Azra kendisini hiç beğenmez, güzel bulmazdı 2 hafta öncesine kadar ama artık güzelmiş gibi hissesiyor. Herşey onun için zorlaştı ama kendini artık kalbinin hiç yarım kalmayacağıyla avutuyor genelde. Çok değişti son zamanlarda. Sevdiği bazı yemeklerden vazgeçerken sevmediklerini sever oldu, en sevdiği koku artık aynı değil, hatta bazen renkler konusunda bile değişkenlik gösterebiliyor... Bunun sevdiği adamdan aldığı en güzel şeyden dolayı olduğunu düşünüyor. Mesela Bulut asla çikolatalı bişey yemezdi ama çikolatayı çok severdi, Azra'ysa 2 hafta öncesine kadar çikolatanın her halini severken son günlerde çikolatalı bişey yiyemez oldu. Herkes bunun psikolojik olduğunu düşünüyor ama Azra bunun gerçek olduğunu ispatlamak için kitaplardan, internetten ve gazetelerden bütün kalp nakli olan hastaların değişimini araştırıyor. Bazı yerlerde 'Kalp nakli olan hastalar kalbini aldıkları kişinin bazı özelliklerinide alırlar.' cümlesi geçiyor. Söylediklerini onaylamayan herkese tek tek elindeki herşeyi gösteriyor.
Okullar açılalı 1 hafta oldu. Ceren okuldan sonraki tüm zamanını arkadaşına destek olarak geçiriyor. Azra'nın okula başlamasına 2 hafta kaldı. Sevgi Teyze'de biricik kızını her gün ziyaret etmeye çalışıyor. Onu bi emanet olarak görüyor. Oğlunu onda buluyor sanki.
Can bu durumu en zor geçirenlerden. Okulda pek durmuyor, nerdeyse her gün kaçıyor. Sıranın diğer tarafına her baktığında kardeşinin gülümseyen fotoğrafını görüyor. Sonrası belli zaten, önce oda gülümsüyor gözleri doluyor ve sonra deli gibi ağlıyor. Berfu'ysa artık o sınıfa giremiyor hatta kapısının önünden geçerken bile gözleri doluyor.
2 hafta sonunda pazartesi günü Azra okula geliyor. Gülümseyerek girsede içi yanıyor sanki. En son Bulut'la sarılarak çıktığı yere şimdi yanlız giriyor. Okul ölüm oluyor hepsi için. Okul çıkışında Sevgi Teyze'nin davetiyle Bulut'un evine gidiyorlar. Her yerde Bulut'tan bi parça buluyor sanki Azra. Diğerleri Bulut'un odasına giriyorlar ama Azra bunun için özel bir gün ayırmak istiyor. 2 gün sonra akşam cesaretini toplayıp Sevgi Teyze'yi yarın geleceğinin haberini veriyor.
Okula gitmiyor o gün Azra. Sabah kalkar kalkmaz Bulut'un evine gidiyor. Hiç oyalanmadan odasının kapısına yöneliyor. Sevgi Teyze hiç birşeye dokunmamış, oğlunun bıraktığı gibi hepsi. Azra teşekkür edip odadan içeri giriyor.
Kapıyı kapatıp kapıya yaslanıyor ve ilk gördüğü şey Bulut'un dağınık yatağı oluyor. Gülümsüyor. Yatağına doğru ilerliyor ve uzanıyor. Sanki Bulut yanında yatıyor gibi hissediyor. Yastığa bir kaç tel saçı dökülmüş, onları topluyor tek tek ve bi poşete koyuyor. Daha sonra yatağının yanında ki komidine yöneliyor. Komidinin üzerinde kulaklığı duruyor. İçinden 'Demek ki oda yatmadan önce müzik dinliyordu.' diye geçiriyor Herşeye dokunmak istiyor çünkü herşey sevdiği adamın teni gibi sanki. Komidinin çekmecesinde Bulut'un vazgeçilmezlerini görüyor, fön makinası, sprey ve taraklar. Daha sonra dolabına yöneliyor. Dolabının kapağına astığı okul kıyafetleri bi kez daha gülümsetti onu, ne kadarda çok yakışırdı mavi lakos sevgilisine. Kokusunu bir kez daha içine çektikten sonra dolabını araladı. Gözlari dolu doluydu. Her birine tek tek dokundu, kokladı. Bütün tişörtlerini tek tek üzerine giydi. Bunlardanda Bulut'a en çok yakışanlardan bir kaçını aldı. Daha sonra çalışma masasına geçti. Çekmecesini açtığında bi müzik çalalar buldu. En son yarım kalan şarkıyı devam ettirdi kaldığı yerden.
Küçük hesaplarla geçiyor yaşam
Büyük kavgalar küçük şeyler için
Arsız ayaklar altında alın teri
Kırılgan naif elleri
Yalanlar yalanlar yalanlar
Umutların ardındaki güneş gibi gerçek
Sevilmeye muhtaçken kimileri
Kirli avuçlara düşüverecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk Kokan Adam
Romance"Sen ne kadar herşey istediğin gibi olsun desende hiç bir şey istediğin gibi olmayacaktı.." diyerek bitirmişti herşeyi Efe "Sana doğruları söyleyen tek kişi bendim..." Ceren'in son sözleriydi
