En karanlıklardan,aydınlığına merhaba.
Yokluğunun üzerinden çok acı geçti. Kanaması durmadı en derinlerimin.
Geç kalınmış hayatlardan öteye gidememiş olmamıza ağlasın şimdi gökyüzü.
Pişmanlık kanına karıştı değiştin,kırgınlık kanıma karıştı değiştim. İçimde ki yerini kaybetmedin hiç. Aradın,bulamadın hepsi bu.
Ayaklarımı sürükleyerek yanına gelmek istedim. Hatta sürünerek belki.
Çığlık attı yaralarım susturamadım. Uyuyakaldım sonra.
Rüyalarımda yankılandı sesin. Hıçkırıklarım bastırdı sesini.
Nefesin.. ah o nefesin şair eder insanı. Hissettim göz kapaklarımın üzerinde uzaklaş kanayacak gözlerim.
Saç tellerim kopuyor orta yerinden. Ellerini özlemek iyi olmadı onlar için.
Ah sevgilim bir haberim var,terk edeceğim bu lanetli şehri. Karşılaşmayacağımız yollarda yürürken dahi seni görmek isteyen ben,gideceğim. Oysa bu şehir lanetli demeyecektim ben,sokaklarını yürüseydin yanımda.
Bir demet papatya koydum önüme,ölü oluşlarına ağladım gece boyunca.
Şimdi buz dağlarıma sar güneşleri. Zor değil,ellerimi tutsan kâfi.
Gülümser gibi gittin benden. Çarptığın bir yabancıdan özür dileyip gider gibiydin.
Bak boynuna kelebekler üfledim. Hissettin mi?
Yaralı çocuk ve yaraladığı kızın hikayesi bizimki. Ebediyete kadar aydınlığı görmeyecek karanlık olduk ne kötü.
Gecenin ortasında ki bulut misali silindi şimdi anılarım.
Deşiyor içimi cümlelerin,yardım et adam bitsin artık kabuslarım. Bilirsin,bitişlerin en yakışmayanını yaşadık ikimizde.
Keşke koparıp atmasaydın damarlarımı. O zaman hala adını zikredebilirdi kanım.
Zaman ilaç değil,hasret olurmuş meğerse. Hasret sardı her anımı.
Biz biteli çok oldu,kabullenemedim henüz.
Sormak istiyorum sana nasıl olduğunu. Gidemiyor ellerim harflere. Aklıma geliyor hep,sana "Nasılsın?" diye sorduğumda "Sanane." deyişlerin.
Ah be, hiç gitmiyorsun gözlerimin önünden. Düşünceler hapsediyor,kaybediyorum aklımı.
Kızıl alevlere teslim ettim hayallerimi. Yine içinden çekip çıkardım seni. Kıyamadım tenine. Beni morluklar içinde bırakan adam sen değilmişsin gibi.
Geriye dönmek istiyorum bugün,seninle kaldırım kenarında oturmak istiyorum yeniden.
Bana "Seni beklerken bu ritmi buldum." diyip sarıldığın güne dönmek istiyorum. O ritmi duymak istiyorum yeniden.
Silinmiyor ki hafıza denilen şey.
Dayanılmıyor sen yanımda yokken dahi benimle var oluşuna.
Senin bedenin sıcak ama ellerin hep soğuk olurdu yine öyle değil mi? Değişmemiş olmalı ışıl ışıl bakan gözlerin.
Değişen tek ben varım. Sana gelsem,ölmeyip can çekişeceğimin farkındayım artık. En kötüsü de ne biliyor musun? Yokluğun gibi zarar veren bir varlığın var. Belki o kadar kötü değil,ama süründürüyor işte.
Keşke inanabilseydim o güzel kalbinde ki tel örgüleri yok ettiğine. Beni kendine katacağına inanabilseydim.
Bir gün olurda aynı yerde değerse bakışların bakışlarıma,gel oracıkta sar kollarını bedenime. Dursun kalbim,nefes almaya devam edeyim kalbine karışıp.
"Bana iyi geliyorsun. Bu özelliğini seviyorum,seni seviyorum." deyişini hatırlaman için huzursuz günler diliyorum sana.
Dudakların parmak uçlarıma değmeli. Bu sızıyla nefes alınmıyor.
Masumiyeti kilitledim kocaman sandığa. Artık göremezsin.
Ben adını duyana kadar hırçınım. Ve biliyor musun,kulaklarım adına sağır oldu.-hüzünsarmaşığı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Kül Kokusu"
PoesíaParmaklarımı birbirine geçirip bakıyorum yürüdüğün yollara. Sesim çıkmıyor,fısıldıyorum sen yine de duymaya çalış: "Vedaları sevmediğimi biliyorsun,hoşçakal diyemem sana. Hem,gidene hoşçakal denir mi hiç?" -hüzünsarmaşığı -yanıkkokulukadın