Hesaplaşamama

15 0 0
                                    

Uyandığımdan beri herkes üzerimde. Pişpişleyip duruyorlar. Selim hep yanımda olduğunu söylerken son iki gün boyunca okul çıkışlarında 1 2 saat yanımda durup gitmeye başladı. Azra ise okula gitmiyo uzun zamandır. Gece gündüz demeden yanımda duruyor. Can ve Berfu'da okul dışındaki bütün zamanlarını benim için harcıyorlar. Annem, babam ve Onur'da hiç başımdan ayrılmıyorlar.

Efe'den ise hiç haber yok. Dolabın kapağında duran montunu ise sormaya cesaret edemiyorum.

Uyanışımdan iki gun sonra taburcu oluyorum. Hastahane odasından çıkarken mont tekrar gözüme ilişiyor. Çantamdan bi poşet çıkartıp içine koyuyorum kimseye söylemeden. Sorsalar verecek bi cevabım yok, neyseki kimse görmüyo.

Yengem uzun zamandır girilmeyen evimizi temizlemiş, toparlamış, yemekler yapmış. Evin oratasında, oturma odasındaki kanepenin üzerine, bi yatak yapılmış. Kızıyorum. Düşündükleri kadar uzun bi süre evde durup yatmaya niyetim yok. Pazartesi okula gitmeyi düşünüyorum. Sorulacak bi hesabım var ama kimsenin haberi yok. Azra'nın bile.

Azra hastahaneden çıktığım ilk gün bizde kaldı. Birlikteydik hep ama hiç başbaşa kalamamıştıl. Aklıdaki soruları sormak için fırsat ararken birlikte yatın siz dedi annemler. Aksi düşünülemezdi zaten.

Azra biraz konuştuktan sonra dayanamadı.

"Neler olduğunu ne zaman anlatacaksın bana Ceren"
"Azra canım yanıyo. Her o an aklıma geldiğinde canım yanıyo."

Farkında olmadan hakim olamadığım yaşlar gözlerimden birer birer damladı. Azra'da daha fazla üzmek istemiyordu beni. Sustu ve sadece sarıldı.

Kaçtım ondan iki gün boyunca. Senden herseyi sakladım ben demeye cesaretim yoktu. Kızardı, kırılırdı. Eninde sonunda öğrenecekti ama ilk başta ben neler olduğunu tam olarak öğrenmeliydim.

*

Ve beklediğim pazartesi geldi. Hesap sorma zamanıydı. Okulda camın kenarına oturdum. Kapıdan girenler arasından Efe'nin yüzünü arıyordum.

Dersin başlamasına 3 dakika kala koşa koşa içeri girdi okuldan. Görür görmez kaçırmamak için bağırdım.

"Efe"

Koridordaki herkes bi anda irkildi. Kimse ona ismiyle seslenilmesine alışkın değildi. Efe bi an duraksasada baktı ve hiç birşey yokmuş gibi devam etti.

İlk tenefüste her zaman olduğu gibi sigara içerken karşılaştık. Görür görmez kolundan tuttum ve sürükledim. Koskoca kaptana bunun yapmak büyük cesaret isterdi herkese göre ama ben onu öyle görmüyordum. O Efe'ydi benim için.

Hesaplaşma vakti kaptan.

"Montun"

Diyip ona dogru elimde duran montunu uzattım. Bu nasıl bi şeydi ya. Yanına gelene kadar dövmeyi bile düşünürken karşıma geldiği anda her şey silinmişti sanki.

"Saol"

Dedi ve gitmek için başka bi yöne doğru yöneldi. Tekrar tuttum kolundan.

"Hala bunu nasıl bende kaldığını bilmiyorum."
"Sana vermiştim ya giderken. Hatırlamıyo musun?"
"Ne zaman?"
"Ceren bu soğukta pijamalarla dışarı çıkmıştın. Bende karşımda seni öyle görünce omuzuna ardmıştım. Cidden hatırlamıyo musun?"

Gerçekten böyle bişey olmuş olabilrmiydi? En son giderken ne yaptığımıda hatırlamıyodum aslında. Hatta konuşmamızda da bazı kesintiler vardı. Ve şu anda bi cevap vermemi bekleyen bi Efe vardı.

"Neyse. Saol."

Diyerek konuyu kapattım. Doğru mu yaptım? Bilmiyorum.

*

Eve geldiğimizde Azra yol boyunca anlattıklarımı şaşkınlıkla dinlemişti. Ondan nasıl böyle bişeyi sakladığımada inanamıyodu. Eve girdiğimizde anlatacaklarım yeni bitmişti.

Azra ayakkabılarını çıkarttıktan sonra montunu bile çıkartmadan gidip sakince yatağımın üzerine oturdu. Yüzünde her hangi bir ifade yoktu. Şaşkındı. Belli ama kızgın mı mutlu mu anlayamıyodum.

Bana döndü bi anada.

"Benden bu olanları nasıl saklayabildin?"
"Özür dilerim ama gerçekten farkında olmadan neden yaptığımı bilmeden yaptım herşeyi."

Bi anda gülümsedi ve bana sarıldı. Biriciğim benim. Dayanama ya sana.

"Ceren çok mutlu oldum."
"Ay bende hastanelik olana kadar çok mutluydum."
"Ay bende bu Efe'yi niye hastanede bu kadar çok gördüm diyodum. Demekki senin için geliyomuşta çaktırmıyomuş."

İçin bi anda içime sığamadı sanki. Efe hastaneye mi gelmişti.

"Nasıl yani? Nerde görüyodun?"
"Kantinde, senin koridorunda falan gördüm. Aa bide senin doktorunun odasından çıkarkende gördüm."
"Ciddi misin sen?"
"Evet. Dur yarın ben okulda devamsızlığına falanda bakarım."
"Azra gerçekten gelmiş olabilir mi?"
"Gördüm diyorum tesadüf olamaz dimi yada sen hastanedeyken her gün hasta olamaz heralde."

Gerçek miydi bu yaşadıklarım? Doğru olabilir miydi Azra'nın tahminleri? İçinden bi ses gitmemem öğrenmemem gerektiğini söylüyodu ama merak duygusu insana herşeyi unutturuyo.

*

Sabah Azra'nın telefonununun alarm sesiyle uyandık. Her zamankinden farklıydı gün sanki. Mutluluğumu birisini bilmesi, mutlu olabilmek ne kadar güzel bişeymiş. Şimdiye kadar herşeyi içimde tuttuğum için bu gün pişman oldum.

*

Okula gittiğimizde Azra gözlerini Efe'den ayırmıyodu. Bişeyler yaşamışken hiç bişey olmamış gibi devam etmenin çok saçma olacağını tekrarlıyordu sürekli. Saçma olmasına saçma hatta canımıda çok yakıyodu ama böyle davranmaktan başka bir çarem yoktu.

Azra yine söylediğini yapmış. Berfu'yla konuşurken çaktırmadan Efe'nin ben hastanedeyken okulda olup olmadığını öğrenmiş. Asıl güzel haber hiç okula gelmemiş. Gerçekten Azra herşeyi doğru tahmin etmiş galiba. İnanılmaz bi haber bu.

Artık istemsizce Efe'yi arıyor gözlerim. Her tenefüs önceden de görüyor olmama rağmen farkına bile varmadığım o adamı arayorum artık.

Sonsuzluk Kokan AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin