Korkuyla karşımdaki kişiye baktım. Bir an için ölümle burun buruna geldiğimi anlamıştım. Ellerimle yorganı sıkarken kapıdan gelen seslere odaklanmaya çalıştım. Gözlerimi kapatıp boğazımın kesilmesini beklemeye başladım. Aklıma gelen tek şey çocuklarımdı.
Gözlerimden akan yaşlar yanağımı ıslatırken saniyeler sanki birden yıllara dönmüştü. Kapımın kırılma sesiyle gözlerimi açıp etrafa baktım. Boğazıma kılıç dayayan adam yerde kanlar içinde can çekişiyordu. Derin ve hızlı nefesler alırken kapıya bakmamla kralı görmem bir olmuştu. Olduğum yerde kalakalmıştım. Kral yanıma yaklaşırken hızlı davranmıştı. Birden kollarımdan çekerek sarıldı. Muhafızlar odaya doluşurken olayın şokuyla krala sarıldım. Ellerimle beraber tüm vücudum titriyordu. Kralsa sadece sırtımı okşuyordu. Gözlerimi kapatıp başımı omzuna yasladım. Kolundan destek almamı sağlayıp kendi köşküne kadar eşlik etti. Beni yattığı yere kadar götürüp hizmetçilere seslendi.
"Kraliçenin giyinmesine yardım edin."
Şişmiş gözlerle ona bakarken ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordum. Aklım hala çocuklarımdaydı. Nefesimi düzene soktuğumda zor çıkan sesimle ona bakmadan konuştum.
"Çocuklarım? Onlar güvende mi?"
"Evet."
Sesindeki güven verici tonlamayla rahatlamıştım. İçeri giren hizmetçilerin yardımıyla ayağa kalktım. Üzerime kıyafetlerimi giydirip saçlarımı yaptılar. Son olarak üzerinde ejderha bulunan tokamı takıp odayı terk ettiler. Onlar gittikten sonra yerime oturup beklemeye başladım. Son günlerde fazla olay oluyordu. Ama sebebini bir türlü anlayamıyordum.
Kralın odaya girmesi tam 2 saati bulmuştu. Bu süre zarfında kafamdan binlerce düşünce geçmişti. Karşıma oturup gözlerime baktı. Daha sonra bakışlarını yere yöneltip konuşmaya başladı.
"Daha önce sana anlatacaktım, fakat bu olayların bu duruma geleceğini tahmin edemedim. Güzel kraliçem, olanlar için özür dilerim. Lady Song, senin tacını alabilmek için önce abinize daha sonra size karşı hain bir plan kurmuştu. Bunu ispatlamamız için zaman gerekliydi."
Onu dinlerken kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Sarayda kimseye güvenemeyeceğimi hatırlatıyordu sanki. Arada duraksa da sözlerini bitirmesi uzun sürmemişti.
"Seni böyle bir tehlikeye attığım için beni affet kraliçem. Seni ve çocuklarımı koruyabilmek için bu oyuna dahil gibi gözükmem gerekiyordu."
Sözlerini bitirdiğinde gözlerimi kapatıp tekrar ona baktım. Ayağa kalkıp yanına giderek ellerini ellerim arasına aldım. Başımı omzuna yaslayarak gözlerimi kapattım.
***SON***
Hikayeyi 1 yıla yakın zaman sonra sonlandırdığım için özür dilerim. Hikaye en başından beri benim olmadığı için nasıl yazabileceğimden emin değildim.
Yakında yeni tarihi hikaye başlayacak. Takipte kalırsanız sevinirim. Bölümler önceden hazır olduğu için yayını hızlı olacaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Majeste
Ficción histórica"Sarayda kimseye güvenemezsin" Sarayda güven nasıl kazanılır? -Kan dökerek mi? -Yada merhamet dilenerek mi? Sarayda nasıl hayatta kalınır? -Birisinin gölgesi olarak mı? -Yada herkesi gölgen yaparak mı? Saraya nasıl alışır insan? -Sarayın kuklası ol...