Tabiki de eve gidip küpeler benim olduğu için dans yapmıştım. Saçımı topuz yapıp küpeleri taktım. Spor kıyafetlerimi çıkarıp çiçekli elbisemi giyindim. Mutfağa geçip babamı ve annemi öptüm. Babam beni bir güzel süzdükten sonra kafasını eğip kulaklarıma baktı.
"Küpelerin güzelmiş ne zaman aldın?"
"Arkadaşım verdi babacım."
"Kız mı erkek mi?"diye bir soru yöneltti annem.
"Ne önemi var anne arkadaş işte ne farkeder?"
"Kızım nedemek ne farkeder? Bende babanın bir zamanlar arkadaşıydım."
"Tövbe tövbe."
"Ee söyle hadi kız mı erkek mi?"
"Anne erkek ama cid-"
"Ay Salih tanışalım çocukla."
"Ya anne ne tanışması arkadaş diyorum ar-ka-daş."
"Olsun tanışalım biz şu arkadaşınla." diye vurgu yapmıştı babam. Ne diyecektim ben çocuğa? Bana yardım ettiğine pişman olacaktı. Kahvaltımı sessiz bir şekilde yapıp odama gittim. Yatağıma uzanıp tavanı seyretmeye başladım. Sanırım kötü bir arkadaştım yada arkadaşmırdım? Berke'nin peşinden gitmeliydim. Ayağa kalkıp küçük sarı çantamı aldım. İçine cüzdanımı koyup telefonumu elime aldım. Anneme kısaca ben kaçtım deyip dışarı çıktım merdivenlerden inerken bir taraftan Berke'nin numarasını bulmaya çalışıyordum arama tuşuna bastım hala telefona bakıyordum. Ayağım merdivenden kayınca ayağımın ters dönmeside bir olmuştu tabi. Refleksle çığlıkta atmıştım. Oturduğum yerde ayağıma bakmaya çalışınca telefondan konuşma sesi geldiğini duydum. Telefonu kulağıma tuttum.
"Dora! Ne oldu!"
"Ah,şey sanırım düştüm."
"İyi misin?"
"Evet evet iyiyim. Herneyse sen nerdesin?"
"Sanane."
"Saman ye. Ay yani söylesen ölür müsün? Söyle hadi."
"Bluebar'da." gözlerimi ağır derecede çevirdim.
"Sabahın körü ne işin var orda? Neyse tamam." dedikten sonra yüzüne kapattım. Sekerek 3 basamak kalan merdiveni indikten sonra seke seke evin önünde taksi beklemeye başladım.
*******
Barın önünde beklemeye başladım. Açıkcası girmeye biraz korkuyordum. Birkaç defa daha bara gelmiştim ama o barlarda doğum günü partisi olduğu için kiralanmıştı ve içinde hep bildiğimiz kişiler vardı. Şimdi ise... Neyse diyip içeri daldım. Saat daha 2 olmasına rağmen içerisi doluydu. Bende hâlâ seke seke yavaşça etrafa bakarak yürüyordum. Ben burda biraz...masum kalmıştım. Yani şu karşıdaki kız minicik siyah ve deri bir elbise giyinmişti. Ben ise çocukça çiçekli bir elbise giyinmiştim. Hadi ama çok tuaf gözüküyordum. En kenarda oturan Berke'yi görünce gülümsedim. Nedense kendimi güvende hissetmiştim. Tabiki de hissedecektim. O benim kurtarıcımdı. Ona doğru (tekrar ve tekrar sekerek) yürüdüm. Yanına oturduğumda dönüp bana baktı. Bende ilk tanışmamızdaki gibi ona 32 diş sırıttım. Önüne dönüp bardağında olan yeşilimsi şeyi kafaya dikti. O kafaya dikti ama benim midem bulandı yahu."Kız ne yaptı sana? Sen ona ne dedin? Neden kız sana tokat attı? Aklımda deli sorular ve bunları cevaplamazsan gerçekten deli olacağım."
"Zaten öylesin."
"Değil mi bende arada öyle düşünüyorum. Bazende ruh hastası ehehe."
"Beni kardeşim için kullanıyormuş."
"Ne! Cidden gidip o kızın saçını yolacağım." aniden ayağa kalktım ve acıyla inledim. Ayağımı unutmuştum. Hemen yerime oturdum. Birkaç göz bize dönmüştü. Anlamadan etrafıma baktım.
"Böyle yerlerde öyle sesler çıkarmamanı öneririm."dedi ve sırıttı. Kafamızı betona sokabiliyoz mu?
"Ayağım düzelince söz o kızı döveceğim." masaya baktığımda gözümü alamadım. Küpenin aynısı olan kolye vardı. Hayranlıkla ona bakarken nereden geldiğini bilmediğim buz torbasını Berke ayağımın üzerine koydu.
"Küpe yakışmış."
"Kolyede yakışabilir aslında."
"Aslında verecek kimse yok vermemi ister misin?"
"Ciddi misin? Çok isterim."
"Arkanı dön ben takacağım." ayağımdaki buz torbasını düşürmeden arkama döndüm. Kolyeyi yavaş hareketlerle boynuma taktı. Tam arkamı dönecekke elini omuzlarıma koyup beni durdurdu. Vücudu sırtıma deyince tuaf olmuştum. Çenesini omuzuma koydu ve konuşmaya başladı.
"Neden her çıktığım kız benimle kardeşim için çıkıyor ki? Ben ondan daha yakışıklıyım ama çıktığım kızların hepsi onu seçiyor." Ah ego yığını illa kendinin yakışıklı olduğunu söyleyecek.
"Sen hep ergen kızlarla mı çıkıyorsun? Ergen kızlar bad boy hayranıdır bilmez misin?"
"Ama sende onu seçiyorsun."
"Bende 17 yaşında olan bir ergenim çünkü." dedim ve güldüm.
"Sen benim kurtarıcımsan ve beni her durumdan kurtaracaksan bende sana bir söz vereceğim." kafasını omuzumun üstünden bana çevirdi. Bende ona baktım.
"Büyüyünce seni seveceğim." tekrar 32 diş sırıtarak benden uzaklaştı. Yüzlerimiz yakın olduğu için rahat nefes alamamıştın. Derin bir nefes alıp arkamı döndüm. Hâlâ gülümsemesi yerinde duruyordu.
"Yalnız benim için yapman gereken bir şey var." dedim şirince sırıtarak. 'Ne?' der gibi suratıma bakmaya başladı.
"Ailemle tanışabilir misin acaba?"
"NE!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaş Mı Didin?
Roman d'amourBazen katlanabileceğiniz en son kişi, onsuz yaşayamayacağınız tek kişidir. Dora ve Berke'nin aşk macerasına sizde katılmak ister misiniz? arkadaş #1 |25.11.2018|