KANITLAMAYA VAR MISIN?-22.BÖLÜM

3.2K 201 35
                                    

"Seninle o yemeğe çıkacağıma ölürüm daha iyi Akel!"

6 saat sonra...
"Anne arkadaşlarla yemeğe çıkacağız. Sence ne giymeliyim?"
Farkındayım. Şuan tam olarak tükürdüğümü yalıyorum.

"Arkadaşlarla yemeğe çıkmana kim izin verdi tatlım?"

"Anne lütfen gideyim! Yeni arkadaşlar edineceğim güzel değil mi hı?"

"Baban duyarsa çok kızar Dora."

"Annecim lütfen! Geç gelmeyeceğim söz veriyorum."

"Ne zaman ararsam cevap vereceksin. O telefon açık olacak."

"İşte benim annem!" dedim ve boynuna sarılıp yanaklarını öpücüklere boğdum.

"Tamam tamam dur. Hadi sana kıyafet bulalım." dedi gülerek. Hoplaya zıplaya odama girip dolabı açtım. Annem beyaz bir askılı, altınada lacivert bir etek çıkardı. Üstünede tülden, çiçekleri olan şeyi çıkardı. Şaşkın şaşkın anneme bakıyordum. Bordo botlarımı yanınada lacivertli bordolu çiçek yapraklarından oluşmus tacı çıkardı.

"Çabuk giyin!" dedi ve odadan çıktı. Üstümü giyip aynaya baktım. Artık alışverişe annemle çıkacağım kesin karar! Tacı takmaya çalışırken aniden içeri giren anneme ters bir bakış atıp tekrar aynaya döndüm.

"Kızım sen ne biçim kızsın?"

"O nasıl bir cümle ya! Beynim uyuştu."

"Otur şu sandalyeye!" dedi çekerek beni sandalyeye oturtarak. Saçlarımı bir güzel taradı. Altı tane örgü örüp saç düzleştiricisiyle üstünden geçti. Örgüleri açtığında güzel şekillenmiş saçlarıma baktım. Cidden güzel olmuştu! Tacı da bir güzel takınca sırıttım.

"Şurdaki bordo mat ojenide sür." bugün kendimi anneme bırakıyorum. Kafamı sallayıp ojeyi sürdüm. Onun kurumasını beklerken annemde bir yandan bana makyaj yapıyordu. Fondoten, eyeliner, rimel ve ruj. Ruju görünce gözlerimi pörtleterek anneme döndüm.

"Anne bu ruj ne?!" sürdüğü bordo ruja baktım. Bir de mat olanını sürmüş. Tamam güzel durmuştu ama fazla abartı olmamış mıydı?

"Çok güzel oldun kız!" küçük bordo çantamıda koluma taktım. Telefonumun sesiyle yatağın üstünden aldım. Kayıt olmayan bir numaraydı.

"Efendim?"

"Evinizin yan tarafındayım. Çabuk gel bekletilmeyi sevmem."

"Numaramı nerden buldun?! Ayrıca sana geleceğimi söylemedim. Nedemek çabuk ge-" suratıma kapatılan telefonla sinir kat sayılarım yükselmişti. Hemen aşağı indim.

"Ben gidiyorum!"

"Dora! Yüzüğün az önce yoktu. Niye takmadın?"

"Elim şiştiği için takmamıştım ama şimdi taktım. Neyse ben kaçtım. Baay." dedim ve ardından kapıyı kapattım. Neyseki üstelememişti. En iyisi gidip şu çocuğun kafasını kırmaktı. Arabaya yaslanmış şık görünümlü birini görünce gözlerimi devirdim. Bana baktı ve kafasını başka yere çevirdi. Sonra tekrar hızla dönüp beni süzmeye başladı. Şaşkınca açılan gözlerini görünce alayla sırıttım. Önü geçip elimi uzattım. Elimi tutunca kaşlarımı çatıp elimi sertçe çektim. Tekrar elimi uzattım.

"Yüzüğümü ver!" boğazını temizledi.

"Yemekten sonra. Gerçi pek yemekte sayılmaz." dedi ve sürücü koltuğuna oturdu. Bende kapıyı açıp yanındaki koltuğa oturdum. Ne var?! Üç saat neden kapımı açmadın kavgası yapamam! Bir süre gittikten sonra durduğumuzda etrafa bakındım. Arabadan inince Bar yazısını görmemle dehşetle Akel'e baktım.

"Merak etme. İçki içilmiyor." dedi beni içeri ittirirken. Sahnenin etrafına doluşup bağıran kişileri gördüm.

"Ee kanıtlamaya var mısın?"

"Neyi?" dedim kafamı Akel'e çevirerek.

"Sesinin iyi olduğunu."

"Nasıl kanıtlayacağım peki?" dedim tek kaşımı kaldırarak. İşaret ettiği yere bakınca ekrandaki Ozan Colakoğlu-Sabır (feat. Göksel) yazısını görünce gözlerim büyüdü.

"O şarkıyla mı?" dedim bende işaret ederek.

"Evet. Ama korkuyorsan zorlamam tabiki." insanları iterek sonunda sahneye ulaştım. Çoktan mikrofonu eline almış kızdan mikrofonu çekiştirerek aldım.

"Sen diğer şarkıyı söyle canım." dedim sırıtarak. Kız bir şeyler mırıldanıp aşağı indi. Şarkının başlamasıyla Akel'e döndüm. Kollarını önünde birleştirmiş dinlemeye hazır gözüküyordu. Bende şarkıya başladım.

Canımdan bezdim öyle öyle beterim

Oyuncak oldum ellerindeyim

Canımdan bezdim öyle öyle beterim

Oyuncak oldum ellerindeyim

Kölemiyim ben ay
Gel deyince geleyim
Sıkılınca gideyim

Yazık bana vay
Kime şikayet edeyim
Başından ne bileyim

Sabır sabır ya sabır
Sabır sabır ya sabır
Belkide akıllanır ah
Belkide akıllanır

Sırıtarak Akel'e baktım. Oda bana gülümsedi.

Canımdan bezdim öyle öyle beterim

Oyuncak oldum ellerindeyim

Kölemiyim ben ay
Gel deyince geleyim
Sıkılınca gideyim

Yazık bana vay
Kime şikayet edeyim
Başından ne bileyim

Sabır sabır ya sabır
Sabır sabır ya sabır
Belkide akıllanır ah
Belkide akıllanır

Sonunda şarkı bitince herkes bağırıp alkışlamaya başladı. Sahneden inip Akel'in yanına ilerledim.

"Tamam sen kazandın." dedi gülerek. Bende gülmeye başladım.

°•°•°•°•°•
Düşündüğümden de güzel geçmişti. Evin yanına geldiğimizde arabayı durdurdu. Arabadan çıkınca bende indim ve karşısına geçtim.

"Yüzüğümü ver artık." elimi tutup cebindeki yüzüğü çıkardı ve yavaşca parmağıma geçirdi. Hâlâ elimi tutan eline baktım.

"Değişik bir his." dedi kafasını kaldırmadan.

"Ne değişik bir his?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Yüzük takmak. Hemde sana."

Yeni bölüm! Urraaaa zjxfdsjh Arkadaşlar şimdi okul açıldığı için(okul açılıyor diye yastayım djxjhdd) bölümler bir gün arayla gelecektir. Sınav haftalarıda yazmayı düşünmüyorum çünkü derslerim çok zor. Umarım anlayışla karşılarsınız! Muck :*

Arkadaş Mı Didin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin