Akşam misafirler gelip müzik son ses açıldığında Minseok herkese hizmet edip geri mutfağa girdi. Biraz daha cips doldurup salona tam sehpanın ortasına koyduktan sonra Luhan'a bakınmaya başladı. Heechul ise onu fark edip arkadan yaklaştı ve ağzını kulağına dayayıp "Ne o yoksa bana mı bakınıyorsun güzellik?" dedi. Minseok hemen geri çekildikten sonra hiçbir şey demeden bahçeye yöneldi. Luhan orada birkaç arkadaşıyla birlikte toplanmış konuşuyordu. Sessizce onun yanına yakınlaşıp odasına çekilip çekilemeyeceğini sorduktan sonra geri çekildi. Luhan'dan onay aldıktan sonra ise hızla içeri girip odasına indi. Bu sırada Heechul da onu fark edip merdivenlerden aşağıya indi. Yavaş adımlarla ilerleyip Minseok'un kapısını açtı. Minseok şaşkınca yatağından Heechul'a bakarken, "Bir şeye mi ihtiyacın var?" diye sordu. Heechul ise içeri girip kapıyı kapattı.
"Aslına bir şeyimi kaybetmiştim."
"Çok acil değilse eğer yarın bulup teslim edebilirim."
"Ama aslında buldum, tam karşımda duruyor."
Minseok Heechul'un bakışlarından biraz korkup yatağının köşesine biraz daha sinerken Heechul t-shirtünü çıkartıp Minseok'a bir bakış attı ve cebinden her gece başka birisinin koluna taktığı kelepçesini çıkarttı.
"Bunu zevk için kullanırım, şimdi bana zorluk çıkartmayacaksın değil mi? Hem senin de beni istediğini ilimiz de iyi bir şekilde biliyoruz, beni kim istemez ki."
"Çık git buradan! Yoksa-"
Heechul Minseok'un havaya kaldırdığı yumruğunu tutup onu sertçe yatağına ittikten sonra üzerine çıktı ve hızla Minseok'u yatağının başlığına kilitledi.
"Cümlenin devamını alalım bakalım. Zaten hizmetçi değil misin? Biraz da bana hizmet et."
Minseok Heechul'un altından kurtulmaya çabalarken, bir yandan da bağırmaya ve bileğindeki kelepçeden kurtulmaya çalıştı. Bu sırada ise Luhan bahçede arkadaşlarıyla konuşmasını bitirip Heechul'a bakmak için içeri girmişti, biraz bakınıp onu göremeyince arkadaşlarından birine onu görüp görmediğini sordu.
"En son aşağıya indiğini gördüm."
"Teşekkürler."
Luhan aklı karışmış bir şekilde ilerleken aniden adımlarını hızlandırıp merdivenlerden aşağıya indi ve hızla Minseok'un odasına girdi. Karşılaştığı manzarayla ise bir süreliğine donup kaldı.
"Ne o yoksa izlemeye mi geldin Lu, yoksa bize katılacak mısın?"
Luhan Heechul dediklerini yarım yamalak dinlerken Minseok'un dolmuş ve adeta "Beni kurtarın." diyen gözleriyle karşılaştı ve ani bir hareketle Heechul'u yakasından tutup yere fırlattı. Heechul şaşkınca yerden kalkarken, "Dostum ne yapıyorsun?" dedi. Luhan ise fazlasıyla ciddileşerek, "Ona bir kere daha böyle tacizde bulunacaksan, bir daha buraya gelme ve hatta şimdi çık git." dedi ve onu kolundan tutup cebine sakladığı anahtarı da aldıktan sonra odanın dışına çıkartıp kapıyı suratına kapattı ve Minseok'la ilgilenmek için arkasını döndü.
"Gerçekten özür dilerim. O gerçekten sex düşkünü bir manyak, cinsiyeti umursamaz, eğer beğendiyse onun olmalı."
Luhan Minseok'u serbest bırakırken nazikçe kanamaya başlamış olan bileğini eline aldı ve cebindeki peçeteyle kanı temizledi.
"Vaktinde geldiğin için teşekkür ederim. Ona karşı koymaya çalıştım fakat..."
"Henüz ondan kaçabilmiş kimse yok Minseok, merak etme ben onun gittiğinden emin olurken gidip bir duş al ve gelip uyu, temizliği sonra da halledebilirsin. Zaten yukarıdaki karmaşadan sonra bu evi üç gün temizlesen anca temizlenecek bir hal alır."
"Luhan,"
"Evet?"
"Heechul'la sen de yaptınız mı?"
"Ne?"
"Sonuçta, futbolcusun, yakışıklısın, erkekleri bile kendine hayran bırakıyorsun, hatta aşık bile edebilirsin, seni de istemiş olmalı."
"İstemişti fakat bu dünyada onla baş etmeyi becerebilen en iyi insan olduğum için hastanelik edecek seviyede bir tekme çaktıktan sonra o düşüncesinden vazgeçti. Neyse ben çıkıyorum."
Luhan odadan çıktıktan sonra Minseok kıyafetlerini ve havlusunu alıp duş almak için banyoya girdi. Buz gibi akan suyu açıp şansını deneyerek ısıtmaya çalıştı ama başarılı olamayınca vazgeçip suyun altına girdi ve buz gibi bir suyla duş alıp geri odasına gitti ve pek de sıcak olmayan yatağına girdi. Üzerini sıkıca örttükten sonra ise gözlerini kapatıp yukarıdan gelen müzik seslerini umursamadan uyumaya çalıştı, fakat pek başarılı olamadı ta ki müzik kapanıp misafirler gidene kadar.
Sabah Minseok erkenden uyanıp şişmiş gözleriyle etraftaki dağınıklıklara çarpmamaya çalışarak mutfağa girdi ve kahvaltı hazırlamaya başladı, bu seferki denemesi diğerlerinden daha iyi olmuştu. Masayı kurduktan sonra etrafı toparlamaya başladı. Salonun bir kısmındaki dağılmış eşyalar toplandığında Luhan da uyanmıştı.
"Günaydın, kahvaltı hazır, istediğin şekilde her şey masada, şimdi kahveni de getiririm."
Minseok mutfağa girip kahveyi doldurduktan sonra çabucak Luhan'a götürdü ve eline bezi alıp sehpayı temizlemeye başladı.
"Minseok sen kahvaltı yaptın mı?"
"Dediğin gibi mutfakta kahvaltımı yaptım ve tüm kirli bulaşıklarla birlikte bulaşık makinesini çalıştırdım, en hijyenik şekilde, merak edilecek bir şey yok. Odanda herhangi bir dağınıklık var mı? Ona göre temizlik malzemesi alacağım yanıma."
"Sadece yatağımı yapman gerek ve kirli kıyafetlerim birikmiş onları yıkarsan iyi olur."
"Peki. Merak etme."
Minseok birkaç saatlik temizliğin ardından yorgun bir şekilde kendini yatağına attı ve çok kısa bir süre oturup, akşam yemeği hazırlamak için mutfağa girdi. Şansı yaver giderse eğer bu sefer tuz seviyesini de ayarlayabilecekti.
Luhan mutfağa girip bir bardak su içerken "Yemek ne zaman hazır olur?" diye sordu.
"Bir saate?"
"Pekala, ben biraz bahçede takılacağım haber verirsin."
"Tabii."
Yaklaşık bir saat sonra Minseok masayı hazırlayıp Luhan'a haber vermek üzere bahçeye yöneldi. Kapıyı açmasıyla birlikte ise başına top yeyip yere yığıldı.
*Hazır önümüzde tatil olduğu için bölümü erken atıyorum :D Lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin~~ Ayrıca hafta içi belki bir bölüm daha gelebilir :3 *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Number : 7
FanficFanboyluğun zirvesinde takılan takıntılı Minseok ve futbol kariyerinin zirvesinde bulunan 7 numaralı oyuncu Luhan'ın hikayesi.