Gördüğüm rüyanın bendeki etkisi akşama geçecek türden bir etki değildi. Bütün düşüncelerimi, planlarımı değiştirmişti. Bu rüyayı görmeden önce çıktığım yolda bana eşlik eden şey pişmanlık ve suçluluk duygusuydu.
Fakat şimdi sevgiyle beslenen bir umut vardı içimde.
Bu his kendimi çok daha güçlü hissetmeme sebep oluyor, kendime ve Gece'ye olan inancımı kuvvetlendiriyordu. Büyük bir hevesle yataktan kalktım ve banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Bugün çok daha güzel olacaktı. İçimdeki umut, güneş ışınları gibi parlıyordu gri bulutların ardından. Tam bugün, dağılmaya başlamıştı gökyüzündeki grilik.
Odama gidip saate baktım.
07.32
Okula gitmem gerekiyordu. Eğer Gece'ye yardım etmek istiyorsam önce kendi hayatımı düzene sokmalıydım. Dolaptan okul kıyafetlerimi alıp giydikten sonra çantama birkaç defter ve kalem kutumu koyduktan sonra ceketimi de alarak aşağıya indim. Babam sofrada oturmuş kahvaltısını yapıyor, annem ise çayları dolduruyordu. Benim geldiğimi görünce annem bana dönerek
"Günay-"
Sözünü tamamlamadan Gözlerini üstümde gezdirerek beni Yukarıdan Aşağıya iyice süzdükten sonra tekrar bana dönerek anlamlandıramadığım bir soru sordu.
"Hayal, neden okul kıyafetlerini giydin ?"
"Çünkü okula gitmem lazım. "Babamla annem önce birbirlerine baktıktan sonra babam biraz şaşırmış biraz da korkmuş bakışlarını bana yönlendirdikten sonra bugünün Cumartesi olduğunu ve okulun olmadığını söylediğinde bir şeyler söylemek için ağzımı açsam da hiçbir şey söyleyemeden öylece dikildim.
Sahi, ne ara cumartesi olmuştu ?
Gece'yle yaşadığım olaylar sadece psikolojik olarak değil, her yönden hayatımı etkilemişti. Hangi günde olduğumuzu bile hatırlayamacak, hatta bilmeyecek duruma gelmiştim.
"Ben... Sanırım yatağa dönüp biraz daha uyusam iyi olacak. "
Çantamı aşağıda bırakıp şaşırmış bir ruh hali ve ürkek adımlarla merdivenlerden çıktıktan sonra odama gittim ve hiçbir şey yapmadan sadece öylece durdum. Ne bir yere oturdum, ne de söylediğimi yaparak uyumaya çalıştım. Düşünmüyordum bile. Sadece duruyordum.
Belki de ihtiyacım olan şey buydu. Sadece durmak.
Odadaki tek ses masamın üstündeki saatten gelen tik tak sesleriydi. Bazen dışarıdan bir araba geçiyordu bazen de kuşların ötüş sesleri. Bu sessizlikte daha çok duyuluyordu çabaladığım savaşın gürültüsü.
Fakat kazanmaktan başka çarem yoktu. Karar benden bağımsız çoktan verilmişti. Kazanmak zorundaydım. Gece için bunu yapmaya mecburdum.
Birdenbire , az önce yukarı çıkarken attığım sakin adımların aksine, koşar adım aşağıya indim ve hiçbir şey söylemeden öylece kapıdan çıktım. Yol boyunca koşmaya başladım ve nefesim kesilene bacaklarım koşmaktan ağrıyana kadar durmadan koştum. Caddeye geldiğimi farkettiğimde biraz soluklanarak ne yapmam gerektiğini düşünmeye başladım. Gece'nin yanına gitmem gerekiyordu fakat herhangi bir taşıta binecek param yoktu ve bu yüzden yürümek zorundaydım. Umutsuzca hızlı adımlarla yola koyulduğumda karşıma Yonca'nın çıkmasını beklemiyordum elbette. Özellikle de yanında abimle.
"Hayal ?"
Yonca şaşkın ve ne diyeceğini bilemez bir ses tonuyla adımı söylediğinde hızla abimin elini bırakmış ve aralarına mesafe koymuştu. Abim ise hiçbir açıklama yapmadan bana nereye gittiğimi sorarak tam da ondan beklenecek bir davranış sergilemişti.
"İkinizden de tiksiniyorum. " dedikten sonra küçümser bir bakış atıp aralarından geçerek arkama bakmadan yürümeye devam ettim. Şu an onları düşünmek istemiyordum ve zaten buna kafa yoracak halim de kalmamıştı. Gördüğüm rüya sayesinde içime dolan umudun bir parçasını evde bırakmıştım zaten ve geriye kalan umudumu en güzel şekilde değerlendirmek istiyordum.
Arabaların ve caddedeki kalabalığın gürültüsünden rahatsız olmaya başladığımda yanıma telefonumu ve kulaklığımı almadığım için pişman olmuştum.
İnsanların oluşturduğu bütün seslerden nefret ediyordum.
Nihayet ileride hastane göründüğünde biraz olsun rahatlamış, o anlığına da olsa yorgunluğumu unutup adımlarımı hızlandırmıştım. Yaya kaldırımına geldiğimde içimde birdenbire bir heyecan belirmiş,hareket etme ihtiyacıhissetmeme sebebiyet vermişti. Karşıdan karşıya geçip hastanenin kapısına ulaştığımda istemsizce buraya bir önceki gelişimi ve içimdeki vicdan azabını hatırlayarak bir kez daha kendime işkence ettikten sonra kendinden emin fakat bir o kadar da korkak adımlarla hastaneden içeriye girdim. Daha önceki gelişimden dolayı odayı bildiğimden doğruca oraya ilerledim. Hedefimde kapıyı açar açmaz koşup Gece'ye sarılmak, onun yanında olduğumu ve onu burdan çıkarana kadar elini bir an olsun bırakmayacağımı söylemek vardı.
Fakat odanın kapısına geldiğimde güçsüz bir el sert olmaya çalışan bir tavırla beni kolumdan çekiştirdiğinde planlarım bozulmuş, hayalini kurduğum sahneyi yaşayamamıştım. Hızla kolumu geriye çekip bu kişinin kim olduğuna baktığımda Gülay Teyze'yle karşılaşmak rahatlamamı sağlamıştı.
"Kusura bakma canım. Acıttım mı ?"
"Yok hayır bir an korktum sadece. Nasılsınız ?"
"Gece, burda bu haldeyken nasıl olabilirim ki ? Yine de iyi diyelim, iyi olsun. " dedikten sonra mutluluktan çok uzak bir gülümseme yollayarak sözlerine devam etti.
"Doktor bu sabah içeriye kimsenin girmemesi konusunda ciddi bir karar verdiğini bana söyledi. "
Tam ağzımı açmış bir şeyler söyleyecekken Gülay Teyze'nin sözleri buna engel oldu.
"Merak etme. Sen geldiğinde odada bulunan hemşire Gece'nin seninleyken nasıl sakinleştiğini ve sen gittikten sonra Gece'nin durmadan senin adını sayıkladığını söylediğinde doktordan içeriye girebilmen için izin almam daha kolay oldu."
Elini omzuma koyup sıvazladıktan sonra bu defa gerçekten içten geldiğini hissettiğim bir gülümseme yolladığında ona sarılmadan edemedim. Yaşadıklarını, kocasının ölümünden sonra çektiği acıları düşündüğümde karşımdaki kadına acımak yerine hala nasıl dimdik ayakta durabildiğine şaşırıyor, ona olan saygım biraz daha artıyordu.
"Her gün için sadece bir saatiniz var. Senin oğluma iyi geleceğini biliyorum. " dedi ve odanın kapısını açarak içeriye girmem için elini sırtıma koyarak beni yüreklendirdi.
Odaya girdiğimde Gece dizlerinin üzerine çökmüş yeri yumrukluyordu.
"Gece ?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Gece
Teen Fiction"Benim kayıp dünyamda aşkı en güzel şekilde hissettirdiğin için sana minnettarım." "Karanlık bir yolda gidiyorum Ufukta ulaşılmaz parlak bir ışık... Koşuyorum, ışık gözümü alıyor. Yoruluyorum, ulaşamıyorum. "