Mavi Gece - Bölüm 6

583 52 2
                                    

Bazen bazı anlar vardır ; konuşsanız olmaz, konuşmasanız yine olmaz. İşte ben de o durumdaydım. Sarp şoför koltuğunda, ben yanındaki koltukta hiç konuşmadan eve ilerliyorduk. Arabadaki sessizlik çok rahatsız ediciydi fakat konuşacak birçok şeyimiz olabilecekken aramızdaki anlamlandıramadığım durumdan dolayı ikimiz de sessiz kalıyorduk. Radyoyu açmak için düğmeye uzandığımda Sarp bileğimden tuttu ve elimi geri çekti.

"Açma."
"Müzik dinlemek istiyorum."
"Ama ben istemiyorum."
"Sessizlik sinirimi bozuyor."
"Seninle birlikte susmayı seviyorum. Nefes alıp verişini dinlemeyi, iç geçirirken çıkardığın sesi, parmaklarınla ritim tutmanı, ayaklarını yere vurduğunda çıkan sesi dinlemeyi seviyorum. Benim müziğim sensin Hayal."

Söyledikleri tenimin her bir hücresinden geçip içimde, derinlerde bir yerlere ulaştı. Onun benim hakkımda söylediği her kelime, yaptığı her hareket kalbimi delip geçiyor, göz yaşlarımı harekete geçiriyordu. Ben ondan bu kadar nefret ederken onun bana bu kadar değer vermesi beni çok derinlerden yaralıyor, kendimden soğumama sebep oluyordu. Ben ayağımı yere vurduğumun bile farkında değilken Sarp çıkardığı sesi sevdiğini söylüyordu. Bana bu denli değer vermesine rağmen beni en çok üzen ve istemediğim şeyleri yapmaya zorlayan da oydu. Böyle olmamalıydı. Ne vardı sanki bana böyle güzel şeyler söylemese ? Ondan nefret ettiğim için kendime kızmama sebep olmasa olmaz mıydı sanki ? Kendi dengesizliğini bana bulaştırmasa, içimde yaşadığım karmaşıklığa sebep olmasa olmaz mıydı ? 

Arabanın durmasıyla aklımda birbiriyle savaşan cümlelerimi bir kenara itip kendimi toparladım. Sarp tam arabanın kapısını açmıştı ki hemen araya girdim.

"Senin gelmene gerek yok. Evime kendim girebilirim."
"Annene selam söylediğimi iletirsin o zaman güzellik."

Kocaman bir yalandan gülümseme yollayarak kapıya doğru ilerledim. 

"Okul çıkışı beni beklemeyi unutma küçük sevgilim. Seninle ufak bir gezintiye çıkacağız."

Arkamı dönüp ona baktığımda çoktan gaza basıp ilerlemişti bile. Ne gezintisinden bahsediyordu bu dengesiz herif ? Onunla hiçbir yere gitmek istemiyordum. Beni zorlayacağını ve yine tehdit edeceğini biliyordum fakat bu böyle ne zamana kadar devam edebilirdi ki ? Ne yani sadece Gece'yle arkadaş olduğumu abime söylemesin diye her istediğini yapacak mıydım ? Saçmalık.

Yanıma çanta almadığım aklıma gelince zile bastım. Açan olmadı. Tekrar bastım. Fakat yine açan yoktu. Işıklar da yanmıyordu. Büyük ihtimalle annemler abimde kalacağımı düşünüp bir yerlere gitmişlerdi. Geri gitmek istesem gidemezdim. Bugünlük ağaçeve gitmek de istemiyordum. Çaresiz annemi aradım.

Annem aranıyor...

"Hayal ?"
"Anne ? Nerdesiniz ?"  
"Aynur Teyzenlerdeyiz."
"Aynur Teyze mi ?"
"Sarp'ın annesi tatlım. Hani geçen akşam bize yemeğe gelmişlerdi."

Sarp'ın söyledikleri onları koyduğum raftan düşüp önüme serildiler.

...Şu anda aşağıda ikimizin arasında başlayacak olan ilişkiden bahsediyorlar Hayal...


Sarp'ın ve benim biz olma ihtimali diye bir şey söz konusu bile olamazdı. Onunla ikimiz zıt kelimelerken tek bir kelimenin aynı anlamı olamazdık. Düşüncesi bile tüylerimi diken diken etmeye yetiyordu.

"Hayal orda mısın canım ?"
"Evet , burdayım."
"Abin yanında mı ?"
"Şey, evet. Şimdi kapatmam lazım anne. Sonra görüşürüz."
"Tamam canım görüşürüz."

Telefonu kapatıp arka cebime sıkıştırdım. Ne yaptığımı bir kez bile sorgulamadan aklıma ilk gelen şeyi yaparak Gece'lerin eve doğru ilerledim. Kapı eşiğine geldiğimde ellerimle saçımı düzeltip derin bir nefes aldım ve zile bastım. Zil çaldıktan bir kaç saniye sonra kapyıı Gül Teyze açtı.

"Ah, merhaba Hayal'cim. Adın Hayal'di değil mi ?"
"Merhaba Gül Teyze. Evet adım Hayal."
"Hoş geldin tatlım. Gece'ye baktıysan eğer , odasında. Çağırabilirim istersen."
"Şey aslında ben kapıda kaldım. Annemler bugünlük eve gelmeyeceklermiş ve abimin evide buraya uzak."
"Öyleyse bugünlük bizim misafirimizsin küçük hanım. Geç içeri, buyur."
"Çok teşekkürler."

Gülümseyerek ve biraz da çekinerek içeri geçtim. 

"Sen otur Hayal'cim ben Gece'yi çağırayım."

Bana gösterilen koltuğa oturdum. Bir gün içinde ilk kez bu kadar çok yalan söylüyordum. Bu zamana kadar annemden gizli işler yapmıştım, evet. Ama daha yeni tanıştığım bir insana gereksiz bir şekilde böylesine bir yalan söylememiştim. İnsan yalan söyleyince başkalarına karşı duyduğu güven duygusu da azalır. Ben yalan söyleyebiliyorsam her gün konuştuğum insanların yalan söylemediğini nereden bilebilirim ki ? Az önce ard arda sıraladığım yalanlar insanlara karşı içimde biriktirdiğim güven duygusundan büyük bir parça koparıp atmıştı. Her bir yalana karşılık bir kayıp. 

Merdivenlerden ayak sesi gelince dönüp baktım. Gece, üstünde eşofmanlarıyla geliyordu.Göz göze geldiğimizde elini ensesine götürüp biraz çekinerek

"Hoş geldin Hayal." dedi. 

"Hoş buldum." dedim ve bugün yaptığım bütün sahte gülümsemelerin aksine gerçek ve içten gelen bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Gece mümkün olduğunca benden uzak bir yere oturmuştu. Sürekli rahatsız bir şekilde kıpırdanıp duruyordu. Gül Teyze  -sanıyorum ki mutfaktan geliyordu- yanımıza geldiğinde oturmak yerine ayakta durdu ve bana döndü.

"Aç mısın canım ? Bir şeyler hazırlamamı ister misin ?"

Açlıktan midem bulanıyordu fakat açım diyebileceğimi hiç sanmıyordum. Şu gereksiz görgü kurallarından biri. Neden aç olduğumu ve yemek istediğimi söylemek ayıp olsun ki ? Evet açım ve biraz daha bir şeyler yemezsem baygınlık geçirebilirim. 

"Yok zahmet etmeyin.Gerçekten hiç gerek yok."
"Ne zahmeti canım ? Sen bizim misafirimizsin. Siz odaya çıkın isterseniz, ben hemen bir şeyler hazırlayıp getiriyorum."
"Teşekkür ederim."

Gece ayağa kalkıp merdivenlere yönelince ben de arkasından onu takip ettim. Odası çatı katındadır diye düşünmüştüm fakat o ikinci kattaki odalardan birini seçmişti. Odanın kapısı mavinin en koyu , siyaha yakın tonuyla boyanmıştı ve ortasında kocaman bir hilal vardı. Gerçekten çok hoş gözüküyordu.Ben yapmak istesem büyük ihtimalle babam böyle bir şeye izin vermezdi. Halbuki küçük şeyleri kafama takmamamı söyleyen de oydu. Neden böyle küçük şeyleri görmezden gelmiyordu ki ? 

Odaya girdiğimizde kesinlikle beklediğim manzara bu değildi. Odanın bütün duvarları kapıyla aynı tona boyanmıştı ve her yer küçük büyük yıldızlarla doluydu. Kapının tam karşısındaki duvardaysa kapıdakinin aynısı kocaman bir hilal. O hilalden yayılan ışık yıldızlara da ulaştığından yıldızlar parlıyordu. Burası Gece'nin odasıydı. Burası Gece'nin ta kendisiydi.

Mavi GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin