"Olamayacağız Azra. Görmüyormusun."
"Ya saçmalama daha hiç bişey yok ortada sen bi öğleden sonra kaçacağı için 'olamayacağız' diye kendini yiyiyorsun sadece."
"Ya ilk öğle aramız daha. Bari yanıma gelseydi."
"Gelir belki."
"Tek kelimeyle bizi açıklıyorum.
İM-KAN-SI-ZIZ."Evet gerçekten tam olarak bu durumdaydım. Öğle arası geldiğinde üzerime montumu giyip mutlu mutlu indiğim merdivenlerin ardında beni karşılayan tek kişi Emir olmuştu. Söylediği şeyse "Efe öğleden sonra kaçacakmış. Hadi gidelim." olmuştu sadece.
Pardon gitmek mi?
Tabikide gitmedik. Şimdide 11. Sınıfların katında durmuş Azra'yla ne derece olabileceğimiz hakkında tartışıyorduk.
Efe yaklaşık 15 dakika geçmesine rağmen hala sınıftaydı. Emir'in söylediğine göre uyuyormuş en son.
"Bebeğim saçmalamayı keser misin? Birazdan gelicek ve sen kendini üzdüğün için kızıcaksın kendine." duraksadı ve Emir'e dönüp "Sen bu çocuğun sınıfta olduğuna eminsin dimi?"
Kafa sallamakla yetindi.
Emir konuya sorularımız dışında dahil olmuyordu. Bense sinir küpü olmuştum. Deliriyordum sanki.
"Ya ben gidiyorum."
İkiside bana şaşkınlıkla baktı. Çıkış kapısına yönelmeyince aynı anda "Nereye?"diye sordular.
Sesleri boş koridorda yankılanmıştı ve arkamda kaldıkları için dönmeden "Dev adamın uyanması gerek artık."dedim.
O sırada çoktan sınıflarının kapısına gelmiştim.
Kapıyı açarken heyecandan ellerim titriyordu ama buna aldırış etmeden öfkemi üste çıkarmaya çalıştım.
Kapı aralandığında gördüğüm yüzleri en fazla bir iki kere görmüştüm okulda.
Içerideki herkes bana bakıyordu. Tabi haklıydılar. Ne işim vardı ki benden büyüklerin sınıfında.
Efe ise görüş alanıma halen girmemişti.
Sınıfa bir adım attım ve duvar kenarına bakmak için kafamı çevirdiğimde o devasa adamla karşılaştım. Sıranın üzerine resmen abanmış ve yayılabileceğinin en fazlasını yapmıştı.
Sırasına doğru yaklaştığımda kızlardan birirsi "Hayırdır, bi şey mi var?" dedi.
Tam sıkışmıştım ki Emir'in sesi yükseldi arkamdan "Ceren Efe için geldi. Sorun yok. Devam edin siz."
O anlık rahatlamayla gülümsedim ve tabiki hedefime doğru yürümeye devam ettim.
Efe'nin sırasına geldiğimde çantasını kenara ittim ve masasının üzerine oturdum.
Omuzuna dokunduğumda kolunu çekip mızırdamdı. Tekrarladım ve kulağına eğilip "Basketbolcu"dediğimde bi anda kalktı.
Gözlerini açmaya çalışırken gülümsemeyle şaşkınlık arası bir ifade vardı yüzünde.
"Ceren"
Gerinirken ismimi söylemesiyle kolundan tutup çekiştirmeye başlamam bir olmuştu.
"Hadi artık ya. Gidiyoruz."
Bir anda afallamıştı.
"Nereye?"
Kolundan çekiştirirken üzerindeki etkisi sadece kolunun düz durmasıydı. Efe'de hiç bir oynama yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk Kokan Adam
Romance"Sen ne kadar herşey istediğin gibi olsun desende hiç bir şey istediğin gibi olmayacaktı.." diyerek bitirmişti herşeyi Efe "Sana doğruları söyleyen tek kişi bendim..." Ceren'in son sözleriydi