Medya: BERKE ASLANOĞLU
Sergideki resimleri inceledikten sonra birlikte yemek için restorana geldik.
Yemeklerimiz gelesiye kadar küçük bir sohbet ettik aramızda.
"Bir hafta sonra okul açılıyor. Heyecanlı mısın?"
"Biraz. "
"Merak etme. Çabucak alışırsın."
"Umarım. "
Gülümsedim sonrada aklıma gelen soruyla konuşmaya başladım
"Okulun bir forması var mı?"
"Hayır yok. Bu konuda sıkmıyorlar."
İyi bari. Okul alışverişinden kurtulmuştum.
Bu arada yemekler gelince kısa bir sessizlik oldu.
"Eve yardımcı almışsınız?"
"Evet. Ben de sabah öğrendim. Akşam babamla bir konuşacağım."
"Neden? İstemiyor musun?"
" Ne gerek var ki ? "
"Baban evde olmadığında sana eşlik eder ne güzel. "
"Aslında haklısın. Yalnızlığa alışık olmadığım için benim için iyi olabilir."
"Baban işleri büyütmüş. Bundan sonra fazla görüşemezsiniz. Olmadı sen de annende kalırsın."
Annem kelimesini duyunca bakakaldım. Onun beni bırakıp gittiğini bilmiyor muydu? Babam ne kadarını anlatmıştı.
Ne diyecektim şimdi? Anlatmak için pek hazır da değilim ki. En iyisi konuyu değiştirmek. Çaktırmamak için gülümsedim .
"Sen de daha çok babana yakınsın sanırım. Dün annenle aranda bir mesafe vardı."
Dediklerimle durgunlaştı. İçeceğinden bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.
"O benim üvey annem. Benim de annemle babam ayrıldılar."
Hadi canım. Hiç de aklıma gelmemişti. Demekki birinci ortak noktamız buydu.
"Annenle görüşüyor musun?"
"Tabi ki. Hafta sonları onda kalıyorum. Bazen hafta içi de gidebiliyorum. "
"Hımm. Güzelmiş."
En azından annesini görüyordu. Ben ise sesini bile duymuyordum. Çünkü benim annem beni bırakıp gitmişti. Aynı durum söz konusu bile değil.
Acaba onlar neden ayrıldı ki?
"Peki neden ayrıldılar? Ama cevap vermek istemezsen anlarım."
"Sorun değil ya, aştım ben o konuları."
Ne güzel. Ben daha aşamamıştım.
"Anlaşamıyorlardı. Ben küçükken sürekli kavga ediyorlardı. En sonunda da ayrıldılar. Onlar için böylesi daha iyiydi. İlk başta kabullenemesem de daha sonra iyi bir karar olduğunu farkettim."
"Neden?"
"Çünkü birlikteyken hem birbirlerini hem de beni üzüyorlardı. Şimdiyse ikisi de mutlu. Onlar mutlu olunca ben de mutlu oluyorum."
"Annen de tekrardan evlendi mi?"
"Hayır. İşinden kimseyi görmüyor ki. İnan bana ben dışında kimseye vakit ayırmıyor. Eğer bana da vakit ayırmasaydı benim için yok sayılabilirdi."
"Yine de güzel bi anne-oğul ilişkiniz vardır."
"Güzel tabi ya. Anne gibisi yok."
Burnum sızladı. Sanırım ağlayacaktım. Ama dayanabilirim. Başımı yemeğime gömdüm. Eğer gözlerim dolduysa fark edilmemesi için.
"Senin annen nerede? Sizde görüşüyor musunuz?"
"Hayır."
"Uzakta mı?"
"Evet."
Gözümü tabağımdan ayırmadan kısa kısa cevap veriyordum. Eğer anlatmaya başlarsam musluklarım direkmen döküleceklerdi.
"Evli mi?
"Evet."
"Evlendiği adamdan dolayı mı görüşemiyorsunuz?"
Yok dayanamayacağım.
"Şey... Ben bir lavaboya gideyim."
Dememle hızlıca ordan uzaklaştım. Lavaboya girip yüzüme bol bol su çarptım. Sonra da aynada kendime bakıp "Her şey geçecek" dedim ,küçüklüğümden beri yaptığım gibi. Derin derin nefes almaya çalışarak olduğum yerde ileri geri gidip geldim.
Herkeste 'anne' kelimesi şefkat, sevgi anlamı taşırken bende acı anlamı taşıyordu. Annem bana acı veriyordu ve bu ondan günden güne nefret etmemi sağlayacak gibi duruyordu. Belkide kalbimin derinliklerinde kaybolup gidecekti. Kendime gelip tekrardan yüzümü yıkadım.Sonra yüzümü kurulayıp masaya geri döndüm.
"İyi misin? Eğer üzdüysem özür dilerim."
"Yok sorun değil. İyiyim."
Herkes gibi en büyük yalanı söylemiştim "İyiyim" diyerek.
Berke sanki anlamış olacak ki konuyu değiştirdi ve farklı farklı şeylerden konuştuk . Boş zamanlarımızda neler yaptığımızdan, geçmişteki ilginç anılarımızdan konuşup keyifli bir vakit geçirdik. Böyle olması beni fazlasıyla rahatlattı.
Yemeğimizi yedikten sonra kısa bir tur yapıp eve döndük. Babam evde yoktu. Telefonuma baktım mesaj ve cevapsız arama vardı."Babamdan"
>Kızım iş yemeğinden dolayı gecikeceğim beni bekleme. Seni seviyorum...
Ne güzel(!) .Babamı da işi almıştı elimden.
Gözlerim doldu. Bugün akamadıkları için içerde isyan ediyorlardı sanırım gözyaşlarım.
Odama çıkıp kendimi yatağa attım ve gözyaşlarımı serbest bıraktım. Acılarımla birlikte akmalarını diliyordum.
Diğer bölüm itibariyle okul macerası başlayacak. Şimdilik hoş çakalın kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AşK Şüphe Eder Mi?
Teen FictionAşk ve şüphe bir arada olursa ne olurdu? O aşk günden güne azalır mıydı yoksa kanla mı sonuçlanırdı? Bu hikâyenin sonu tamamen seçimlere bağlıydı. Her seçim bir sonun başlangıcı değil midir? Ya aşk galip gelecekti ya da şüphe. Azra ve Kaan'ın lise h...