28-AŞK!..

190 24 8
                                    

Sevgili okurlarım sizlere öncelikle tekrar çok teşekkür ederek başlamak istiyorum. Kitabım paranormal en popülerler listesinde 5. sırada bir hafta kadar kaldı. Maalesef yine düştü ama yine de bir hafta da olsa bu duyguyu yaşadığım için mutluyum.Bu duyguları bana yaşattığınız için sizlere gerçekten minnettarım.Ne diyeyim; siz beni mutlu ettiniz siz de mutlu hem de ultra mutlu olun İnşallah!..

Yukarıda Ares'in Flora ile dans etmek için seçtiği,- daha doğrusu duygularını anlatabilmek adına seçtiği- şarkı var. Lionel Richie'den "Hello". Özellikle Türkçe çevirisi olanı seçtim. Ares'in duygularını anlatan şarkı, aynı zamanda acemi yazarınızın da en sevdiği şarkılardandır. İnşallah beğenirsiniz. İyi okumalar dilerim.

*****************************************

Ares, flora'nın yanına gözlerini bir an bile ayırmadan geldi. Kalbinin güçlü vuruşlarını bastırmaya çalışarak ve elinin titrememesine dua ederek; genç kıza doğru elini uzattı. Gözlerini heyecanını göstermemek için kızın narin ve küçücük ellerine odaklamıştı.

O elleri tutmak ve bir daha asla bırakmamak istiyordu. Bu hislerle boğuşurken; kız yumuşacık elini ona doğru uzattığında o tene dokunmak, sıcaklığını avuçlarında hissetmek, hiç beklemediği kadar güçlü bir elektriğe kapılma hissiyle, bütün hücrelerinin titrediğini hissetti. O kadar güçlü bir histi ki, birden genç kızın bunu hissetmesinden ölesiye korkarak gözlerini kıza doğru ürkekçe kaldırdı.

Göz göze geldiklerinde başka bir darbe daha... O masum, içleri her daim gülen gözlere dalıp gitmek, o huzurlu yeşilliklerden ömrünün sonuna kadar hiç çıkmamak istedi. İçinde böyle fırtınalar koparken, sakin görünmek, hatta hiç bir şey hissettirmeden her zamanki arkadaş rolünü oynamak artık ona çok çok çok zor geliyordu.

Konuşabilmek için biraz zamana ihtiyacı olduğunu hissetti. Çünkü yıllardır bastırdığı duygularla yoğunlaşan hisleri diline vurabilirdi. İçinden: ' Tanrım bugün bu kadar güzel görünürken bana yardım et! ' diye geçirdi ve sadece kendine bile yabancı gelen boğuk bir sesle:

" Bu dansı bana lütfeder misiniz Prensesim?" dedi duygularını maskelediğini umduğu abartılı muzip bir gülümsemeyle. Sonra da Flora'yı kaldırıp, dirseğinden tutarak ve dans pistine götürdü.

" Oldukça tuhaf bir espri anlayışın var biliyor musun? " diye mırıldandı Flora .

"Öyle mi?"

"Evet, ama en sevdiğim özelliğin bu,bu yüzden sakın değişme."

Ares, içinde hissettiği tuhaf mutluluk duygusunu engelleyemedi.Oyunu devam ettirerek:

"Bunun için çaba harcayacağım Prensesim."

Ares, dans için ona sarılırken oldukça çekingendi.

"Demek,'Prensesim', öyle mi? Ne zamandan beri bu kadar kibar oldun sen bakayım."

" Smokin giydiğimden bu yana. Smokinle birlikte paket olarak geldi.Zaten smokin giymeyenler kibar ve centilmen olmazsa, smokin;' Sen bana layık değilsin.' diyerek alıp başını gidiyormuş."

"Güzel. Böyle devam et o zaman, hoşuma gitti. Her zaman Prenses olma şansım yok. " diyerek oyuna devam etti.

Ares, Flora'nın belini sıkıca kavradı ve sessizliğe geçmeden önce hafifçe iç geçirdi.Valste nefesleri kesen dönüşler ya da başını döndüren hareketlerle onunla dans etmek istememişti. Bu şarkıyla dans etmeyi özellikle istemişti.

Bu da ona, o anın tadını çıkarma ve elini onun elinde hissetmenin hazzını alma fırsatını veriyordu. Kokusunu doya doya içine çekiyor, bedeninin sıcaklığını hissediyor ve bu da çok hoşuna gidiyordu.

Her şey o kadar mükemmeldi ki... Onca zamanın, onca yalnız yaşanmış duygulardan sonra, bütün o zamanın acısını çıkarmak istercesine onu kollarında saatlerce tutmak, saçlarının o çiçek kokusunu bütün zerrelerine kadar doldurup, mümkün olsa depo etmek istiyordu.

İlk kez ona bu kadar yakındı. Sebebi sorgulanmadan ona uzun uzun sarılabilirdi ve bu anın bitmesini hiç istemiyordu. Ona bakmaya doyamıyordu. Gözlerine bakabilmek için bir şeyler söylemek, konuşmayı tekrar başlatmak istiyordu ama, sesinin yaşadığı yoğunluktan ona ihanet edip çıkmamasından korkuyordu.Ama Flora konuşmaya başlayarak onu bu durumdan kurtardı.

"Dansta hiç de kötü değilsin, Ares. Hatta oldukça iyisin. Başta titrediğini hissettim. Böyle iyi dans edebiliyorken niçin heyecanlandığını anlayamadım."

Ares, başını indirip onun gözlerine dikkatle baktı. Flora'nın bakışları sanki bir şeyi çözmeye çalışıyor gibiydi. Aşık birinin bakışları gibi değildi. İfadesi kibardı. Arkadaşça... İçler acısıydı.

"Son zamanlarda çok dans yapmadığımız için pek pratiğim yoktu biliyorsun." diye açıkladı, çünkü Flora bir cevap bekliyor gibiydi.

"Balo için Minerva ve Lima ile bol bol dans çalışmaları yapmıştınız ama..."

Ares, başını hızla çevirip ona baktı. Sesinde tuhaf bir şeyler vardı. Neredeyse - kesin olmamakla birlikte cılız bir hoşnutsuzluk ifadesi... Kıskançlık değildi, maalesef - diğerleriyle dans ettiği için şu ya da bu şekilde aldırmışa benzemiyordu. Yine de kısa bir an onun kendini kıskandığını düşünmesi çok hoşuna gitmiş, mutlu olmuştu. İçinden:

"Aman Tanrım, neler düşünüyorum. Artık Flora ile ilgili gereğinden fazla düşünüyorum . Bu onun da her davranışına, her sözüne anlamlar yükleme çabasına götürüyor beni." diyerek iç geçirdi.

Ares, kendi iç dünyasında düşüncelere dalmışken Flora'nın sesiyle kendine geldi.

"Çok güzel bir gece oldu, değil mi?"

"Evet, çok çok güzel. Tarif edilemeyecek kadar güzel..." diyerek derin bir soluk aldı, Ares.

Bahsettiği kesinlikle gece değildi.Flora'ya kaçamak bir bakış attı. O kendisine bakmıyordu. Bakmıyordu ama şüphesiz bakmaktan kaçındığı için değil. Sadece bakmıyordu işte...

O anlarda karşılıksız aşkın, arzuladığı kişi karşısında - hatta kollarında- dururken, çok daha acı bir hal aldığını keşfediyordu.

Ares, onunla dans ederken, öylece kollarında tutarken, ondan duygularını saklama iradesini kaybetmeye başladığını hissediyordu.

Bir an Flora'ya bütün duygularını anlattığını, onun da olumlu cevap vererek, birbirlerinin gözlerinin içine sevgiyle bakarak dans ettiklerini hayal etti.

Bunu düşünmek bile mutluluktan ayaklarını yerden kesti ve garip bir ürperme bütün vücudunu sardı.O an bunu gerçekten yaşarsa kalbinin dayanamayacağını düşündü.

Bu mezuniyeti düşünen Bilgen Anne'ye minnetle baktı. Gururla çocuklarını izleyen anne gibi ışıldayan gözlerle dans pistini izliyor, bol bol fotoğraflarını çekiyordu. Bu Ares'i daha da mutlu etti. Artık Flora ile dans ederken de fotoğrafları olacaktı ve onları da ait olduğu yere itinayla yerleştirecekti.

**********************************************************************

Sevgili arkadaşlar bu bölümü sevgili okurum Merve_Mutlu11' e ithaf ediyorum. İyi ki varsın. Seni çoook seviyorum. Bu kadar duyarlı ve anlayışlı olduğun için çok teşekkür ederim.

Hepinize çok mutlu olacağınız, sevgiyle dopdolu geçireceğiniz günler diliyorum. Kendinize bu mevsim geçişlerinde iyi bakın ve hep benimle kalın...


Üstün Irk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin