MEDYA : YELİZ TÜRKEL
Sabah zar zor uyanıp hemen duşa girdim. Kendime gelmem biraz zor olmuştu. Normalde kalktığım saatten geç kalkmıştım. Hep uyku hapları yüzündendi. Hem onlara muhtaç kalıyorum hem de arkasından mızmızlanıyorum. Çok nankörüm .
Ilık ve üzerine soğuk duş alınca kendime daha çok geldim. Banyodan çıkıp kot şortumu ve üzerinde yazılar olan kırmızı bir tişörtümü üzerime geçirdim. Beyaz spor ayakkabımı da giyince kıyafet faslını bitirmiş oldum. Vişneli dudak nemlendiricisinden sürüp hafif de göz makyajı yaptım. Saçlarımı doğal haliyle yanlarda bıraktım. Son kez kendimi aynadan bakınca iyi göründüğüme sevindim. Hayattan bezmek yoktu her ne olursa olsun. Tam çıkacakken bir şey unuttuğumu farkedip geri döndüm. Olmazsa olmaz çanta. Çantama defter, kalem ve birkaç tane bi'şey yerleştirdikten sonra sol omuzumdan önüme doğru geçirip sağ tarafıma bıraktım. Şimdi tam olarak hazırdım. Telefonumu masamın üzerinden alıp odadan çıktım. Mutfağa girip ne var ne yok diye baktım. Kimsecikler yoktu. Arkama dönmemle Aysel ablayla karşılaştım.
"Günaydın Azra kızım."
"Günaydın. Babam çıktı mı?"
"Evet. Her zamanki saatinde çıktı. Siz biraz geç kaldınız."
Evet öyle olmuştu.
"Neyse. Ben de çıkıyorum yoksa geç kalacağım."
"Kahvaltı yapmadınız?"
Sizli bizli konuşmaya mı geçmiştik yine? Ayrıntıları dikkat etmekten vazgeçip Aysel ablaya cevap verdim.
"Okulda atıştırırım."
"Aman kızım dikkat et. Çok abur cubur yeme. Dışardakiler hep sağlıksız şeyler . Ayrıca kim bilir içlerine ne katıyorlar."
Bir an annemden öğütler alıyorum sandım. Bu bile kendimi iyi hissettirirken annemde kimbilir ne hissederdim. Belki mızmızlanırdım. Çünkü insan yaşayamadıklarını yaşamak isterken normalde nasıl olacağını düşünmez. Sadece ister.
Aysel ablaya gülümseyerek baktım.
"Tamam dikkat ederim Aysel abla. Hadi kolay gelsin."
Geçiştirmeye çalışarak kapıyı açtım, tam çıkacakken Aysel ablanın sesiyle durdum.
"Kızım, az daha unutuyordum. Baban, Azra uyanınca beni arasın. Onunla konuşmam gereken bir konu var, dedi. Giderken onu da arayıver."
"Tamam" deyip evden sonunda çıkabildim. Hızlı adımlarla okul yolunu tuttum. On dakika sonra ilerde okulun gözükmesiyle yakınımdaki kaldırımlardan birine oturdum. Okula varmadan babamı arayayım. Bakalım ne konuşacakmış benimle. Telefonumdan babamı bulup arama tuşuna bastım. Üçüncü çalışta sesini duydum.
"Kızım."
"Babacım. Seni aramamı söylemişsin. Hayırdır noldu?"
"Bir şey olması mı gerekiyor? Kızımı dünden beri göremeyince özlemiş olamaz mıyım?"
Başka bir şey olduğunu bal gibi biliyordum.
Tamam özlemiş olabilir çünkü dün eve gelip kendimi odaya attım ve bir daha çıkmadım. Bu sabahta görüşemedik . Özlemiştir yani.
"Olabilirsin de bence başka bir şey var."
"Babasını da tanırmış."
Güldüm. Ben değilde kim tanıyacak ki zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AşK Şüphe Eder Mi?
Genç KurguAşk ve şüphe bir arada olursa ne olurdu? O aşk günden güne azalır mıydı yoksa kanla mı sonuçlanırdı? Bu hikâyenin sonu tamamen seçimlere bağlıydı. Her seçim bir sonun başlangıcı değil midir? Ya aşk galip gelecekti ya da şüphe. Azra ve Kaan'ın lise h...