-40-

3.3K 151 105
                                    

Nikaha iki gün kala,

"Kahvaltıda beni yersin diye düşünmüştüm," dedim tabaktaki peyniri çatalla dürterek.

"Yemeğini ye," dedi sertçe. Pek umursamıyor görünüyordu çünkü ağzına haşlanmış yumurta tıkıyordu.

Yüzümü ekşittim. "Bu sabah canım yumurta filan istemiyor."

Ağzındakini yuttu, ciddiyetle kafasını kaldırıp bana baktı. "Ne istiyorsun?"

Dudaklarımı nemlendirirken çatalı usulca kenara bıraktım. Üzerine attığı gömleğin yakasını iliklemiş ve altına gri bol bir eşofman geçirmişti. Ben tüm bedenini baştan aşağı süzdüm. O ağzına bir yumurta daha atarken ben seslerin üzerine basa basa "Yarrak," deyiverdim.

Gözleri kocaman olurken ağzını kapatmaya fırsat bulamadan öksürmeye başladı. Yüzüme gelen tanecikleri temizleyip sakince suyu uzattım. Öksürükleri küçük kulübeyi başımıza yıkacak gibiydi. Ayı patisi kıvamındaki elleriyle kendi sırtına vurdu. Bir müddet bu nasıl mümkün oldu diye bakarken cidden işe yaramış görünüyordu. Yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Sudan içti. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Gerçekten çok komik görünüyordu, gülmemek için Dudaklarımı ısırdım. Ben de haklıydım. Sevişmek çok hoşuma gitmişti, onun gitmemiş miydi acaba?

"Lan sen yoksa beni istemiyor musun?"

"Ne?"

"Niye sevişmiyorsun lan benle?!"

"Ne?"

Derin bir nefes alıp burnumdan soluyordum. "Niye vermiyorsun bana?!"

"Ayperi..." Elini kaldırıp saçını sıvazladı. "Yavrum." Ayağa kalkıp yanıma geldi, önümde diz çöktü. Ne cevap vereceğini düşünüyor gibiydi. Oha, beni bayağı ciddiye almıştı. Tamam ciddiydim ama Atilla'nın da bağırması filan gerekmiyor muydu? Açıklama yapmaya ve insan gibi konuşmaya ne zaman başlamıştık ki biz?

"Ne yapıyorsun?"

"Ne yapıyorum?"

"Niye önümde diz çöktün?"

"Ne bileyim, yüzüne bakayım dedim."

Yüzüne baktım. "Sen beni istemiyorsun!" deyiverdim. Esasen aklımda bu yoktu, fakat aklımda başka bir şey de yoktu!

"Lan manyak..."

Oh be.

"...seni altıma almamak için kendimi zor tutuyorum."

"Üste de olabilirim."

Yavrusu elinden alınmış ayı bakışı attı. "Bu kadar azgın olacağını tahmin etmeliydim." Kafasını sağa çevirip boşluğa küfürler savurdu. Kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu.

"Ben de senin bu kadar iktidarsız olacağını tahmin etmeliydim."

Ayağa fırladı. Ateş saçıyordu. "Bana bak..." diyecek oldu, sustu. Allah allah, kendini kontrol etmeye çalışıyordu. Nesi vardı ki bunun?

"Neyin var senin?"

"Beni çileden çıkarıyorsun."

"Yoo, çıkmıyorsun ki! Sorun burada çoktan çıkmış olman gerekiyordu!"

"Deli karı, sana zarar vermek istemiyorum."

"Niye zarar veresin ki ayı?"

Önce yumruklarını sıkıp derin bir nefes aldı, ardından kolumdan tuttuğu gibi yatağa götürdü. Yatağın üzerindeki beyaz çarşaftaki -bu sefer hepsi uyumluydu- pembemsi lekeleri işaret etti. "Eeee?" dedim. "Ne olmuş?"

Bal AyısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin