Yaklaşık iki hafta geçmişti. Minseok Luhan'ın karşısına bir kere bile çıkmamış, onun maçlarına dahi gitmemişti. Luhan ise iyice keyifsizleşmiş, Minseok'u özlediğini inkar etmekle meşguldü.
Luhan'ın menajeri Luhan'a sıcak su verirken "Final maçına az kaldı Luhan." dedi.
"Biliyorum."
"O halde kendine daha fazla dikkat etmen gerek değil mi? Boğaz ağrısı da nereden çıktı şimdi? Ateşlenip yatağa mı düşmek istiyorsun?!"
"Ah basit bir boğaz ağrısı işte, hiç değilse antrenmandan kaçmış oldum."
"Evet, sonunda normal bir futbolcu gibi antrenmanlarını kaçırmıyorsun. Hizmetçinin gitmesi iyi oldu. Yine de onu hapse göndermemizin daha iyi olacağını düşünüyordum."
"O hiçbir suç işlemedi, tek suçu evime izinsiz girmekti, bunu da burada bir süre tutsak kalarak ödemiş oldu." diyerek Luhan suyundan yudum yudum içmeye başladı. Ardından iç çekerek bağdaş kurup öylece bakınmaya başladı. Menajeri ise Luhan'ı daha önce böyle görmediği için sessizce yanlarında televizyon izleyen Heechul'a eğildi ve "Bunun nesi var böyle?" diye sordu.
"Bence aşk acısı çekiyor. Minseok gittiğinden beri evde dalıp dalıp gidiyor, onun yüzünden gece avlarına çıkamaz oldum biliyor musun? Evde olmasam yemek yemeyi ya da uyumayı ya da şuan ki gibi nefes almayı unutur diye korkuyorum. Luhan nefes al!"
Luhan Heechul'un sesiyle kendine gelip şaşkınca nefes alıp vermeye tekrar başlarken suyundan biraz daha içti.
"Luhan iyice hayattan koptun farkında mısın? Minseok'un nerede kaldığını bilmiyor musun? Git gör!"
"Minseok ne alaka şimdi Heechul." diyerek Luhan ayağa kalktı ve odasına çıktı. Menajeri ise Heechul'un karşısına geçip neler olduğunu öğrenmeye çalıştı.
"Eh kısaca Luhan Minseok'u deli gibi özlüyor ama mükemmel bir şekilde inkar ediyor, Minseok Luhan'ın hayatından tamamıyla çıktı. Aşık olmuşlar işte birbirlerine falan filan, gidip Luhan'la konuşsana bunları beni niye konşturtuyorsun." diyerek Heechul umursamaz bir şekilde televizyonunu izlemeye başladı.
"Pekala her neyse, ben gidiyorum, sen onun nefes aldığından emin ol ve hasta olmasın tamam mı? İki gün sonra final maçımız var, ona da doğal olarak ihtiyaç duyuyoruz."
"Merak etme, arkandan kapının kapandığından emin ol."
Menajer gittikten birkaç saat sonra Heechul yemek sipariş edip Luhan'ın yanına çıktı. Luhan ise bu sırada uykudan yeni uyanmış kendine gelmeye çalışıyordu.
"Hasta olmadın değil mi Lu?"
"Olmadım. Merak edilecek bir şey yok. Menajerim gibi sen de başlama lütfen Heechul."
"Yemek söyledim, aşağıya gel de yiyelim. İstemiyorum deme şansın yok, hasta olursan eğer menajerinin ürkütücü kısmını görürüm, içimden bir ses tekmenden fena olabilir gibi diyor."
Luhan huysuzca yatağından kalkıp Heechul'u geçti ve aşağıya inip gelen yemeklere baktı. Ardından masaya oturup eline çatalını aldı ve neyden başlasa diye düşünürken Heechul'un karşısına oturmasıyla birlikte çatalını geri masaya bıraktı.
"Yemeği beğenmedin mi Lu?
"Yok güzel, sadece pek iştahım yok bugün."
"Yemek ye ilaç iç ve geri uyu."
Luhan çatalını tekrar eline alıp durdu ve bir lokma bir şey ağzına atıp yavaşça çiğnemeye başladı.
"Luhan, bu gecede burada kalmamın sakıncası yok değil mi?"
"Günlerdir buradasın zaten Heechul, bana yaranıp gönlümü mü yapmaya çalışıyorsun, yoksa tekmelerimi mi özledin?"
"Salak ben olmasam öleceksin burada, kimsenin haberi olmayacak."
"Sanırım o konuda haklısın. Heechul ben sanırım Minseok'un iğrenç yemeklerini özledim. Bu yemeği yiyesim gelmiyor."
"Sonunda bir itiraf. Onu özlediğini ne zaman itiraf edeceksin bay depresyon kralı?"
"Belki, özlemiş olabilirim. Bilmiyorum, yani birden bire ona gerçekleri söyledim ve çekti gitti, sonra bir kez bile onu görmedim, maçlara gelir belki yine ona imza veririm diye düşündüm ama hayır, onu da yapmıyor."
"Gidip evini ziyaret etsene yarım akıllı."
Luhan yemeğinden biraz daha yiyip, "Final maçına az kaldı, moralimi daha da düşüremem." dedi ve masadan kalkıp odasına çıktı. Heechul'da peşinden Luhan'a vereceği ilaçla birlikte odasına çıktı.
"En iyi arkadaşlık görevi, çocuk bakmak gibiymiş, bana nasıl katlanıyorsun sen Luhan?"
"Seni evden atmamı ister misin?" diyerek Luhan yatağına girdi ve ilacını içip örtüsünü başına kadar çekti. Heechul ise "Gerek yok, iyi geceler." diyerek odadan çıktı.
Ertesi gün Heechul Luhan evde yokken Minseok'un odasına inip etrafta Minseok'a ulaşabileceği herhangi bir şey bulmaya çalıştı ardından masanın üzerinde duran bilgisayar dikkatini çekip onu açtı.
"Şifre mi? Sanırım şifreyi biliyorum." diyerek Heechul aklına gelen ilk şeyi yazdı ve kilit açılıp masaüstündeki dosyaları incelemeye başladı. Arından Minseok'un bilgilerinin olduğu bir belge bulup adresini ve numarasını not ettikten sonra başka hiçbir şeye bakmadan bilgisayarı kapattı ve evden çıktı. Bir taksiye binip adresi söyledikten sonra arkasına yaslanıp Minseok'un evine giden yolu beynine kazırcasına dikkatlice inceledi. Kısa süre sonra ise Minseok'un evindeydi.
Kapıyı birkaç kere çaldıktan sonra Minseok uykusundan yeni uyanmış bir vaziyette karşısında gözlerini ovuşturan bir şekilde belirdi ve Heechul'u görür görmez korkuyla yerinden sıçradı.
"Bu-burada ne işin var? Evimi nereden öğrendin?!"
"Bilgisayarını Luhan'ın evinde unutmuşsun, ben de sana ulaşabilmek adına onu açtım ve bilgilerine ulaştım, bu kadar basit. Neyse içeri geçebilir miyim, kesinlikle tecavüz falan edecek değilim bana öyle bakmayı kes, buraya Luhan için geldim."
Minseok şaşkınca geri çekilip Heechul'u içeri aldı ve peşinden kapıyı kapatıp onula birlikte salona girdi.
"Evin güzelmiş."
"Ne istiyorsun? Sorun ne?"
"Luhan'ın maçlarına dahi neden gitmiyorsun?"
"12 yıllık takipçilik hayatıma son verdim. Onun hayatından tamamıyla çıktım ki rahat bir yaşamı olsun, benim onu takip edip etmediğimle ilgilenmesin."
"Şuan tamamıyla depresyon içerisinde biliyor musun?"
"Maçlardaki performansı daha da yükselmiş gibi, hiç belli olmuyor."
"Evdeki halini görmen gerek bir de! Nefes almayı unutuyor resmen! Sadece istediğim tek bir şey var lütfen yarınki final maçına git."
*Yorumlarınızı bekliyorum ^^*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Number : 7
Fiksi PenggemarFanboyluğun zirvesinde takılan takıntılı Minseok ve futbol kariyerinin zirvesinde bulunan 7 numaralı oyuncu Luhan'ın hikayesi.