24.BÖLÜM

2.9K 173 19
                                    

Valimizi çekiştirip havaalanından çıktım. Taksinin bagajına valizimi tepişdirdikten sonra taksiye bindim. Çantamın içindeki telefonumu çıkarıp Berke'ye mesaj attım.

'İstanbuldayım. Nişanın yapıldığı eve gelebilir misin?'

Annemlerden 1 haftalık izin alıp İstanbul'a gelmiştim. Annem, babam ve Olcay'a sarılırken mal gibi ağlamıştım. Son sarılışımdı belki... Döndüğümde beni affetmiyeceklerdi çünkü. Telefonumu çantama koyduktan sonra taksi durdu. Etrafıma baktığımda geldiğimizi anladım. Aşağa inip valizimi aldım. Valizimi arka bahçenin en görünmeyecek yerine koydum ve banka doğru ilerledim. Bu bankta başlamıştı herşey.

"Dora!" Gelen sesle arkamı döndüm.

"Dora ben-"

"Seçmedim."

"Ne?"

"İkinizide seçmedim. İkinizide sevmediğimi fark ettim." Ne büyük yalan ama. Sana aşık olduğumu fark ettiğimde Buse ile öpüşüyordun diyemezdim ya! Yüzüğü çıkarıp elimde sıktım ve hızla bir yere fırlattım.

"Anlamışsındır umarım." Berke'nin dolan gözlerine baktım. Yutkundu ve kafasını salladı.

"Peki. Sen nasıl istersen." Bu kadar mıydı? Arkasını dönüp hızlıca yürümeye başladı. Kaskını eline aldı ve son kez yüzüme baktı. Motoruna binip gaza bastı. Boğazım düğümlenmişti. Yutkunamıyordum bile. 6 ay içinde ne kadar da alıştırmıştı kendine böyle. Gözlerimden süzülen yaşlarla valizimin yanına gittim. Valizimi çekiştirerek evin önüne gittim ve kapıyı çaldım. Açılan kapıyla bize bakmaya üşenen biyolojik anne ve babama baktım.

"Artık gidebiliriz." dedim yaşları silmeye çalışırken. Onlarla Amerika'ya gidiyordum. Belki bir şans verilmesi gerekiyordu onlara. Bende o şansı veriyordum işte.

6 yıl sonra...
Etrafıma bakınarak ilerlemeye başladım. Ne kadar da değişmişti bu şehir. Bende değişmiştim. Saçlarımı kestirmiştim mesela. Sonra boyum basketbola gitmemden dolayı çok uzamıştı. Güneş gözlüklerimi takıp elimdeki dosyaları diğer elime aldım. Karşıda gördüğüm kişiye gülümsedim. Beni görmesi için elimi salladım. Beni görünce gülümsemesi genişledi. Hızlıca yürürken birisine çarpmamla dosyalar yere saçıldı. Yere eğilip dosyaları toplamaya başladım. Benle beraber iki kişi daha yardım ediyordu. Ellerine baktığımda alyans taktıklarını gördüm. Kafamı kaldırmamla şoka uğradım. Elimdeki topladığım dosyalarla ayağa kalktım. Onlarda benle beraber kalkıp kağıtları bana uzattılar. Hâlâ şaşkınca onlara bakıyordum. Olcay ve Cansu duruyordu karşımda yahu!

"Evli misiniz?" dedim düzgün çıkarmaya çalıştığım sesimle. Cansu kocaman gülümsemesiyle başını salladı.

"Sen de nişanlısın sanırım." dedi elime bakarak.

"Ah, şey evet." Olcay tabiki beni tanımamıştı. Arkalarını dönünce kendime hakim olamadım.

"Olcay." Olcay şaşkınca arkasına döndü. Gözlüklerimi çıkardım.

"Özür dilerim." dedim

"Dora!" gelip sarılmasıyla şaşırdım. Bela okuyup gider falan sanmıştım.

"Sana kızgınım ama çok az. Bize de Amerika'da okumak istediğini söyleyebilirdin. Biyolojik anne ve babamızla gitmene gerek yoktu." Ne yani? Onlar öyle mi söylemişti. Şaşırmıştım. Hava atıp 'bizimle gelmek istedi sizi sevmiyor' falan diyeceklerini sanmıştım.

"Dora bu kim?" dedi Can. Olcaydan ayrılıp Can'a baktım.

"Kardeşim." dedim gülümseyerek. Can gülümseyerek Olcay'a döndü.

"Bende Dora'nın arkadaşı. Aslında nişanlısıyım. Yani önceden kanka gibi bir şeydik ama aileler yüzünden bu duruma geldik." dedi yüzüğünü göstererek. Gözlerimi devirdim. Anlatmazsa olmazdı sanki.

"Hadi eve gidelim anne ve babamı özledim. Cansu sende ağzını kapat." dedim gülerek.

•°•°•°•°•°•
"Baba!" babam arkasını döndü. Tekrardan İstanbul'a taşınmışlardı.

"Kızım!" koşarak sarıldım. Tabikide kucağına zıplamadım. 24 yaşında zürafa gibi kızdım sonuçta. Babamın bir yerini kırmasını istemezdim. Uzun uzun sohbet ettik. Annem ve babam benim gelmem şerefine akşama parti düzenliyeceklerini söylediler. Hazırlanmamız için bizi kış kışladılar. Bende Can ike birlikte alışverişe çıktım. Zevkine bayılıyordum çünkü. Amerika'da hep onla yapardım kıyafet alışlarımı. Bana üst kısmı beyaz etek kısmı mavi önü kısa arkası uzun model bir elbise. Altada beyaz bir ayakkabı aldım. Can'a da smokin. Saçlarımı kalın maşa yaptırdım. Sonunda hazır olduğumuzda parti alanına giriş yaptık. Ne kadarda çok kişi gelmişti böyle. İleride Berke'yi görmemle olduğum yerde durdum. Ne kadarda şey olmuştu öyle...

Kaslı ve..

Yakışıklı?

Merhaba :D Evet sizin yazarcığınız telefonunu ablasında unuttu ve telefonsuz 2 ay yaşadı. İnanabiliyor musunuz? Evet çok ilginç ehehee. Her neyse. Yorum ve votelerinizi eksik etmeyiniz. Muck.

Arkadaş Mı Didin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin