~Hatırladığım ve unutmak için çırpındığım birkaç an.
Yaşarken pek keyif alamadım.
Keyifsiz okumalar..~Kâbusum.
Beni takip eden bir sis gibi.
Gördüğümü sandığım tavan bulanıklaşırken ben ellerimi hissetmek için hareket ettiriyordum.
Rüyalarında gördüğün güzel kızı bulup boğazlıyordum.
Ellerimde yiten canın neler yaşadığını tatmak için çabalıyordum. Şimdi ise,
hastane odalarını incelemek ve hakkında yazmaktan zevk alıyorum.
Bu kez daha ferah bir oda. Anlayamıyorum üzerimde sesler var.
Beni oradan oraya taşıyan eller.
Yutkunmak neden bu kadar zor?
Neden bir ameliyat masasından morga taşınmadım ki diye hayıflanırken, buz gibi oluveriyorum.
Burada biraz daha kalırsam damarlarım buz tutacak.
Hastalığın verdiği bir hassaslık olduğunu söylüyor yanımdaki adam.
Ben az önce sesli mi düşündüm?
Tanrım bunun yalnızca aptal dizilerde olduğunu sanıyordum.
Beynimi kontrol edemediğim aşikar.
Ancak vücudum bu kadar saf dışı kalmamıştı.
Senin yaşayıp bıraktıkların bende iz bırakır ve bunları yazarım unutma, küçümseme.
Burası o kadar soğuk değil, sakin ol anestezi uzmanımız birazdan burada olur.
Susması gerektiğini belirten bakışımı atmalıydım burada.
Ama yapamadım.
Yeşil insanlar bunlar, hepsi korkak ve cesur.
Öyle tezat, bir büyük mezardayım adeta.
Ölümüm bu yeşillerin ellerinden mi olacak?
Hayır.
İtiraz edecek oluyorum ki masaya yapıştırıp hali hazırdaki damar yoluna şırıngayı dayamaları bir oluyor.
En son duyduklarımı anımsıyorumda, iyisin değil mi?
İyiyim tabi, çok iyiyim.
Beni istemsiz uykulara gömün ve iyi olayım.
Ölüyor muyum ben?
Hayır yaşadığım anları gözümden kazıyorum.
Bu hissi yaşamadığımı sanıyorlar galiba, hastaneler dışında bir çok yerde bunun gibi hissedebiliyorum ben ezikler.
Ah tanrım! Beni deşerken ellerini korkak alıştırmasınlar. İtiraz etsem dahi ölümümü seçmek sana kalmış demek ki.
Acısız ha? Ağzının tadını bilmiyorsun.Bana bu eziyeti bir daha yaşatmayın diye bağırmak gelsede dilimim ucuna, ciğerlerime yetmeyen nefesim geri itiyor aciz cümlemi.
Ben sanada yalvarmıştım, bu eziyeti yaşatma diye şimdi pişmanlık vaktini 5 geçiyor..
Saati takip eden hemşirelerimle iyi anlaşamıyoruz. Beni sevmiyorlar, umrumda olduğunu sanıyor ve iyi davranıyorlar. Bana kattığın hüzne teşekkür edip ağrı kesici olduğu söylenen sıvının kanıma karışmasına izin veriyorum. Elinde iğneyle bana sırıtan salak sarışını bekliyorum saatsiz olabilirim ama geç kaldı..Annem neden üzüldü bu kadar bir anlasam.
En son ne zaman kötü kız oldum ben?
İyiyim tatlım, bak sadece bir veda metni yazmak isterdim, küfür ve göz yaşı dolu olanlardan,bunu söylemeye korkuyorum.
Ağlamasını görmek tatmadığım acıları yaşamak istemiyorum.
Aslında bunu gördüm ve etkilenmedim.
Vicdanımı rahatlatmak için yazıyorum sakın üzerime gelme bu konuda.
Başıma gelenleri ben istemedim.
Pekala belkide istedim, bana güvenme.Bana eşlik eden rüzgar,
Ve sevdiğim, sen.
Kaç gün orada kaldım ve morfinle beynimi dahi zor hissettim bilmiyorum.
Uyuyor muyum yoksa uyanık mıyım?
Ağzına sıçtığımın dünyası benim için sona erse, bu kadar aydınlık olamazdı herhalde.
Günlerce uyuşturuldum. Neden? Acı duymamak için.
Bunu istemediğimi bile bile beni çöp haline getirdiler.
Halüsinasyon?
Rüya?
Hayal?
Kabus?
Bitmek bilmeyen bir karabasan?
Ancak burası hep aydınlık...
Nasıl oluyor bu bir anlasam.
Bir çok hasta hatırlamazmış.. Öyle gevşek gülüyor bu doktor boğazını sıkmak canını almak büyük keyif olurdu. Bak sen, nasıl bir şanssa bendeki her şeyi hatırlıyorum.
Kim bilir kaç gün hala sormak istemiyorum.
Evet toparlanıp yatakta oturacak hale geldiğimde şarkı dinlemek istedim.
Hayır sebebini bilmiyorum.
Bilen var mı?
Sevdiğim sen?
O şarkıyı sevdin mi?
Beni orada görünce hüzünlendin mi?
Boğazındaki yumruklar için beni mi suçlayacaksın yeniden?
Eski halime dönmem ve iyileşmem seni ilgilendiriyor mu?
İlgileniyor gibi görünüyorsun, gerçek değil biliyorum.
Doğru söyle umursuyor musun?
Hadi ama cevap ver?
Susmasana, ayaklarımı yere bastığımda, ileri geri hareket etmek gerektiğini unuttuğum için mi korktun da yüzün mosmor oldu?
Yoksa ayaklarımı tam olarak hissedemediğimi mi farkett in?
Ki senin yüzün hep beyazdır.
Ölü gibi beyaz.
Yaşamak gibi beyaz..
Sorulacak soru değil benimkiler, haklısın susmalı ve katlanmalıyım sana.
Bak ben yaşıyor gibiyim pek belli etmesemde.
Yoğun Bakımın adıda pek havalı değil mi ?
Hastanede durumu ağır, kelimeler ciddi geliyor kulağa.
Emin ol önemsiz bunlar. Sen iteklerken beni uçuruma, ben kendi içime çakıldığımdan bu yana, bedenimi önemsemiyorum.
Ruhum biraz orospu olsun gerisi bana hoş gelir.
Oradaki küçük çocuklara üzüldüm. Ağlayan anne babalara. Hayat.. biri onlardan özür dilemeli.
Ölüme bir adım kala burada tutulmak benim için kahkaha atılacak kadar komik.
Diğerleri korksa bile buradaki herkese yazık.
Yeni yetme asistanlar ve aralarında sohbet etmekten dünyayı unutan hemşireler.
Onları unutmak mümkün değil. Bu kızın neyi var diye konuşmaya kalkanlara tırnaklarımı geçirmek eğlencelerimden biriydi işte.
Teşekkürler sarışın kız.
Orada ölmediysem senin sayende.
Ben ise bak ne haldeyim şimdi.
Yatak dışında bir yerde ve seninle ha?
Hayalini bile kuramadım bunun..
Bak şimdi, burada birileri ölüyor.
Sevenleri olan insanlar ardından ağlanacak insanlar ölüyor.
Acı çekmek istemeyenler ölüyor.
Herkes ölüyor.
Belki yan odadaki, belki bu lanet yatakta benden önce yatan kişi morga taşınıyor.
Şanssızlığım üzerimde olmalı ki ben katilimle bir bankta romantik bir tablo oluşturuyorum.
Evet yüzüne gülümsemeyi deniyorum.
Anlattıklarım ve okudukların çelişiyor diye kızma bana.
Delirmek bunu gerektirir sevdiğim.
Seninle işim bittiğinde sağlık sorunlarınla hastane odalarında bana şiirler yazıyor olacaksın..Hey okuyan! Oradasın bak dinle.
Şu an bizi görsen ''Ah ne tatlı, kız hasta, erkek onun yanında ona destek oluyor'' derdin.
Asla "Ah ne boktan bir durum, erkek onu gebertiyor ve hastaneye zor yetiştiriyorlar" demezdin.
Erkek, günlerce belki haftalarca yoğun bakımda kalan kızı odaya çıkarıldıktan tahminen 5 gün sonra görmeye geliyor demezdin.
Kimse vay orospu çocuğu demiyor arkadaş.
Bak sevdiğim sen, yine iyi çocuksun.
Tebrikler ölüyorum
Teşekkürler beceremiyorum.
Ağzına sıçsınlar yardımcı olmuyorsun.-yanıkkokulukadın
-Duyuru-
Belli bir okunma gelmeden bölümler seyrek gelebilir. Soğuk ve depresif insanlar değiliz yalnızca yaşanmışlıklar var sizlerde de olduğu gibi. Okuduklarınız çok yeni yazılmış metinler değil. Geçmişte yaşarken yazdıklarımızı düzenleyerek sunuyoruz sizlere. Dilediğiniz gibi mesaj atabilirsiniz terslemez ve belki sohbet bile edebiliriz. Yanık kokulu kadın ben ve arkadaşım hüzün sarmaşığı bunları mahlas gibi düşünebilirsiniz. Görüş ve önerilerinizi değerlendirir, kimseye önyargılı yaklaşmayız. Çok net konuştum bu bana göre değil. Siz yinede dikkate alın. Teşekkürler.~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Kül Kokusu"
PoezjaParmaklarımı birbirine geçirip bakıyorum yürüdüğün yollara. Sesim çıkmıyor,fısıldıyorum sen yine de duymaya çalış: "Vedaları sevmediğimi biliyorsun,hoşçakal diyemem sana. Hem,gidene hoşçakal denir mi hiç?" -hüzünsarmaşığı -yanıkkokulukadın