Dezoito ⚽

32.6K 1.3K 249
                                    

3K????????

Yemin ederim gördüğümde çığlık attım. O kadar mutlu ettiniz ki beni.

Belki büyük bir başarı sayılmaz ama üye olalı daha sadece bir ay olmuşken hatrısayılır bir rakam bence!

Bir de gizli okuyucularım kendini belli etse..

Yine de onlara da teşekkür ederim!
Sizi daha fazla tutmayayım.

Gif resmen teptirtiyo o derece..

Nys..

İyi okumalar!


#

Bacağımda hissettiğim minik, sıcak baskıların etkisiyle anlamsız birkaç kelime mırıldanıp rahatsızca kımıldandım.

"Adriana.."

Neymar'ın boğuk sesi ile gözlerimi birkaç defa kırpıştırıp araladım. Dudakları neredeyse tamamen açılmış olan bacaklarımın her noktasına küçük ve ıslak öpücükler bırakıyordu. İnlememek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve sağımdaki destek kolunu sıkıca kavradım.

Etkilenmemelisin Adriana!

Bu sahte bir evlilik!

Burnu kasıklarıma sürttüğünde iç sesime ihanet ederek boğukça inledim. Beni delirtiyordu! Dudaklarının kıvrıldığını tenimdeki baskıdan hissettim. Kafasını kaldırıp o alaylı ve kendini beğenmiş bakışlarını üzerime dikmesini bekledim. Ama yapmadı. Aksine nazik dokunuşlar kendini hoyrat bir ritme bıraktı ve itiraf etmeliyim ki bu, gözlerimin titremesine sebep olacak kadar zevk dolu bir temastı. Yine de irademden kalan son kırıntıları kullanarak başını bacağıma bastırma dürtüme engel olmayı başardım. Fakat aynı şeyi lanet olası inlemelerim adına söyleyemeyeceğim.

"Bu klasik bir sahte evlilik olmayacak, biliyorsun değil mi Adriana?" diye fısıldadı sıcak nefesiyle tenime. Bilmek ne kelime, diye geçirdim içimden. İşleve sunduğum tek şey ise başımla belirli belirsiz onaylamaktı.

"Senden uzak durmayacağım. Bedeninden.." Dudakları tenime bir öpücük daha kondurdu ve durdu. "Ve de ruhundan.."

Bu onaylamamı gerektiren bir cümle değildi. Aksine; kafama koydum ve itiraz etme hakkın yok manasını buram buram hissettiriyordu. Zaten bende de ona karşı koyacak bir güç yoktu. Bu.. bu çok farklı bir histi. İradem o yanımdayken; hele ki bedenimle temas halindeyken tamamiyle yok oluyordu.

Basite indirgemek gerekirse bunu bir diyete benzetebilirdiniz. Tıka basa yer ve doyunca pişman olup, büyük bir istikrarla diyete gireceğinizi söylerdiniz kendinize. Fakat açlık hissi bedeninizi ele geçirdiğinde ise o kararlı yapınız bir anda yok olurdu.

Neymar da böyleydi.

Her seferinde ondan uzak duracağıma, onu umursamamazlıktan geleceğime dair söz verirdim kendime. Yanımda değilken kendimi kandırmak kolaydı. O antremandayken günde bir saatimi koltuğa oturup, irademe gaz vererek geçirirdim. Ama akşama doğru anahtarın çıkardığı sesle gereksiz yere kapıldığım heyecan ve telaş aptallığımı anında dışa vurmak için devreye girerdi.

Uçağın inişe geçeceğine dair yapılan anonsla Neymar benden uzaklaştı ve eteğimi düzelttikten sonra seri bir hareketle doğruldu. Yanaklarımdaki kızarıklığın havaalanına varana kadar geçmesi için dua etmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu.

Ben elimle yanaklarıma dokunup hasar tespit yaparken, Neymar gözlerini devirdi ve yanaklarımdaki ellerimi olması gereken yere sabitledi.

"Bu saklaman gereken bir şey değil Adriana. Şu an porselen bebekler gibisin."

Porselen bebek.. Bu bir iltifat mıydı yoksa hakaret mi? Belki de hiçbirisiydi. Porselen bebekler güzel ve kusursuz olurdu. Ve bir o kadar da cansız ve soğuk.. Cansız ve soğuk kısmına katıldığımı itiraf etmeliyim.

Cevap vermeye yeltendiğim sırada kapı sertçe tıklandı ve yanıt beklenmeden açıldı. Gözlerimi kapıdaki cilveli(!) hostese diktim ve kaşlarımı çattım. Fakat o cilve yapmak yerine sinirli kıvılcımlarla bezenmiş gözlerini bana dikti.

Az önce yaşananları görmüş olamazdı değil mi?

Tabi ki olabilirdi! Camlar buğulu ya da film kaplama değildi ve her şey tamamen ortadaydı. Bu, ölümcül bakışların sebebini açıklıyordu.

Sebepsiz bir biçimde bilmişçe gülümsedim kıza. Kendimi pahalı oyuncağıyla hava atan küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordum.

"Sana girebilirsin dediğimizi hatırlamıyorum."

Neymar'ın tok sesi, sessizliği bozduğunda kız gözlerini benden ayırıp ona dikti. İrislerindeki kıvılcım yerini şeffaf bir ifadeye bırakmıştı.

"Hayır ef.."

"O zaman hemen çık."

Sesi kontrollü ve bir o kadar da keskindi.

"Sadece inmeden önceki durumunuza bakmak için gelmiştim.."

Neymar'ın boynundaki damar belirginleşmeye başladığında elimle yatıştırmak istercesine dizini sıvazladım. Gerçi neye sinirlendiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Belki de saygısızlığa tahammül edemiyordu.

Bu sefer lafa karışan ben oldum.

"Gördüğün gibi iyiyiz, çıkabilirsin."

Kız keskin gözlerini yeniden bana diktiğinde dil çıkarmamak için zor tuttum kendimi. Biraz daha zorlarsa zararlı çıkan o olacaktı. Neymar sinirlenmeye başlamıştı ve emin olun Neymar'ın sinirli haline denk gelmek istemezdiniz..

"O lanet gözlerini karımın üstünden çekmen için beş saniyen var."

Sesindeki tehlikeyi ben bile iliklerime kadar hissettim. Bana olan bakışlarında dolayı mı sinirlenmişti yani? Şu an karşımdaki kız için endişelenmesem buna sevinebilirdim.
Kız da korkmuş olmalı ki gözlerini bir daha bana değdirmeden girdiği gibi hızla çıktı. Ben şaşkın gözlerimi kapanan kapıya dikmişken, Neymar kemerimi hızla çözdü. Bu sırada uçak zemine iniş yaptığı için hafifçe sarsıldı. Yeni bir anons kulaklarımı doldurduğunda, Neymar eş zamanlı olarak elimi kavradı ve benimle birlikte ayaklandı.

"Henüz erk.."

"Kalabalık oluşmadan çıkacağız."

Daha sonra köşedeki kepini taktı. Yetinmeyip kapişonlusunun şapkasını da örttüğünde kıkırdadım.

"Bu senin kimlik saklamış halin mi?" diye mırıldandım, kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırırken. Kaşlarını çattığında kahkahamı serbest bıraktım ve uçak firmasının bir jesti olan hasır şapkayı aldım. Kapişonu ve kepi kafasından çıkardığımda çatılan kaşları normal şekline dönmüştü.

"Maldivler'deyiz Neymar. Hava belki elli derece ve sen kapişonlu giymiş bir şekilde dışarı çıkmayı planlıyorsun.."

Dağılan saçını düzeltip elimdeki hasır şapkayı kafasına yerleştirdim. İlgili bakışlarıyla kahkaham yavaş yavaş sessizliğe bıraktı kendini. Bakışlarına aynı ilgiyle cevap verdim. Şapkasını düzelten elim donup kalırken gözlerim onun mükemmel elalarından bir saniye sapmadı. Kapı yeniden, fakat kibarca çalındığında, bana yıllar gibi gelen anın büyüsünden sıyrıldım ve yapayca öksürüp bir adım uzaklaştım bedeninden.

"Girin!"

Siyah takım elbiseli bir adam inebileceğimizi söylerken gözleri hasır şapkalı Neymar'a şaşkın bir ifadeyle bakıyordu. Gülmemek için dudaklarımı ısırıp elindeki gözlüğü aldım ve yüzüne yerleştirdim. Neymar ters bir bakış atıp elimi yeniden kavradı ve takım elbiseli adamı sollayarak çıkışa yöneldi. Roller değişmişti. Bugünlük huysuz çocuğu o oynamaya karar vermişti.

O halde, bugün onun kurallarına göre oynayacaktık..

Geciktiği için çok çok çok çok sori. Gerçi üç gün oldu gecikmiş sayılmaz jafafhşlg

Yorum ve vote yapmayı unutmayın!












Luxúria ☁ Neymar Jr. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin