14-İnsanlar ve Farkındalıkları

287 38 3
                                    

         Yukarıda "Joshua Bell in Metro" var. İyi okumalar dilerim...

         Merhaba! Nihayet tekrar yazabilecek zaman bulabildim. Artık yazamadığım zamanlar kendimi huzursuz hissediyorum. Hani aklınızda hep yapmayı unuttuğunuz bir şey varmış gibi ...

         Bu aralar bizim buralarda hep şok hep şok ... Aynı anda o kadar çok şey öğrendim ki kendimi sürekli  ters çevrilen kum saati gibi hissediyorum. Kum saati vücudum kah geçmişe, kah geleceğe doğru sürekli olarak akıyor. Kum saatinin içindeki kumun nasıl ne yöne akacağına müdahalesi olamaz kendini akışa bırakır.Ben de aynı durumdayım.

         Artık odama bile girdiğimde yatağımın altını , çekmecelerimi kontrol edesim geliyor. Acaba evin bilmediğimiz daha neleri var diye her yeri kurcalayasım var. Bütün bunlar da bir gün normalleşecek ,insanoğlu tarih boyunca nelere alışmamış ki...

          Edebiyat parçalamaya başladım,sıkıcı olmadan konuma döneyim. En son Cooki  ile tanışmamızı anlatmıştım. 

         Yemekten sonra Bilge Anne bizlerin öyle çökmüş olduğunu görünce tekrar konuşmaya karar verdi. Tekrar kameriyemize geri döndük. Herhalde orada kendimizi daha iyi hissedeceğimizi düşündü. Önce hepimiz sessizce oturup öylece bekledik. Sanırım Bilgen Anne de söze nerden başlayacağını bilemiyordu. Sonra oldukça yumuşak ve anlayışlı bir ifadeyle konuşmaya başladı.

         "Sizleri çok iyi anlıyorum. Öğrendiğiniz şeyler çok kolay şeyler değil. Bunları hemen sindirip tolere etmenizi beklemiyorum zaten. Ama bakış açınızı değiştirerek düşüncelerinizi,kaygılarınızı ya da üzüntülerinizi başka bir yön verebilirim diye düşünüyorum.

           Evet haklısınız hayatınız sizin isteminiz dışında yönlendirilmiş ve yine haklısınız ailenizle yaşamak en doğal hakkınız...Şuan düşündüğünüz ve hissettiğiniz her duygu da sonuna kadar haklısınız.

           Üstün yeteneklerinizle doğup hayata bir sıfır galip olarak başlamışken ,bunu avantaj olarak değilde dezavantaj olarak yaşamanız size haksızlık olarak gelebilir.

          Ama bir de olaya şu açıdan bakın. Ya aileniz öldürülerek Hitler'in Varisleri tarafından kaçırılmış olsaydınız.

          Şimdi ailenizi hatta bütün insanlığı kurtarma imkanınız var. Bütün bu çalışmalarımız bittiğinde ,amacımıza ulaştığımızda ailenize kavuşma ihtimaliniz var. 

          Ama diğer türlü ya aileniz kalacaktı ya da onlara kavuşma ihtimali.Zaten onların kimler olduğunu bile asla bilemeyecek ,birer ölüm makinesine dönüşecektiniz.

          Sizlerle ilk konuşmaya başladığımda sizlerin büyük aşk çocukları olduğunuzu söylemiştim. Bu aşk bir erkeğin bir kadına -ya da tam tersi - olan aşk değil. Bu aşk bir annenin ,babanın çocuğuna olan büyük aşkı. 

          Aşk denilen kavram kendinden çok karşındakini düşünme ,onu her şeyin üstünde görebilme durumudur. Bence bu duygu en uzun kalıcılığını anne ve çocuğu arasında sürdürür.

         Aileniz sizi sevmediği ,istemediği için değil aksine sizi çok sevdiği için sizden ayrılmayı kabul etti. Dünyada bir çok çocuk istenmediği için terk edilebiliyor. Sizce  de bu daha acı bir duygu değil mi?

         Sizlerin şu aşamada  bence yapması gereken en doğru şey bir an önce toparlanmak. Aileniz için karalar bağlamaktansa onlara kavuşmak için en önemlisi onları kurtarmak için üzerinize düşeni yapmaya odaklanmak olmalı.

Üstün Irk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin