Bu son yazışım ve son bölüm. Bu hikayenin sonu mutlu bitsin istiyordum ya hani. Mutlu bitti. Bittiğine gram üzülmüyorum galiba bir insan yıllardır üzülüyorsa bir zamandan sonra daha hissedemiyor acıyı.
Ben bu hikayenin esas kızıyım. Acıyı tüm kalbimle yaşadım aylarca. Hep dileğim mutlu son oldu. Ve ben hep Allah'a o adam beni sevsin diye yalvardım. Gözümün önündeki gerçekleri hiç görmedim. Aldandım,aldatıldım ve inandım. Ben küçücük kalbimle içinde milyonlarca kız yatan kocaman ve çok kötü kalpli bir adamı sevdim.Dayandım, sabrettim. Aylarca tek bir erkeğe dahi bakmadım ona ihanet ederim diye. Seviyor dedim. O adam beni hep sevecek dedim. İnandım ben ona. Var mı böyle bir çaresizlik?
Beni bu kadar çaresiz bıraktığı için teşekkürler ediyorum ona.
Çünkü ben 16 yaşındayım. Bu yaşta baya olgun biri oldum.
Çocuk yaşımda boyumdan büyük bir iş yapıp sevdim ben.
Daha aşk nedir bilmeden canımı verdim.
Aşkın yaşı yoktur dediler.
Sandım ki çocuk yaşta gücüm yeter buna.
Çok acıttı başlarda.
Nasıl dayandım, nasıl katlandım bilemiyorum.
Milyonlarca yara aldım her bir yerimden.
En acıtan neydi biliyor musunuz?
Aylarını, yıllarını verdiğin adamın sonunda kocaman bir hiç olması.
O kadar anıyı, o kadar acıyı silip kırık,incinmiş bir kalple yola devam etmek .
Hiç hayatına girmemiş, hiç ellerinden tutmamış gibi davranmak.
En kötüsü de yaptığı hiç bir şeyi gerçek duygularıyla değil yapmacık hislerinle yaptığını bilmek.Şimdi size soruyorum?
Sizce bu adamlık mı?
Ya siz gördünüz, okudunuz yazdıklarımı.
Acımı biraz da olsun hafifletmek için sizinle paylaştım ben.
Kitabımı okuduktan sonra bana hıçkıra hıçkıra ağladım yazanlar var be.
Ulan yemin ederim şu yazdıklarımı o bana yazsaydı ben dayanamaz her an yanında olur hayatımı onun mutluluğunu.
Şurda, tam şurda düğümlendi tüm kelimeler.
Şu küçücük yaşımda, bedenini satsa satın alamayacağı cümleler yazdım ben ve hiç biri değmedi.
Bu sizinle son konuşmam.
Belkide sizinle hiç tanışamayacağım belkide bir pazar sabahı birlikte bir çay içeceğiz.
Ne olursa olsun isterseniz benimle hiç karşılaşmayın ama bu hikayeyi unutmayın.
Benim için üzülün istemiyorum. Hikayem böyle bitti diye bana acımanızı da istemiyorum. İstediğim tek şey şu yazdıklarımı okuyup yaşadıklarımdan ders almanız. Ben aylarımı birlikte geçirdiğim adama güvendim sadece. Dedim ki ne olursa olsun beni bırakmaz hep yanımda olur. O ortamlarda kızlarla takılırken ben her şeyden habersiz tos pembe rüyalardaydım. Neyse şimdi bunların önemi kalmadı artık. Sahiden kalbimde de beynimde de bitirdim ben onu. Şuan üzüldüğüm tek şey onca yazı. Boşunaymış hissi baya kötü çünkü.
Ha aklıma gelmişken beni hiç unutmayın.
Unutulmaktan korkmadım hiç bir zaman ama bu cümlelerin unutulmasından korkuyorum.
Niye diye sorarsanız yazdığım her kelimede birer acım gizli. Bu zamanda kolay mı böyle şeyler yazmak.Karşınıza çıkan ilk pamuk şekerciden bana pamuk şeker ısmarlayın ve benim yerime afiyetle yiyin,her pamuk şekerci gördüğünüzde beni hatırlayın.
Kim bilir bu hikaye burda bittiği gibi tamamen de bitebilir. Her an sinir krizi geçirip o delilikle silebilirim.
Kitabın açıklamasında yazdığım gibi bu sadece benim için acıyı paylaşmaktı sizlere bana bu şansı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Yazdıklarımı okuyun, azıcık ta olsa kendinize bir ders çıkarın. Beni değil, şu yazdıklarımı hep hatırlayın. Sizleri seviyorum ve hep seveceğim. Hoşcakalalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVERKEN MESAFELERİ FARKETMEZ İNSAN
PoetryKüçücük bir kadının kocaman yüreğine sığmayan aşkının hikayesiydi bu. Bi' insan mesafeler öteden nasıl bu kadar güzel sevilirdi? Bu acı küçücük bedenine ağır gelmez miydi? Okuyun ve acımı hissedin.