BÖLÜM 14

9.5K 353 4
                                    


Evvedd :D Yine yeni bir bölümle karşınızdayım :) Kısa bir bölüm oldu ama idare edin :) Yorumlarınız benim için çok önemli. Yorumlarınızı bekkliyorum :D

Korkuyordum. Yıllarca gerçeklerden kaçmıştım.Yüzleşmekten korkuyordum. Belki de gerçeklerden korkuyordum.Şuan korkuyu iliklerime kadar hissediyordum. Bunu yıllarca kimseye anlatamamıştım. Bunca karanlıktan ve kötülükten kaçıyordum. Mithat'a doğru koşuyordum.Her kötü anımda kendimi Mithat'ın kollarında buluyordum. Benim gibi kötü biri Mithat gibi birini hakedecek napmıştı? Yıllar boyunca kendime duvarlar örmüştüm.Bu duvarları kimse yıkamamıştı. O duvarların arkasında bambaşka bir Ada vardı. O Ada ile bu zamana kadar kimse tanışmamıştı. Ama Mithat bu gece o Adayı görmüştü. Belki de benimle evlendirildiği için pişman olmuştur.Kim ruh hastası ve katil biriyle evli kalmak isterdi ki? Hani hep kitaplarda ya da filmlerde olur ya kız iyi ve masumdur erkek ise kötü ve acımasızdır heralde bizim hikayemizde roller değişmişti. Kız kötü ve acımasız erkek ise iyi ve masumdu.Bizimkisi nefretin ve aşkın öyküsüydü. Heralde nefret aşka dönüşüyordu. Ben hiç bir şekilde onu haketmiyordum. Dakikalar öylesine yavaş geçiyordu ki parmaklarıma kenetlenen uzun parmaklara karşın uyuştuğunu hissettim. Elini bırakmadan kolundan ayrılarak yüzünü inceledim. Sanki o gözlere baktıkça boğulacakmışım gibi.Zaman kavramı buz tutmuş gibiydi.Bakışlarımı onun yüzüne sabitledim. Saçlarımı okşamaya başladı. Ve kalbim günlerdir sanki maraton koşucusu gibi koşan biri gibi atıyordu.Korku dolu gözlerle Mithat'a baktım. Bana acımasından korkuyordum. "Özür dilerim." dedim. Onu kırmıştım. Saçma sapan kıyafetler yüzünden onu incitmiştim. Ona defalarca ondan nefret ettiğimi ve onu sevmediğimi söylemiştim. Onu sevdiğim halde bunları söylemiştim. O ise benim hasta olduğumu öğrendiği halde beni kliniğe yatırmak yerine yanımda duruyordu. Şuan benim bir katil olduğumu öğrenmişti. Yine de beni bırakmamıştı.Mithat'ı hala çözememiştim. Farklı birsiydi. Bazen o kadar iyi oluyordu ki bazen de onu tanıyamıyordum. Ama yine de onun yanında olmakta mutluydum. Heralde ona alışmaya başlamıştım.

"Seni asla bırakmayacağım sen bırakmamı dahi istesen yine de seni bırakmayacağım.Anladın mı baş belası?"

"Benim gibi ruh hastası ve katil biriyle ömür boyu yaşamak istiyorsan senin tercihin."

"Şu konuda anlaşalım sen ruh hastası falan değilsin. Ayrıca hiçbirimiz masum değiliz."

"Seni seviyorum." Bunu söylemek için geç bile kalmıştım. "Ya sen?"diye sordum. Saniyeler sanki yıllar gibi geçiyordu. Dudağımı kemirmeye başladım. Gözlerine baktım.

"Benim sana karşı hissetiklerim basit bir sevgiden ibaret değil." Bana karşı o kadar derin duygular beslediğini düşünmemiştim. Korkuyordum.

"Korkuyorum."

"Neyden?"

"Sana kapılmaktan." Hemen kendime gelmem gerekiyordu.Ben asla Mithat'a böyle şeyler söyleyemezdim. Daha bunları zihnimde gerçekleştirmeden kelimelere döküp Mithat a söylemiştim.

" Seni asla bırakmam." Kollarından geri çekilmeye çalıştım ama belimdeki eli bunu engelliyordu. Yüzüne bakabilecek durumda değildim. Rezil olmuştum.

"Dengesizliğin tuttu yine" Yok artık! Harbiden öküzdü. Ben burda ona ilanı aşk ediyim o hala dengesizliğime takılı kalsın.

"Uykum var."

"Çocuk gibisin. Uyumak yok. "

"Beni sevdiğini ilk ne zaman anladın?"

Adam sana daha seni seviyorum bile dememişken birde gidip "Beni sevdiğini ilk ne zaman anladın" diyorsun. Bravo sana.

Bu sefer haklıydı. Uykusuzluktan ne dediğimi bilmiyordum. Ayrıca şuan birbirimize çok yakındık. Hatta dipdibeydik. Sorumun cevabını bekliyordum. Kesin rengim şuan kırmızıdan mora dönmüştür. Adam cevap verme tenezzülünde bile bulunmuyordu. Harbiden ben Mithat'dan ne bekliyordum ki? Onu sevdiğimi söylediğim için boynuma atlamasını falan mı..

Sessizlik..Sessizlik..Sessizlik.. Bir sorunun cevabı bu kadar zor olabilir miydi?

"Ne farkeder ki"

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin