Mavi Gece - Bölüm 2

1.2K 98 22
                                    

"Ağaçev mi ?"

Biraz tedirgin olmuşa benziyordu. Değişik davranışlar sergilediği kaçınılmaz bir gerçekti.

"Evet. Buraya yakın bir orman var, koru da denebilir. Orada."
"Şey aslında biraz ders çalışmam gerek."

Okulun ilk gününden ders çalışmak da neyin nesi oluyor ?

"Gece, bugün okulun ilk günü."

Pes etmiş gibi nefesini dışarı verdi ve omuzlarını düşürdü. Bu şekilde tatlı küçük bir oğlan çocuğuna benziyordu.

"Peki geliyorum." Dediğinde zafer kazanmış bir edayla el çırptım.

Üstüne giydiği kot ceket ve içindeki Metallica t-shirt'ü onun gerçek ruhunu yansıtıyordu. Çekingen, asosyal görüntüsünün içinde çılgın, eğlenceli bir Gece saklıydı belli ki. Halbuki dışarıdan bakınca tam bir inek öğrenci görüntüsü sergiliyordu. Gerçi kim dışarıdan göründüğü gibiydi ki ? Herkes kişiliğinden belli parçaları insanlara gösteriyordu sadece. Çok az kişiye içini açardı. Ben de öyleydim. Dışarıdan bakan insanlar benim gerçekte neler düşündüğümü, neler hissettiğimi anlayamazlardı. Her şeyi içimde saklardım. Sanki insanlara kendi kişiliğimi gösterirsem benimle dalga geçecekler ya da küçümseyeceklermiş gibi hissederdim. Bu yaptığım iki yüzlülüktü belki ama insanların benimle dalga geçmesini kaldıracak güce sahip değildim. Herkesin gözünde sosyal bir kız olmak uğruna kendi kişiliğini saklayacak kadar korkak bir insandım.

"Evet, hazırım. Gidebiliriz."
"Ağaçeve bayılacağına eminim."
"Umarım." diye mırıldanırken yüzündeki ufak gülümsemesinden gözlerimi ayıramıyordum.

...

Ağaçeve varıp, güneşin batmaya başladığını gördüğümde zamanlamamızın biraz kötü olduğunu fark ettim. Gün batımında gökyüzü turuncunun bütün tonlarıyla donanırdı. Fakat ben turuncudan nefret ederdim. Çünkü kırmızıyla sarının karışımından oluşurdu ve ben arada kalan şeyleri, belirsizliği sevmezdim. Kesinlik hayatta önem verdiğim şeylerdendi.

 Buraya gelmeyeli uzun bir süre olmuştu.Kapıyı ittirdiğimde çıkan cızırtıyı bile özlediğimi fark ettim,ne kadar sinir oluyordum bu sese!

"Aşırı derecede kitap kurdu olduğun çok belli, her yeri kitapla donatmışsın."
"Kitap okumak için en iyi yerin burası olduğunu düşündüğüm için burası benim ufak ağaç kütüphanem ." 
"Düşünmekten,gerçeklerden kaçmanın en iyi yoludur kitap okumak..."

Kitap okumak hakkındaki düşüncelerimi onun sesinden duyunca gülümsedim,gülümsedi. Raflara doğru ilerleyip, kitaplara biraz göz attıktan sonra bir kitap seçip aldı. Pablo Neruda'nın Aşk Şiirleri.

"Demek Hayal Hanım şiir de okuyor."

O böyle deyince istemsizce utandım. Hakkımda bunları bilen bir insan olmasından rahatsız olmuştum. Fakat bu onun suçu değildi. Onu buraya ben getirmiştim. Sahi, abimi bile buraya getirmemişken daha yeni tanıştığım bu yabancı kişiliği neden buraya getirmek istemiştim ki ?

"Şey..Her zaman değil. Bazı geceler güzel olabiliyor."

Ben böyle dedikten sonra kitaptan bir şiir okumaya başladı.

"Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim
Şöyle yazabilirim :' Yıldızla yüklü gece,
Masmavi yıldızlar titreşir uzaklarda.'
Döner gökte, şarkı söyler gece rüzgarla.
Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim
Sevdim onu, o da sevdi beni bazen."

Pablo Neruda'nın en sevdiğim şiirinden bir kısım okuması tesadüf müydü ? En sevdiğim şiiri okuması,beni giderek tanımaya başlaması kendimi giderek kötü hissetmeme sebep oluyordu. Onu buraya getirmemeliydim.

Ne olursa olsun Gece çok güzel şiir okuyordu. En sevdiğim şiiri onun sesinden duymak içimde bir yerlere dokunmuştu.

" En sevdiğim şiiri aşırı derecede güzel okuduğunu belirtmek isterim."

Söylediklerimle düşündüklerim arasındaki tezatlık kendimden ürkmeme sebep oldu.

Bana baktı ve gülümsedi. Gülümsemesi gözlerine, oradan da kalbime yansıyordu adeta.

"Böyle düşünmen beni sevindirdi."

Pencerenin önündeki koltuğa oturdum. Yanıma oturması için elimle koltuğa hafifçe vurdum. Yanıma oturdu. Pencereden bakıldığında gün batımı görünüyordu. Sessizliği bozan Gece oldu.

"Harika bir manzara. Uğruna şiirler yazılabilecek derecede güzel. Ben de günbatımıyla ilgili bir şiir yazmıştım."

Gece şiir mi yazıyordu ? Bu konu beni heyecanlandırmıştı. Çünkü hep şiir yazmak istemiş, fakat birkaç başarısız denemeden sonra umutsuzca çabalamayı bırakmıştım. Şiir yazmak için gerçekten bir şeyler yaşamış olmak gerekiyordu ve ben bu iş için son kişi olduğumu fark edeli uzun zaman olmuştu. Bu yüzden şiir yazan insanlara karşı her zaman hayranlık duymuşumdur.

"Şiir mi yazıyorsun yani ?"
"Yazıyordum desek daha doğru olur. Çünkü artık yazmıyorum. Uzun bir zaman önce yazmayı bıraktım."

Biraz hayal kırıklığına uğramıştım. Bir insanın sevdiği şeyi yapmaktan neden vazgeçebileceğini düşündüm. Onu sevdiği şeyi yapmaktan alıkoyabilecek güçlü bir neden olmalıydı. Sonunda daha fazla dayanamayıp sordum ; 

"Seni sevdiğin şeyi yapmaktan alıkoyabilecek güçlü bir nedenin olmalı."

Bir şeyler yaşadığı belliydi. Bu sözü söyledikten sonra yüzü düşmüştü.

"Bundan iki yıl önceydi. Sahilde gezintiye çıkmıştık,dinlenmek için çimenlere uzanmıştık. Beril pamuk şekere bayılırdı. Bunu bildiğimden yakınımızdaki pamuk şeker satan çocuğun yanına gitmiştim... "

Gözleri dolmuştu,ağlamamak için kendini zor tuttuğu her halinden belli oluyordu. 

"Lanet olsun,lanet olsun ! Kim derdi ki yedinci ayımızın kutlamasında yoldan çıkan arabanın Beril'in ölümüne sebep olacağını ?"

Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Böyle bir soru sorup onu üzdüğüm için kendimden bir kere daha soğumuştum.

"Gece,çok özür dilerim. Amacım sana yaşadığın acıyı hatırlatmak değildi,çok üzgünüm.Gerçekten."
"Özür dilemene gerek yok. Bilmiyordun."

Yanaklarından süzülen gözyaşlarını benden saklamaya çalışıyordu. Ne diyebilirdim ki ? Belki de onun yerinde ben olsam bu kadar güçlü olamazdım.

"Gece..."

Sesim bir fısıltı gibi çıkmıştı. Ne diyeceğimi bilemiyordum ve saçma sapan şeyler söyleyip onu daha fazla üzmekten korkuyordum. Bu yüzden sessizliğe büründüm.

Güneş gitgide batıyordu ve hava kararmaya başlamıştı. Ay kendini göstermeye başlamıştı. Ben de kendimi Ay gibi hissediyordum. Etrafı yıldızlarla dolu, fakat Güneş olmasa hiçbir işlevi kalmayacaktı belki de. Ben henüz Güneşimi bulamamış bir Aydım. Yıldızların arasında varlığı belirsiz bir Ay. Bu yüzden bir hiçtim belki de şu anda, fakat çok sıcak ve parlak bir şeyi bulmak çok da zor olmamalıydı. Eğer o kişi yakınlarımdaysa mutlaka kısa bir zamanda ona ulaşırdım.

Uzun bir sessizlikten sonra Gece sessizliği bozarak bir şiir okumaya başladı.

"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. 
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. 
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. 
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. 
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. 
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. 
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için."

Mavi GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin