriler grubunda gibi bir şey. Hiç sevgilisi olmamış." ağzımdaki suyu püskürtmemek için kendimi zor tuttum.

"Oha!" hocanın sınıfa girmesi ile hepimiz ayağa kalktık.

"Oturun. Arkadaşlar şimdi herkes sadece ismini, bu sınavdan sonra ne olmak istediğini ve nedenini söyleyin."

Herkes söylediğinde sıra bana geldiğinde kalktım.

"İsmim Dora. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünü kazanmak istiyorum. Nedeni ise Isabel adında bir kız var. Onun hastalığının nedenini geniş çaplı bir şekilde araştırmak istiyorum." dedim gülümseyerek.

"Tarot falı bakan Isabel mi?" Akel'in sorduğu soru ile ona döndüm.

"Sen nerden biliyorsun?"

"Benimde PDR bölümünü kazanmak istememin nedeni o kız."

"Ciddi misin?" dedim hayretle. Kızı tanıması beni şaşırtmıştı. Kafasını sallayıp onayladığında gülümsedim.

"Tamam Dora oturabilirsin!" hocanın sertce söylediği şeyle şaşkınca bakıp oturdum. Ne diye bağırmıştı şimdi. Buse'ye dönüp baktım. Fısıldayarak yaklaş deyince dibine girdim.

"Bu hoca daha geçen sene geldi bu okula ve sanırım Akel'i seviyor."

"E yok artık."

"Dora! Arkadaşını dinle!" Hep böyle bağıracaksa işimiz vardı. Gözlerimi devirip, Akel'in yanındaki çocuğu dinlemek için kafamı çevirdim. Akel ile göz göze gelince hemen kafasını çevirmişti.

Zil çalınca hızla yerimden kalktım ve kapıdan dışarı çıkmakta olan Akel'in yanına koşarak gittim. Önüne geçip geri geri yürümeye başladım.

"Naber?" dedim sırıtarak.

"İyi."

"Geçen haftaki şey için teşekkür ederim." birisinin omuzuma çarpması ile Akel'in önüne savruldum. Kollarımdan tutup beni yerle birleştirmekten son anda kurtardığında yüzüme baktım. Fazla yakın değil mi?

"O gün bana tekme attığın için birde özür dilemelisin."

"O konuda haklı olduğum için özür dilemeyeceğim." dedim zorlukla, kollarından kurtulurken. Arkamı dönüp hem yürüyor hem de elimle yüzüme hava yapmaya çalışıyordum. Sağ tarafa dönüp lavaboya girdim. Aynaya baktığımda yanaklarımın kızardığını gördüm. Ah! Yanaklarımın nesi vardı böyle? Telefonun çalma sesiyle kendime gelip telefonu açtım.

"Napıyorsun aşkım?"

"Hiiç öyle okula başladım bugün."

"Yüzüğün parmağında mı?" elime bakınca ağzım yerle bütünleşti. Yüzüğüm nerdeydi?

"Ta-tabiki parmağımda! Zil çaldı. Hoca gelmek üzere kapatıyorum." dedim ve telefonu kapattım. O yüzük özel tasarımdı ve sadece ikimizde vardı! Ne yapacağım ben şimdi?!

Koridoru baştan sona aramıştım ama yoktu! Lanet olsun!

"Bunu mu arıyorsun?" Akel'in elinde gördüğüm şeyle rahatladım. Aklım çıkacaktı neredeyse! Hızla yanına ilerleyip elindekini almak için atılınca elini geri çekti. Kaşlarımı çatıp yüzüne döndüm.

"Sanırım bunu alman için benimle bir yemeğe çıkman gerek."

Yeni bölümünüz geldi! Vote ve yorumları eksik etmeyiniz! Öpüldünüz :*

Arkadaş Mı Didin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin