Mavi Gece - Bölüm 13

548 25 2
                                    

Kimi insanlar vardır ; Yıllardır tanıdığınız halde sanki bir yabancıyla konuşuyormuşsunuz gibi hissettiren ve kimi insanlar vardır ki yeni tanıştığınız halde sanki yaşadığınız süre boyunca sizinle birlikteymiş gibi hissetmenize sebebiyet veren.

İlk cümlelerimde betimlediğim insanlar "Keşke tanıdığım gibi kalsaydı." Dediğiniz insanlardır. Bu cümle en çok abime yakışıyor benim. Büründüğü kişilikte gözlerinde barındırdığı o küçümser bakışlarda saklı bu cümle. Kalbine vurduğu nefret zincirlerinde ve bencillik kaleminden ellerine bulaşan o kirli mürekkepte saklı aynı zamanda.

...yeni tanıştığınız halde sanki yaşadığınız süre boyunca sizinle birlikteymiş gibi hissetmenize sebebiyet veren sıfatıyla tanımladığım insanlar ise "Sanki daha önceden tanışıyormuşuz gibi garip bir his var içimde. " Dediğiniz insanlardır. Bu cümleler en çok Gece'ye yakışıyor benim hayatımda. Üstüne giydiği takım elbiseye uyumlu kravat gibi bu sıfatlar. O kadar güzel duruyor ki boynunda "Ancak bu kadar yakışabilirdi. " dedirtiyor insana.

Orada o şekilde ne kadar durdum bilmiyorum ama kapının açılma sesini bile duymamış, yanıma oturan Sarp'ı farketmemişim.
Sırtıma konan elle birlikte başımı yasladığım dizlerimden kaldırdım ve bir süre etrafa bakındıktan sonra bakışlarımı Sarp'a döndürdüm.

"Bu kadar derin ne düşünüyordun da yanına gelip oturduğumu bile farketmedin ?"
"Anlatsam bile anlayamayacağın şeyler. "
"Beni çok hafife alıyorsun Hayal."
"Belki de önemsenecek bir yanın olmadığındandır. Ne dersin Sarp ?"

Söylediklerimin onu sinirlendirdiğini derin bir nefes alarak belirtmişti ve şu durumda bundan fazlasıyla  zevk alıyordum.

Gece'nin canı yanıyorsa Sarp'ın da canı yanacaktı. Sarp bunu Gece'den çok daha fazla hakediyordu.

"Annen yemeğe inmemizi bekliyor. "

Canım hiçbir şey yemek istemiyordu fakat biraz daha burada tek Başıma oturup düşüncelerin saldırısına maruz kalırsam abim benim de hasta olduğum  sonucuna varıp Gece'nin yanına gönderebilirdi. Fakat emin olduğum bir şey varsa o da Gece'yle buluşmamızın bu şekilde olmasından ikimizin de mutluluk duymayacağıydı. Bu yüzden başımı onaylar bir şekilde sakladıktan sonra tek bir kelime etmeden aşağıya indim. Sofra dört kişilikti. Burdan abimin kendi evine gittiğini, onun yerine Sarp'ı çekmek zorunda olduğumu anlamıştım.

Annem mutfakta yemekle uğraşırken babam çoktan salataya saldırmaya başlamıştı bile. Onun bu sabırsız haline ruhsuz ve mutluluktan çok uzakta bir tebessüm yolladım. Bunları beni biraz olsun gülümsetebilmek için yapıyordu ve bu sofrada hakkında kötü bir düşünceye sahip olmadığım tek kişi olarak üzülmemeyi hakediyordu gözümde.

Sarp'la yan yana oturmaya mecbur bırakılmıştım. Fakat şu anda ne bunu ne de etrafımda olan diğer şeyleri umursayacak durumdaydım. Düşündüğüm tek şey Gece'nin şu anda ne durumda olduğu ve onun yanına nasıl gidebileceğimdi. Aklıma Gece'nin, hastane odasının kim bilir  kaç hastanın hikayesine şahit olmuş dört duvarı arasında, tek başına hasta kokulu yatağa uzanmış, boş ve manasını yitirmiş bakışlarla tavanı izleyen hali canlandıkça yanına gidip elini tutarak "Ben buradayım. " deme isteğim artıyor, içimde garip bir korku ve merak beliriyordu.

"Yemekten sonra Sarp seni biraz dışarı çıkarsın Hayal. Hava almış olursun. "
"İste-"

Babamın emir cümlesi halinde sunduğu bu teklifi reddetmek üzereydim ki dışarı çıkacağım gerçeğini algıladığımda zaten mırıldanarak söylediğim sözümü yarım bıraktım. Ne pahasına olursa olsun Gece'nin yanına gitmekte kararlıydım.

"Olur tabii. İyi gelir bana da. "

Sarp şaşkınlıkla açılmış gözlerini kırpıştırarak bana bakarken ona samimiyetten yoksun bir gülüş yolladım. O ise benim aksime şaşkınlığını ve mutluluğunu bariz bir şekilde belirten bir gülümsemeyle karşılık verdi.

Yemek boyunca Sarp'ın ve benim derslerim dışında pek bir şey konuşulmadı. Annemle göz temasında dahi bulunmamış, sanki sofrada o yokmuş gibi davranmıştım. Sarp'a ağaç evin yerini söyleyerek derinden sarstığı güvenimi tekrar inşaa etmek pek kolay olmayacaktı. Halbuki birine güvenmeye o kadar çok ihtiyacım vardı ki tam da şu anda...

"Hayal eğer doyduysan kalkalım mı ?"
"Biraz bekle yukardan telefonumu alayım. "

Telefonumu almış kapıdan çıkmaya hazırlanırken aynadaki yansımamda takıldı kaldı gözlerim. Tüm karanlığıyla Gece çökmüştü gözlerime. Birer korku bulutu hüzün damlalarını serpiştiriyordu üzerime. Pişmanlık şimşekleri çakıyordu başımın üstünde ve suçluluk yıldızları saçılmıştı saç tellerime.

Aynaya bakmakla fazla oyalanmış olacaktım ki Sarp yukarıya çıkmıştı.

"Hayal ?"

Kendimi toparladım ve çantamdan biraz da para alıp odadan çıktım.

"Geldim. "

Aşağıya indiğimde annemle babam sofrayı toparlıyorlardı. Babam indiğimi görünce yanımıza geldi ve bize kapıya kadar eşlik etti.

"Hayal sana emanet Sarp. "
"Aklınız bizde kalmasın. Merak etmeyin geç kalmayız. "

Sarp'la babamın arasında geçen bu konuşmadan sonra babam bana sarılıp kulağıma fısıldadı.

"Gece'den abin adına özür dile. Ama bunun onun iyiliği için olduğunu  unutma sakın. Anlaştık mı ?"

Daha sonra geri çekildi ve gülümsedi.

"Hadi hadi ağaç oldu çocuk arabada. "

Neler olduğuna anlam veremeyip çatık kaşlarım ve düşünceli gözlerimle ön koltuğa oturdum ve camımı açtım. Babam ne demek istemişti ? Ben Gece'den nasıl özür dileyebilirdim ki ? Kaçma planlarımı anlamış olsaydı eğer , ki hiç sanmıyorum, Sarp'la dışarı çıkmama izin vermezdi.

"Sarp, nereye gidiyoruz ?"
"Senin aydınlattığın o karanlığına gidiyoruz Hayal. "

Arabayı durdurduğunda hastanenin önündeydik. Sarp beni Gece'ye getirmişti.

"Sarp-"
"Bunu sakın kendi isteğimle yaptığımı düşünme Hayal. Bana kalsa asla seni buraya getirmezdim fakat babana karşı çıkamazdım. "

Bu sefer ona gerçek bir gülümseme yollayıp, yapacağım aklımın ucundan dahi geçmeyen bir şey yaparak Sarp'a teşekkür ettim. Koşar adım arabadan indim ve hastaneye girdim. Sarp'ın gelip gelmediğine bakmamıştım bile. Girişten Gece'nin hangi odada kaldığını öğrenip aceleyle söylenilen odaya gitmiştim. Ben gittiğimde içeriden bayan bir doktor çıkıyordu. Beni görünce duraksadı.

"Merhaba. Gece'yi görebilir miyim acaba ?"
"Şu anda uyuyor. Siz nesi oluyorsunuz ?"
"Yakın bir arkadaşıyım. Adım Hayal. "
"Hayal Hanım, Gece'nin durumu hiç iyi değil. Kontrol için odasına girdiğimizde nereden bulduğunu bilmediğimiz bir jiletle kalbinin üstüne çizik atıyordu. Pansuman yapan hemşire kalbinin üstünde daha bir çok çizik  olduğunu söyledi. Duruma bakılırsa uzun bir süre burada kalacakmış gibi gözüküyor. "

Mavi GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin