12. Bölüm : Belinay ve Seçil

164 52 14
                                    


MEDYA : KAaN

"Seni öldürmemi istemiyorsan doğruyu söyle!"

"Doğru söylüyorum. Ben yapmadım."

Sinirlenip yumruğunu başımın kenarından duvara vurdu.
Beni okuldaki kıymetli yerini yakmamla suçluyordu. Ben böyle bir şey asla yapmamıştım. Kimbilir kimi kızdırmıştı.
Derin bir nefes alıp nefesini yüzüme çarparak konuşmaya başladı.

"Azra! Eğer doğruyu söylersen sana fazla zarar vermem."

İsmimi onun ağzından ilk defa duyunca bir başka oldu içim. Kalbim korkudan mı atıyordu yine?
Ayrıca eğer onu ben yapmış olsaydım beni ciddi ciddi öldürecek miydi? Yada zarar verecekti. Ve bunu her kim yaptıysa hali dumandı. İnsan bu kadar mı sahiplenir orayı anlamıyorum.

"Doğruyu söylüyorum. Ben yapmadım."

Gözlerini bir an bile ayırmadan sinirli gözlerle beni inceledi. Başımın yanında yumruk yaptığı elini bir kez defa vurdu gözlerini gözlerimden ayırmadan.

"Bana bugün o yer olmasaydı gibi laflar ettin. Arkadaşlarına intikam alacağından bahsettin. Bunlar tesadüf mü?"

"Evet." Dedim bir çırpıda. İnanmayan gözlerle bana bakmayı sürdürdü. Arkadaşlarımla konuşmalarımı nereden biliyordu. Üzerime böcek falan mı yerleştirmişti acaba. Yok artık. Konuyu saptırmamak için bu konuyu şimdilik kapatıyordum. Ama bir gün açacaktım. Hala daha konuşmam için ısrarlı gözlerle bana bakıyordu.

"Aslında..." deyip sustum. Aslında aklımda bi şeyler vardı ama yapmadım. Bunu söylersem de kızar mıydı ki bana?
Sabırsızca söylememi beklerken kükredi.

"Konuş!"

"Aslında öyle bir şey yapacaktım ama cesaret edemedim. Bir anlık sinirle kurduğum intikam planıydı."

"Bak Azra! Yaptıysan söyle. Eğer ben öğrenirsem daha kötü olur."

İkinci kez adımı söylemesini pas geçerek cevap verdim

"Yapmadım."

Sinirlenerek boğazıma yapıştı. Öyle bir sıkıyordu ki nefes bile alamaz hale geldim. Ve o acı inanılmaz dehşet vericiydi. Şuan bu durumdan yola çıkarak ölümüm boğularak olmamalıydı.

" Beni zorluyorsun küçük sıçan! "

Ellerini tutup geri çekmeye çalışıyordum fakat beceremiyordum. Hem korkudan hem acıdan olsa gerek gözümden bir damla yaş düştü. Gözlerim kararmaya başladı. Sanırım bu sefer ölecektim. Bu sefer şansım yoktu. Suçsuz yere ölecek olmam daha acı vericiydi. Bari ölümümün bir nedeni olsaydı.
Her şeyden vazgeçmiş kendimi bırakırken ellerini boğazımdan çekti. Sırtımı duvara sürterek olduğum yere çöktüm öksürüklerimle beraber. Bir yandan öksürürken bir yandan da ona söyleniyordum.

"Hayvan. Suçsuz yere öldürüyordun beni!"

Hiç susmak bilmezdim. Neredeyse ölümden döndüm ama yok benim çene maşallah konuşmadan duramıyor.
Kaan arkasını dönmüş hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Çok sinirliydi. Sağ elini saçına götürüp karıştırdı. Sonra da bana dönüp " Öğlen neredeydin?" dedi.

"Yeliz'le birlikteydim."

"O kim?"

"Çocukluk arkadaşım"

"Nerede buluştunuz?"

"Okulun yakınındaki kafede."

Hem sorularına cevap veriyordum hem de öksürmeye devam ediyordum. Acısı hala daha geçmemişti.
Gözleriyle odayı taradı fakat sonra bana döndü ve "Telefonun nerede?" diye sordu.
Cebimden telefonumu çıkarıp havaya kaldırdım göstermek için ama kaldırır kaldırmaz elimden kapıp aldı.

AşK Şüphe Eder Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin