22- Amacımız Ne?

239 30 9
                                    

           Yukarıda,  Yale Üniversitesi Çocuk Bilişsel Kavrama Merkezi'nde yapılan bir araştırma, 3-6 aylık bebeklerin yardımsever olan ve olmayan insanlar arasındaki farkı anlayabildiğini gösteren deneyle insanlar ahlaki değerleri doğuştan mı kazanır sorusuna cevap aranmış.

           Bilgen Anne misafirlerini oturmak için bahçenin en iyi yeri olan kameriyeye davet etti:

         "Buyurun, kameriyeye gidelim. Böylece yıllardır kurduğum hayalimi de gerçekleştirmiş oluruz." dedi.

          "Hayaliniz?" diye ilgiyle sordu yakışıklı misafir.

           "Merkezde sizlerle yaşadığım süre boyunca doğaya verdiğiniz önemi ve ona duyduğunuz özlemi o kadar derinden hissettim ki böyle bir yerde - üstelik de sizin imkanlarınızla-  yaşamaya başladıktan sonra hep sizlerin de burada olmasını, yaşamasını çok fazla hayal ettim ki..."

        "Teşekkürler, çok incesiniz Bilgen Hanım. Tabi bizim için  böyle özgürce gök kubbe altında, doğa ile baş başa olabilmenin ne kadar önemli olduğunu bu dünya üzerinde anlayacak nadir insanlardan birisiniz." dedi.

          Hep birlikte kameriyeye doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladılar. Gençler, yıllar sonra ilk kez birilerini görmüş olmanın heyecanından mı; yoksa gelenlerin etkileyici görüntülerinden mi bilinmez gözlerini onlardan hiç ayırmıyorlardı. 

          O kadar ki; misafirlerin dikkati özlemini çektikleri doğanın büyüsünde olmasa bu kadar büyüteç altındaymış gibi incelenmekten mutlaka rahatsız olurlardı.

         Misafirlerin gözleri nereye takılsa, hep birlikte gençler de o noktaya o kadar büyük bir ilgiyle bakıyordu ki, bahçelerini resmen onların gözlerinden -sil baştan hiç görmemiş gibi-  tekrar keşfettiler.

          Sonunda kameriyeye ulaştıklarında Adras durarak, centilmen bir tavırla bayanlara oturmaları için salıncak koltukları eliyle göstererek buyurun işareti yaptı ve:

          "Muhteşem! Ömrümün bundan sonrasını burada geçirebilirim. Burayı tasarlarken tam da böyle hissettirmesini hayal etmiştim." dedi, yüzünde yakışıklılığını  bir kat daha artıran harika bir gülümsemeyle.

          Bayanlar Adras'ın coşkusuna hayran bakışlarla bakarak oturdular. Özellikle genç bayanlar hipnotize olmuş gibi bakışlarını yakışıklı misafirden hiç ayırmadan üçlü salıncağa oturdular. 

         Misafir bayansa, tüm cazibesiyle tekli salıncaklardan birine oturup, kibarca muhteşem bacaklarıyla bacak bacak üstüne attı. Böylece bir moda dergisi görüntüsüne daha bürünmüş oldu. Bilgen Anne de aynı anda kendine tekli salıncak seçip oturdu.

         Genç erkekler ise ne yapacaklarını bilmez halde ayakta bekliyordu. Daimon'ın tatsız halini gelenler bile değiştirememiş gibi görünüyordu. Ares ise bir şeylerden huzursuz olmuş gibi rahatsız bir ifadeyle çatık kaşlarla başını eğmiş öylece duruyordu.

         Adras babacan bir tavırla delikanlılara dönerek:

        "Gençler lütfen siz de oturun, bir an önce başlayalım . Her ne kadar buradan hiç gitmek istemesem de maalesef çok uzun kalamayacağız." dedi. Gençler bunun üzerine çok da istekli olmayan adımlarla gidip oturdular.

        Kimse fark etmese de bu söz Bilgen Anne'nin yüreğini ağzına getirdi. İçine tarifi imkansız bir korku gelip yerleşti. Bu kadar acil gelme sebepleri hakkında ciddi kaygıları vardı. Kaygısını yansıtan bakışlarla gençlere hızlı bir bakış attı. 

Üstün Irk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin