"Hayırlı olsun diyeceği yok kimsenin galiba, hayırlı olsun aslan kardeşim, buda bizden bi hediye"
Kantini tekrar karanlığa boğarak gitmiştiler. Ceren kim olduklarını görmek için çırpınsada kalabalığın ardındaki huzur veren sesin sahibini görememişti. Boyu kısaydı Ceren'in evet ama 'oda çok uzun değil demek ki yoksa görürdüm' diye düşündü. Uzun boy Ceren için çok önemliydi. Herkese 'erkek dediğin uzun olur' cümlesini kurmaktan hiç sıkılmıyodu.
Azra'yla Bulut için kapatılan ışıklar nöbetçi öğretmenin kantine inmesiyle tekrar açılmak zorunda kalınmıştı. Artık karanlık ne işlerine yaradıysa (rondom).
Eve geldiğinde hala ışıklar kapandığında belini saran elin sahibini düşünüyodu. Daha doğrusu o kokuyu. Ya bi insan nasıl böyle yapabiliyodu sadece kokusuyla. Boyuda uzundu. Onu tutarken Ceren'in kafasını göğüsüne yaslamıştı. Tam sağ göğsünün üzerindeydi Ceren'in kafası. İçinden sürekli geçirdiği şey buydu Ceren'in 'tam sağ göğüsünün üzerindeydim'.
Akşam takımla konuşurken formaları hatırladı Ceren. Napıyodu? Nasıl yapardı böyle bi hatayı? Kendine gelmeliydi. Hemen bütün basketbol takımına ulaşmalıydı. Azra'yı aradı. O bi çözüm bulurdu.
"Alo, Azra"
"Efendim canım"
"Napıyosun, müsaitmisin?"
"Bulut'layım. Bişey mi oldu, sesin iyi gelmiyo?"
"Boşver o zaman, sonra konuşuruz, görüşürüz."
"Saçmalama. Bulut var diye bizim aramızda hiç bişey değişmiyecek. Ben senin her zaman yanında olamıcaksam nasıl en yakın arkadaşın olurum. Söyle, noldu?"
" Formalar, Azra formaları almayı unuttum ben. Kantinde süpriz falan derken unuttum. Yarın kızları bu halde bırakamam."Bulut arkadan olanları dinliyo olmalıydı.
"Ne forması" Diye konuya katıldı bi anda. Azra'nın kısa bi açıklamasıyla (Ceren'in yarın yüzme yarışı var ve basketbolcuların formalarını alması gerekiyo. Yarışa giderken herkes okulunu temsil etmesi için üzerinde okulun adı yazılı olan bişey giyiyor ama bu gün o kargaşada unuttuk.) olaya Bulut'ta dahil oldu.
"Peki eğer formaları bulursam sevgilimi rahat bırakıcak mısın?" şaka yapar gibi bi ses tonu vardı
"Ya zaten utanıyorum bide sen üzerime gelme. Keşke aramasaydım. Sizide rahatsız ettim."
"Saçmalama ya halledicez şimdi sen telaşlanma yarım saate kadar ararız tekrar seni"
"Tamam"
"Cerencim sakin ol yarım saate kadar arıcaz zaten korkma halledicez."
"Tamam canım."Yatağına uzandı. Saat 21.14. Ya bulamazlarsa? Bu saatte nerden bulucaklardı? 'Boşuna heveslenme Ceren, imkansız bulmaları' diye geçirdi içinden. Mutfağa gidip su içip geldi. Saat 21.16. Daha iki dakika mı olmuştu sadece? Zaman geçmek bilmiyodu. Odasında bi o yana bi bu yana gidip gelmeye başladı. Saat 21.21. Dilek milek mi tutuluyodu böyle olunca? Hiç ilgilenmezdi böyle şeylerle. Sıkıntıdan onu düşünürken telefonu çaldı.
"Azra, naptınız?"
"Cerencim saat kaçtaydı sizin yarışınız?"
"Bulamadınız dimi. Şimdide sabah aramaya karar verdiniz. Herkes olmaz der tabi. Bu saatte işleri güçleri yokta bana formamı yetiştircekler. Azra napıcam ben? Kızların yüzüne nasıl bakıcam yarın? Salak Ceren. Az bile bu. Sen son güne sıkıştırırsan herşeyi böyle olur tabi"
"Herşey yolunda. Hiç bişey olmıcak. Sen gidiceksin orda elinden gelini yapıp yüzüceksin. Kızlarlada bi sorun olmıcak. Bulut Can'ı aradı. Can şehir dışındaymış."
"Oda şehir dışına çıkıcak başka zaman mı bulamamış. Ne vardı burda olsaydı. Herşey yolunda olacaktı."
"Ceren bi sakin ol."
"Nasıl sakin olıyım diğer okullar forma giyip çıksın bizde mayoyla çıkarız. Nolcak dimi. Hadi ben neyse yaptığımın cezasını çekiyorum da diğerlerine oluyo olan."
"Kimsenin ceza çektiği falan yok. Can'da Bulut'a kaptanın numarasını verdi, konuştular yarın saat kaçta olduğunu söylersen yarışların ona göre erken gelicekler."
"Haa. Baştan söylesene şunu Azra."
"Konuşturmuyosun ki. Saat kaçta yarışınız?"
"8 buçukta"
"Tamam hayatım. Sabah ben seni ararım zaten sen erken kalkarsın. Yarışada gelmeye çalışıcaz."
"Oo ne zaman siz oldunuz ya. Ayy. Neyse canım tamam konuşuruz. Öpüyorum."
"Deli. Bende öpüyorum."Telefonu kapatır kapatmaz çantasını hazırlamaya başladı Ceren. Herşey tamamdı. Alarmını kurdu, odasının ışığını kapattı ve yatağına uzandı. Hala o koku vardı burnunda. Sanki hiç bir yere gitmemişti, hala yanındaymış gibi hissediyodu. Tavana bakarak onu düşünüyodu. Hiç böyle bişey yapmamıştı daha önceden. Neydi Ceren'i bunu yapmaya iten?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk Kokan Adam
Romance"Sen ne kadar herşey istediğin gibi olsun desende hiç bir şey istediğin gibi olmayacaktı.." diyerek bitirmişti herşeyi Efe "Sana doğruları söyleyen tek kişi bendim..." Ceren'in son sözleriydi