Pera - Sensiz Ben
"Banu"
Banu ve Akın aynı anda konuşunca gülmemek için kendimi zor tuttum. Neden sadece gerçekleri söyleyip kurtulmuyorduk ki biz?
"Efendim?"
"Bir şey olsa bize söylerdiniz değil mi?"
Banu gülüp telefonunu çantasınşn içine attı.
"Neden? Siz bizim neyimizsiniz ki?"
.....
Son iki hafta korkutucu derecede sakin geçmişti. Zaman zaman Olcay Banu'nun sinirini bozsa da kavga falan yaşanmamıştı.
Ah birde benim sorunlarım vardı tabi. Babam sonunda beni aramış "kızım ne bakıyorsun abina gel evine" demişti. Eve gitmiştim evet, fakat sadece bir kaç elbise daha almak için.
Banu'yla aynı evde yaşıyorduk ve o çok iyi bir ev arkadaşıydı.
Zaten aynı sınıfta olduğumuz için de bir sorun yoktu. Onunla gidip geliyorduk.
Ah bir de, Banu şirkete gidip gelmeye başlamıştı. İşleri kendi kontrol ediyordu. Yeni çalışanları kovup eski çalışanları tekrar işe almıştı. Babasının çalıştığı kişilerle çalışmak istediğini, işte ajan istemediğini söylüyordu.
Staj yapmam için şirkete almıştı beni de. Haftada 2 -3 kere o gittiğinde onunla gidip evraklara göz atıyor, harcamaların dengesi için hesaplamalar yapıyordum.
Berk ve Akın.
Akın ve Berk.
Bizi muhteşem bir şekilde görmezden geliyordu. İki hafta boyuca yanımızda bile geçseler bizi görmezden gelip sanki yokmuşuz gibi davranıyorlardı.
Banuyu bir kaç kez gece salona geçip ağlarken görmüştüm ama beni görmesin diye hemen yatak odasına geri dönmüştüm. İyi değildi. Mutsuzdu.
Benim gibi.
Bir kaç hafta , hatta bir ayda tanıdığımız insanların yokluğunda bu hale düşeceğimi hiç düşünmezdim.
Ama alışmıştım onlara, arkadaşlıklarına, başımız sıkıştığında bizi korumalarına..
"Sıkıldım" Elindeki kalemi masanın öbür ucuna fırlatıp bana bakan Banu'ya göz devirdim.
"Ben çok iyiyim ya(!)"
"Aynur Berk'in kucağında biraz daha otursa hamile kalacak "
Baktığı yere bakıp onlara "özel" masada Aynur, Berk, Akın, iki kız ve üç çocuğu da gördüğümde yüzümü buruşturdum.
"Kısır kalır inşallah"
Banu baya sesli kahkaha atıp eliyle ağzını kapattı. Gülüp bana baktığında tek kaşımı kaldırdım.
"Eğlenceli birşey konuşuyormuş gibi davran. Yeter be üzülüyorsak evde üzülürüz bu ne surat"
Gülerek söylediği şeyler dışarıdan komik birşey anlatıyor gibi gözükse de halimiz acınasıydı.
Gülüşüne karşılık verip imalı imalı kapıdan giren grubu gösterdim "dejavu"
Kapıya bakıp Olcay, abim ve bir kaş kızla çocuğun bulunduğu grubu gösterdiğimde sanki hiç bir şey olmamış gibi yine gülmeye devam etti. Aslında gülmeye değil, kahkaha atmaya demeliydim sanırım.
Sinirleri üst düzeyde bozulmuştu kızın.
"Bakıyorum keyifler iyi"
Başını kaldırıp Olcay'a baktı ve yine kıkırdamaya devam etti. Olcay bana 'ne oldu buna' bakışı atıp yine ona döndü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sebep
RomanceÇünkü ben, tüm renkleri çalınmış bir gökkuşağı değilim. Ben mavi ile renkleneceği günü bekleyen bir gri'yim adamım.