-Giriş-

38.3K 928 118
                                    

"Kapa çeneni!"

"Kapa çeneni mi?" Gözlerim fal taşı gibi açılırken dadıma baktım. Dadı? Allah'ım sızıp kalmıştı! Her zaman arabalara dayanamazdı zaten. Ondan destek alamayacağımı anlayınca tekrar ayıya döndüm. Ayıydı sonuçta! "Sen kim oluyorsun da bana kapa çeneni diyorsun? Heh! Kimsin sen?" Sesimi alçak tutmaya çalışıyordum. "Ayı gibi adamsın diye dayılanmak-"

Sağ eli, o kocaman sağ eli, ay iki kere el dedim, pençeleri pençeleri! Ağzımın üzerine kapanıverdi. Adam hem araba sürüyor hem de beni boğuyordu iyi mi! Bileklerinden tutmuş kurtulmaya çalışıyordum o ise çabalarıma sinirlenerek daha çok bastırıyordu. Başparmağı burun deliklerimi tıkadı. Eli yüzüme sığmıyordu ki! Nefes alamıyordum artık. Debelenerek nefes alamadığımı göstermek istedim. Boynuma paralel, havada çizgiler çekiyordum. Beni öldürmek üzere olduğunu anlamış olacak ki burnundan soluyarak beni serbest bıraktı. Sonra yüzünü döndü. Öksürüklerimin arasından küçük, göçük ve koyu gözlerine baktım. Adeta irislerinden oklar çıkıyordu. Yok yok, öldürmek için değil işkence etmek için izliyordu beni! "S-su-su..." diye kekelemeye başlamıştım. Genzim yanıyordu.

"Ya tabi su... İstersen bir de limonata getireyim. Seversin." Bana bakmıyordu. Pür dikkat yolu izliyordu.

Nefesim düzene girmeye başladığında "Limonata sevdiğimi nereden biliyorsun?" diye sordum.

Göz ucuyla bana baktı. Kıpırdayan dudaklarından sabır dilediğini görebiliyordum. Katil cüsseli ve kız kaçırması için tutulmuş bir adam için Allah'tan sabır dilemek şaşırtıcıydı. Bana göre bu adam hiçbir dine mensup olamazdı. Hatta milleti filan da yoktu! Dünyaya ait olamayacak kadar devasaydı. Canlandırın. Canlandırın! İnsan suretine bürünmüş bir ayı canlandırın. Saçları koyu kahve olsun. Tarak görmemiş, aman ne tarağı, medeniyet görmemiş bir saç... Gözler zaten aynen devam. Ayı gözleri gibi küçük ve içerde fakat ayıya hakaret olacak kadar da canavarca!

İşte böyle, iskele gibi adam... Sanmayın her yerinden kas fışkırıyor. Yani tamam fışkırıyor ama çokça da besili olduğunu fark etmemek elde değil. Yedikleri vücudunda eşit oranda dağılmış. Göbeği filan da yok. Nasıl bir beslenme alışkanlığı varsa! Kası da var yağı da... Güreşçileri hayal edin. Hani parıl parıl yağlanmış, birbirlerinin enselerine yapışmış olanlar. İşte onlardan! Hatta hayalinizdekini bir iki tık kadar büyütün. Adama normal bir güreşçi demek de hata olur.

"Güreş dalında madalyaların filan vardır senin şimdi. Senin için bir yiğit çıktı meydana da diyemezler. Senden bir değil on yiğit çıkar da..."

~~*~~

Yazar Notu: Yeni hikayeden selamlar, sevgiler. Bu hikaye bana göre oldukça komikli, komikli olduğu için de eğlenceli, elimden geldiğince dramsız, yüzünüzü daima gülümsetecek, sıcak bir hikaye. Ben yazarken müthiş bir zevk ve eğlence duyuyorum. Amacım da tamamen bu; eğlenmek.

Ve bu hikaye hakkında beni üzen tek ayrıntı Wattpad'te Romantik-Komedi katagorisi olmaması. :D Her Çarşamba ve Pazar günü bölüm gelecektir. Sınav haftaları için istisnalar olabilir. :D Beş haftanın garantide olduğuna emin olabilirsiniz.

Bu arada, her bölüm sonu yazar soruları olacak. Yazar Sorusu Bir, İki, Üç... Bence bu da eğlenceli. :D

Kendinize iyi bakın, okurken bolca eğlenin,

TekTasveKirmiziOje.

Bal AyısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin