Keyifli okumalar Kaçıklar...
Küçükken hep salıncakta sallanınca kendimi başka bir dünyada bulurdum. Kahkaha'nın bol olduğu sınırsız şeker ve çikolata'nın olduğu bir boyutta yaşardım. Şuan belki bu çok saçma geliyordu ama o zaman eğlenceli ve güzeldi.
O gece eve gittiğimde üstüm yerde oturduğum için çamur ve yağmurdan dolayı sırılsıklamdı. Annemler binlerce soru sormuşlardı. Ve çenesi hiç kapanmayan Aslı son 1 haftadır ağızını bıçak açmıyordu.
Sofraya oturduğumda 5 dakika çatalla tırtıklayıp kalkıyordum.
Her akşam bu genelde boş olan parka gelip salıncakta sallanıyordum.
Sorulardan kaçıyordum. Bana onu zamanında kötüleyen anneme sen haklıydın diyemiyorum. Mektubu yollayanın dediği gibi gerçekler yüzüme bir tok misali çarpmıştı.
O son ayrılışımızdan sonra Göktuğ'nun hiç sesini duymamıştım.
Kulaklığımı takıp son bir haftadır dinlediğim şarkıyı açtım.
Pera -Biri vardı.
'Şuan ne yapıyor acaba?' diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Rüyalarında sıksık onu gördüğüm için uykuyu daha çok sevmeye başlamıştım.
Kaçık lakabınıda sevmiyordum. Artık.
Öylece sallanırken gözyaşlarım farkında olmadan firar ediyormuş. Kendime gelince elinin tersiyle sildim.
Arkadan durun sulietin gölgesi vurdu önüme.
"Göktuğ."dedim heyecanla ve arkamı döndüm.
Elinde ki bira şişesini yana attıp omzundan beni hafifçe itti adam sallanmam için.
"Ne yapıyorsun kardeşim sen?"dedim atağa geçerek.
"Kardeş deme lazım olur."dedi pişkince.
"Bana bak ayyaş herif inan şuan tek bir yumruğumla seni yere serebilirim."
"Aaa güzelim ben biraz eğleniriz diye düşünmüştüm."diyip bana yaklaşınca salıncağı tutup geri geri çektim.
"Eğlence mi istiyorsun yakışıklı. Al o zaman."dedim ve baya yukarıya kaldırdığım salıncağı bırakınca burnuna vurması bir oldu. Ve zafer. Bayılmıştı salak.
"Hadi Göktuğ başım belada gel kurtar beni. Hadi."diye bağırdım dört bir yana dönerek.
"Hadi... Hani yanımdaydın. Neredesin şimdi."dedim.
"Buradayım. Ben hep yanındayım. Sen yeter ki görmek iste Aslı ben her zaman yanındayım."dedi ağaca yasladığı vücudu ile bana bakıyordu.
Sadece baktım yüzüne hiç bir eylem yapmadan.
Geri geri yürüdüm ve sonra arkamı dönüp ilerlemeye başladım.
"Aslı."dedi arkamdan.
Olduğum yerde durdum arkamı dönmeden. Ayak sesleri geldi sonra durdu.
"Ben sana egoistlik yapıp ayrıldığın çocuk değilim böyle gidemezsin."
Çarpık bir gülümseme ile döndüm.
"Evet sen bana yalan söyleyip sonra telafi etmeye çalışan çocuksun. Ayrıca... Boşversene ya."dedim ve tekrar döndüm ama bu sefer ağlayarak. Yütümedim koştum koşabildiğim yere kadar. Sonra zaten bizim sokağa girdiğim için yavaşladım. Kapıya geldiğimde yerde oturan Cem'i gördüm.