6. Bölüm: Okul ve Tesadüfler

152 56 8
                                    


~ Tesadüf bir başlangıçtır, finali sen oynarsın perdeyi kader kapatır.~ Bob Marley~

Koskoca bir hafta geçmiş ve artık okul dönemi başlayacaktı maalesef. Heyecanlıydım. Dün geceden beri uyku tutmamıştı. Sabah erkenden kalkıp duşumu aldım ve hazırlandım. İlk gün için siyah diz üstü etek ve üzerine salaş beyaz bir bluz yeterliydi . Saçlarımı da doğal haliyle saldım. Hafif de makyaj yaptım. İlk gün olması itibariyle biraz özenmeye çalıştım ama fazlada aşırıya kaçmamak lazım.

Küçük çantama defter ve kalemlerimi koyduktan sonra tam anlamıyla hazırdım. Babamın bana seslenmesiyle aşağıya indim.

Bugün başbaşa kahvaltı yapacaktık. Aysel abla babamın isteğiyle birazcık geç gelecekti. İşleri yoğun olmasına rağmen beni aksatmamaya çalışıyordu babacım. Bu da beni iyi ediyordu.

Daha mutfağa varmadan mis kokular gelmeye başlamıştı burnuma. Babam diye söylemiyorum, elinden her iş geliyor valla.

Mutfağa girip masaya göz ucuyla bakınca gözüme ilk çarpan babamın o güzel omletiydi.

"Harikasın baba!"deyip yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. Ve direkt masaya oturup omleti mideme indirmeye başladım. Oh, taze sıkılmış portakal suyu da var. Valla yemeyinde yanında yatın diyeceğim de, nimet şimdi günah olur yanında yatmak falan .

Kahvaltımızı keyifli sohbet eşliğinde yaptıktan sonra ortalığı biraz toparladık. Gerisini de Aysel abla hallederdi. Yoksa geç kalacaktık.

Kapıda babamı beklerken yan evden Berke çıktı.

" Hadi atla, birlikte gidelim."

İyi olabilirdi aslında. Ama ilk gün babamın bırakacağını düşünüyorum. Daha sonra gidebiliriz.

"Beni babam bırakacak. Belki daha sonra."

"Peki. Görüşürüz okulda."

Kafamı sallayıp küçük bir tebessüm yolladım. O da gülümseyip arabasına bindi. Ne ara ehliyet almıştı acaba? Neyse...Karşıdan babamın geldiğini görünce arabaya fırladım. Emniyet kemerimi de takıp radyoyu açtım. Beş dakika sonra okula varmıştık. Yakınmış. Yürüyerek de gelebilirim aslında. Bunu daha sonra düşünmeliydim.

Babamı öptüm. O da "İyi şanslar" diledi bana. İşimiz şansa mı kalmıştı. Eğer öyleyse kesin başıma iş açacaktım.

Arabadan inip okul kapısına doğru yürüdüm. Bazılarının gözünün üzerimde olduğunu fark edebiliyordum . Hiçbirine aldırmadan okul bahçesine girdim. Gözlerimle bahçeyi taradım Berke'yi bulabilmek için fakat ortalıklarda gözükmüyordu. Bizden önce gelmesi gerekmiyor muydu? Evet gerekiyordu.

Yavaş adımlarla okul binasına girdim. Koridorun sonunda kantini görünce oraya doğru gittim. Bir kaç kişi oturmuş konuşuyolardı. Ben de boş bir masaya oturup Berke'ye mesaj attım kantinde beklediğime dair.Telefonumu çantaya koyup etrafımı inceledim. Çekici güzel kızlar ve yakışıklı erkekler.... Sanki özene bezene seçilmiş hepsi. Eski okulumda bunları görseler ağızlarını açmış, salyalarını da akıtmışlardı.

Bunlar ergenlik dönemini ne ara atlatmışlar ya. Valla bazılarına rüzgar gibi gelip geçiyor sanırım.

Canımın çikolata çekmesiyle çantamdan paramı alıp kantindeki sıraya doğru yöneldim. Önümde iki kişi vardı. İstediklerini alıp gidince sıra bana geldi. Tam paramı uzatıp isteğimi söyleyecektim biri beni itip sıramı ele geçirdi. Hayvan!

"Napıyorsun ya. Sıra var görmüyor musun?"

Beni iplemedi bile. İsteklerini sıralıyordu. Yüzünü tam olarak göremiyordum.

AşK Şüphe Eder Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin