Sabah gözlerimi araladım ve ilk defa gülümseyerek uyandım. Sanki güzel bir gün geçirecekmişim gibiydi kim bilir belkide öyledir.Telefonumun mesaj sesi ile komidinin üstünden aldım ve mesajı açtım.
Şişme yelek;
"Günaydın, aşağıdayım gelebilir misin?"
Sabah sabah ne b*k işi var diye düşünürken yatağımdan zorla kalktım.
Hemen pantolon ve gömlek giyip kaşımda ki ufak yarayı bantladıktan sonra aşağı indim.
Bizimkilere ses etmeden kapıyı açtım ve dışarıya çıktım.Cem elleri arkasında gülümseyerek bana baktı.
"Günaydın." dedi gülümsemesini devam ettirterek.
"Sanada. Hayırdır niye geldin?"
"Seni görmek istedim. Bunlar senin için."dedi ve elinde ki gül demetini bana uzattı.
Tek kaşımı kaldırdım ve ona baktım.
"Gül sevmem."
Boğazını temizledikte sonra gevelemeye başladı.
"Şey ben bilmiyordum o yüzden yani.."
"Cem sen bana birşey söylemek için mi geldin yoksa bunlar için mi?"dedim gülleri göstererek.
"Şey aslında. Ya Aslı değiştim cidden ben seninle tekrardan sevgili olmak istiyorum. Anla beni lütfen."dedi çaresiz bakarken dudaklarımı araladım ama devam etti.
"Sen kendine göre birisini arıyorsun biliyorum. Belki senin gibi uçuk kaçık birisi olamam ama sana ayak uydura bilirim. Sadece bir şans."
"Bak Cem evet kendime göre birisini arıyorum doğru ama yanımda kendi olan birisini arıyorum benim yüzümden olmadığı halde benim gibi davranıcak birisini değil. Sende kendine göre güzel bir kız senin gibi bir kız bulabilirsin. Biz bu ilişkiye nokta koyduk virgüle çevirmenin bir anlamı yok. Ben bir filmi ikinci kez izlemem çünki sonunu bilirim işte ben bizim ilişkimizinde sonunu biliyorum. Bundan sonra lütfen bu konuyu açmayalım sen de ben de hayatımıza kaldığımız yerden devam edelim."
"Ondan hoşlanıyorsun değil mi?"dedi kırık bakan gözlerle.
"Kimden?"
"O yeni gelen değişik bir o kadarda sana benzeyen kişiden. Birbirinize yakınsınız nerde olay var ikiniz,burlikte sahilde yürümeler falan."
"Göktuğdan bahsediyorsun."
"Adı her ne boksa."
"Hayır ondan hoşlanmıyorum. Evet belki sana öyle gelmiş olabilir ama öyle birşey yok. Seni kabul etmedim diye böyle konuşuyorsun değil mi?"dedim
sesimi yükselterek. Ve aynı ses tonunda devam ettim. Göğüsüne işaret parmağımı uzatıp vurdum."Çünki senin olayın bu kimse seni rededemez değil mi? Karşındakini hiç üzmessin suç hep ondadır falan filan. Bana bak paşam benim oyun oynuyacak vaktim yok hayat kısa zamanını boşa harcama şimdi bas git bu konuyuda uzatma hayatıma başkası giricek ve bu senide zerre kadar ilgilendirmez. Hayatına devam et. Hadi."dedim ve ellerimi göğüs hizamda bağlayıp gitmesini bekledim.
Elinde ki gül demetini yere attı ve rededilmenin verdiği sinirle arabasına bindi. Aynı öfkeli bakışla bir kez daha bakıp gazladı.
"Çattık ya te Allahım."dedim ve bahçe kapısını açtım. Tam kapatıcakken birisi iktirip kapıyı kapatmamı engelledi.
"Ne var lan yine az ön.. Göktuğ?"
"Günaydın. Merak ettim seni dün kaşın falan kötüydü."