Gözlerimi araladığımda başımın ağrısı daha da arttı.
''Hay ananı.İçerken iyi hoş içtikten sonra bu ne biçim bir baş ağrısı ya.Ulan eve ne olmuş böyle.''
Kanepeden kalkıp yerde ki içki şişelerine cips kağıtlarına ve pizzalara baktım.Süsler balonlar.En son hatırladığım arkadaşlarımla balonların üstüne oturup patlatmaya çalışıyorduk.Her seferin kaportamız yani totomuz hızla yere çarpsa da yine de aldırmadan devam etmişti.Sonrasında pizzalar içkiler falan.
Sonrada bizim gavurlara Ankara havası açıp oynamayı öğrettim bunlardan bir cacık olmaz bunu anladım.
Yerde ki boş içki şişelerini kenara iteleyip banyoya gittim.Elimi yüzümü yıkadım ve aynada kendime baktım.Yüzümü yıkadığım için akan rimel çok güzel siyaha boyamıştı yüzümü.Makyajımı temizleyip.Odama geçtim ve kendimi yatağıma attım.Öylece gözlerim açık şekilde düşünüyordum.
Buraya geldiğimden beri tek başımaydım.Evdekiler istediğimi yapabileceğimi artık büyüdüğümü ve kendi hayatımı kurabileceği söyledikleri anda bavulumu toplayıp yurtdışına kaçmıştım.Sanrım kendi hayatımı kurucağımı söyledikleri şekil bu değildi.Evlenmek,çoluk çocuk.Yok abicim o işler beni kasar.Her zaman beni sıkan,geren yerlerden ve kişilerden uzak durmuştum.Buraya gelmeden önce cemiyetin 'prensi' ile sevgiliydim.Ailemizin damadı.Hadi ordan ne damat ama.Kasıntı.Ayrılallım dediğimde sinirden gözü seyirmeye başlamıştı.Hani vardır ya klasik çalışan gururu 'sen beni kovamazsın ben işi bırakıyorum.' aynı öyle olmuştuk.Tabii son noktayı ben koymuştum.
''Cem ayrılalım.Zaten biliyorsun olmuyor.Kafalarımız bir değil.''
''Sen nasıl ya..Bunu bana nasıl söylersin.Bana Cem Karaya..Ayrılalım nasıl dersin..Ben ayrılırım senden sen değil.''
''Bak paşam fazla vaktim yok ayrılıyorum de egonu da al git.Yani yeter ki ayrılalım.İster sen ayrıl ister ben.''
''Ne halin varsa gör ya.''
''Bence daha havalı bir terk ediş yapabilirdin.''dedim arkasından bağırarak.
Evet zengin bir aile,yakışıklı bir sevgili,ün,iş,araba,para.Buraya kadar okey ama ya özgürlük.Yurtdışına gelmeden önce evin en büyüğü Babaannem ''Kızım sen doğrusunu bilirsin.Ben sana güveniyorum.Ne istersen onu yap.''demişti.Babaannem çok sempatik birisidir.Öyle anneme benzemez.Annemin gazabından koruyan tek kişidir babaannem.Cem'le ilişkimi istemeyen kişi tek ben değildim babaannem de sevmezdi.Ayrıldığımızda annem sinir krizi geçirip hastanelik olmuştu ama evde son sözü babaannem söylediği için annemde pek ses çıkarmamıştı.
Hiç bir zaman annemin istediği bir kız evlat olamamıştım.Onun istediği;Yüksek topuklu,boyalı ve bir o kadarda bakımlı saçları olan,her ay yeni kıyafetlerle modaya damgasını vuran,dergi sayfalarında güzel vücudu ile boy gösteren,yanında yakışıklı sevgilisiyle sokaklarda kamerelara gülücükler saçan,ve cemiyette o büyük gecelere gidip o nemrut suratlı kişilere kendini prensesler gibi sergilemek.
Peki ya ben naptım; Araba yarışlarına katıldım,barda adamın birinin kafasında içki şişesi kırıp karakola düştüm,hiç bir zaman alışverişe çıkmadım,her zaman spor ayakkabı giydim,erkek arkadaşımla hiç bir zaman dergilere kameralara raslanmadım,hiç bir zaman dergilere poz vermedim ve hiç bir zaman o cemiyet gecelerine katılmadım.
Peki pişman mıyım?
HAYIR.
Babam,her zaman sessiz kalmıştır ama her zaman yanımda olmuştur.Aslında o da istemiyordu Cem'le ilişkimi ama Cem'in tavırlarının bir umut beni değiştiriceğini düşünüyordu o yüzden pek ses çıkartmıyordu.Anneme hep fazla üstüme gelmemesi gerektiğini söylerdi.