Luxúria ☁ Neymar Jr.

Vinte e oito ⚽

Sanırım şu üç gün kuralına uyamıyorum, yazdıkça yazasım geliyor yahu kgldlgşs

Bölümü kesinlikle multideki şarkıyla okuyun!

Acilen yapmam gereken hücre ödevim var, bu kısmı çok uzatamıyorum.

Yorumlarınız azaldı gibi, üzülüyorum '-'

Ahahajsjfkglhlbşnşş

Bu tarz Luxuria fan videolarına ulaşmak istiyorsanız eylulunonyedisi adlı piremsesimizin Luxuria Fan Made kitabına hepinizi bekliyoruuum, çok tatlış videolar var ihihihi

Nys, iyi okumalar!

#

Neymar kontağı çevirirken camdan Felicity'e el sallayıp gülümsedim. O da aynı şekilde karşılık vererek salladı elini. Gözüm arkaya kaydığında şu Diego denen çocuk Felicity'e doğru geliyordu. İstemsizce çatıldı kaşlarım. Fakat ne oluğunu göremeden hareket etmeye başladık.

Koltuğa düzgün konumda yerleşirken "Günün nasıl geçti?" dedi gözünü yoldan ayırmadan. Omuz silkip başımı diğer tarafa çevirdiğimde gergin bir nefes verdi.

"Bayan Bella ile konuştunuz mu?"

Yine cevap vermedim. Gerekirse bin tane soru sorsun, inat etmiştim ve cevap vermeyecektim. Zaten o da pes etmiş ve yola odaklanmıştı. Ters yola girdiğini fark ettiğimde yerimden doğrulup kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Nereye gidiyoruz?"

Cevap vermeme sırası ondaydı. Gaza daha fazla yüklenip hız sınırının iki katına çıktığında koltuktan destek almak zorunda kaldım.Yüzünden anlaşıldığı kadarıyla bir şeye sinirlenmişti. Boynundaki damar belirginleşirken kesik kesik nefes alıyordu.Tanrım, sinirliyken bu kadar mükemmel olmak zorunda mıydı?

"Sana nereye git.."

"Cehennemin dibine!" diye kükrediğinde istemsizce irkildim. Böyle bir tepki beklemiyordum. Yumruğunu direksiyona geçirirken eş zamanlı olarak bağırdı. Korkunç gözüküyordu. Tersleyecek tek bir kelime etsem canımı yakacağından emindim. Olduğum yere sinerek sakinleşmesini bekledim. Issız bir vadiye girdiğimizde zorlukla yutkundum.

Ani frenle öne savrulsam da, kolunu önüme uzattığı için uçmaktan son anda kurtulmuştum. Önüme düşen saçları geriye atıp derin bir nefes aldım.

"Amacın ne?" diye bağırdım elimde olmadan. Eğer elini siper etmeseydi havadaki dördüncü taklamı atıyor olabilirdim.

"Adriana.." diye soluyup bana eğildi. "Kucağıma geç.."

Ağzımdan istemsizce, alay dolu bir "Hah!" çıktı.

"Eğer hemen şimdi kucağıma gelmezsen, seni bu izbe yerde, hiç acımadan düzerim.."

Sesi o kadar yalındı ki blöf yayıp yapmadığını anlamak imkansızdı. Fakat Neymar'dan bahsediyorduk. Kafasına esince hiç kimseyi tanımayan Neymar'dan. Derin bir nefes alıp belimi kavramasına ve beni üzerine çekmesine izin verdim. Bunu yaparken gram zorlanmıyor oluşu ayrı bir sinirlenme sebebiydi.

Beni tam anlamıyla kucağına oturttuğunda kısa eteğime bir kez daha lanet ettim. Sonuna kadar açılmış olsa da Neymar sadece yüzüme odaklanmıştı. Önüme düşen tutamı kulağımın arkasına gönderdiğ ve ela gözlerini benim gözlerime kenetledi. Sinirli ve özlem dolu bakıyordu.