Ben geçen onca zamana rağmen,adını duyunca sızlayan bir kalbe sahibim.
Peki sen neye sahipsin? Yalvarışlarım ve gözyaşlarım hariç ne var ki elinde beni hatırlatan?
Belki yüzünü burukta olsa gülümseten bir kaç anı.
Buruk diyorum çünkü özlüyorsun biliyorum. Öyle sevilmeyi özler insan.. Ağlıyorsun belki.
Ağlama,ben ikimizin yerine çok ağladım. Ruhumu karanlık odalara kilitledim de ağladım.
Şimdi bak bana,sen dokunamıyorsun diye kestirdiğim saçlarımın yeniden uzamasına sinirliyim bugün.
Ekim rüzgarlarında karışan saçlarımın yüzüne değişini hatırlıyorum. Ses tonlarımız bile aynı olurdu gülerken.
Ah be adam 'biz'e inanmalıydın.. Sen bize inansaydın,şimdi hıçkırıklarım boğuyor olmazdı beni. Bir keresinde "Sen neden bu kadar sıkı sarılıyorsun bana?" demiştin. Bana sarılmak iyi gelirdi sana bilirim. Eğer böyle kaçmak zorunda olmasaydım senden, gelip yine sımsıkı sarılmaz mıydım sana?
Ben bedenine sırtımı yaslamayı özledim.
Alışmak zor,canımdan bir parça verdim ben sana. Sen ellerini tutmamı çok gördün bana.
Yorgun düştü gözlerim. Çıkart yuvalarından. Bulaşsın kanım ellerine.
Hep yarım kalacak bir hikayenin başrolü olmuşuz meğer. Hep sızım sızım sızlayacak yaraya hoşgeldin demişim gözlerimin içi gülerek. Şimdi o gülen gözlerimden hiçlik akıyor,ağlamak gibi değil bilemezsin. Ama hayat bu işte, yaşamak böyle olmamalı. Yaşamak sen olmalısın. Nefes almak kötü,seninle aynı hissettirmiyor. Kanıyor varlığın,yokluğunu aşıp gelemiyorum.
Zor olan seni beklemek değildi. Ben bekledim.
Sabahlara kadar avuç içlerim sızlayarak bekledim. "Boşuna bekleyeceksin,çünkü gelmeyeceğim." yazdığın mesajları okuyarak bekledim.
Bekledim gelmedin,vazgeçtim bende. Beklemekten değil,güzel kalbinden vazgeçtim. Zira hâlâ seni bekleyen bir ruhum var benim.
Ben sigara sevmem bilirsin,senin içtiğin sigaraların izmaritleri bile özel gelirdi gözlerime.
Dudaklarına değdiler diye alıp saklamak gelirdi içimden.
Şimdilerde sigara dumanları zikrediyor adını. Ben mi? Susuyorum. Hiç konuşmamış gibi susuyorum.
Sana susuyorum ben,anlarsın sen beni. Sen ki nefes alıp verişimden anlarsın hislerimi.
Saat 01:40,bunlar hep sessizlik saatleri.
Kim bilir bu kaçıncı gecemin zifiri karanlığına ışık olmayışın.
Sana ağlıyor ay,yıldızlar düşüyor saçlarımdan.
Dilim varmıyor adını söylemeye,sana gel demeye,ruhuma öl demeye..
Ruhum nice aylardır ölü benim.
Nice aylar ruhuma ağlar belki her sabah.
Hava da soğuk rüzgarlar var,buz gibi ellerinle tut ellerimi. Sen ellerimi bir tutsan dünya ısınır biliyorsun.
Belki de o yüzden tutmuyorsun ellerimi. Hep kış olsun istiyorsun,hiç unutmayım seni. Kışın ortasında kimsesiz bırakarak gidişini hatırlayım hep.
Oysa ben zaten seni unutmaktan bir hayli uzak bir yerde kuşların kanatlarına fısıldıyorum özleyişimi. Geçtiğin sokaklardan geçemeyeceğim kadar yaktın canımı.
Belki de dokunduğun bir yere değer,dümdüz geçip giderim diye korktuğum için ellerim hep ceplerimde yürüyorum ben.
Bir gün karşına çıkıp, "Ben geldim,yine." diyemeyeceğim ya,en çok buna yutkunamıyorum bu gece. En çok buna ağlıyor tenim.
Bak yine acı gelip kanıma karışıyor. Oysa benim parmak uçlarımdan dökülecek kadar acım vardı diyemiyorum.
Aslında pek umrumda değil bu yara,benim derdim hep kanıyor olmasıyla. Öyle uzağım ki dünyaya, annem uyan artık diyip camı açmasa anlamayacağım güneşin doğduğunu. Sahi güneş hep doğuyor değil mi? Bana neden hiç sabah olmuyor peki?
Belki birgün dümdüz duvara bakarken ölüp giderim o küçük odada. Kalbim atarken mosmor olmuş göz altlarıma,kalbim durunca mosmor olan dudaklarım eşlik eder.
"Kirpiklerimiz birbirine karıştı." diye söz edemedim ben senden.
Sen hiç kirpiklerinin kirpiklerimi seveceği kadar yakınımda olmadın ki benim.
Birlikte oturduğumuz kaldırıma kimsesizce çöküp ağlamama nasıl elverdi için?
Ben yatağımın altına intihara elverişli cam parçaları sakladım.
Cinayet işlemek sana göre değildi,bende ölümümün adı intihar olsun istedim.
Her gece atladım acının uçurumundan,yere çakılamadan doğdu güneş.
Bak ne diyeceğim,hadi şu güneşi bedeninle kapat otur yanıma.
Birşeyleri anlatmana gerek yok,ben biliyorum gidişini anlatan tüm masalları.
O yüzden hadi adımı söyle,ben yine affedeyim seni.-hüzünsarmaşığı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Kül Kokusu"
PuisiParmaklarımı birbirine geçirip bakıyorum yürüdüğün yollara. Sesim çıkmıyor,fısıldıyorum sen yine de duymaya çalış: "Vedaları sevmediğimi biliyorsun,hoşçakal diyemem sana. Hem,gidene hoşçakal denir mi hiç?" -hüzünsarmaşığı -yanıkkokulukadın