1.Bölüm

1K 224 64
                                    

Yalnızlık.Sanırım beni en iyi anlatan kelime buydu.Nasıl yalnız olmayayım ki?Her genç kızın en yakın arkadaşı annesiydi.Peki benim neden en yakın arkadaşım annem değildi.Ben yalnızdım.Başkalarına göre duygusuzdum,ruhsuzdum.Beni böyle yapan ailemdi.

Babam...Annemin onu aldatmasıyla beni;biricik kızını da bırakıp iki sene önce bizi terk etmişti.Peki annem ne yapmıştı?Hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmişti.Sürtüklüklerle dolu hayatı desem daha doğru olurdu sanırım.Annem bir hayat kadınıydı çünkü.Babamın bizi terk etmesiyle iki sene önce buraya,İstanbul'a taşınmıştık.Okullar bitince kendime yeni bir ev tutmuştum ve şu an burada yaşıyorum.O kadınla aynı evde yaşamaya tahammül edemezdim.Asla!Yaz tatilim burada,bu evde geçmişti.Yaşıtlarım yaz tatilinde neler yaparlardı?Alışverişe çıkıp eğlenirlerdi sanırım.Sevgilileriyle buluşup,vakit geçirirlerdi.Ama ben öyle değildim.Her gün evde oturup,boktan bir günün daha bitmesini beklemiştim.

Yalnızlık can yakıcıydı. Ankara'daki hayatımda arkadaşlarım vardı.Kız değillerdi ama,hepsi erkeklerdi.Üç kişilerdi.Benle beraber de dört.Onları seviyordum,eskiden.Şimdiyse sadece nefret ediyordum.Hiç olmayan abim gibilerdi.

Kendime en çok sorduğum soru şu oluyordu:En son ne zaman gülmüştüm ben?Onu bile hatırlamıyorum.

İki sene kadar böyleydim.Soğuk,sessiz...Gerekmedikçe konuşmazdım.Konuşsam bile genelde sesim soğuk çıkardı.Ben buydum işte...Böyle olmak benim hayatımdı.

Düşüncelerimden sıyrılıp okul kıyafetlerimi çıkardım.Okul kıyafetlerim iyiydi.Bu sene başka bir okula gidecektim.Eski okulumdan atılmıştım çünkü.Büyük bir şeyden değil,sadece bir kızı dövdüğüm için.Aslında o kadar da kötü dövmemiştim.Fakat okul müdürü beni sevmiyordu zaten.Atmak için yer arıyordu.O da bu fırsatı değerlendirip beni atmıştı.

Üst beyaz gömlek,alta da siyah bir etekti.Ben etek giymezdim ki.Ah,hadi ama!Üstüme gömleğimi,alta da dar paça kot pantolonumu giydim.Saçlarımı da tepeden at kuyruğu yaptım ve ayağıma ayakkabılarımı geçirdim.Son olarak da çantamı aldım.

Artık okula gitme vaktiydi.Oturduğum ev okula yakın olduğu için yürüyerek gitmeye karar verdim.Dış kapıyı açıp dışarıya,oradan da apartmanın dışına çıktım.İnsanların sesini duymak istemediğim için kulaklıklarımı kulağıma takıp Zımba-Kaybolup Gidelim dinlemeye başladım.

"Durgun sularına bırakıyorum kendimi
Korkmuyorum derine dalmakdan
Martılar sessiz süzülürken sana
Saçların savrulur yorgun düşmüş aklıma şarkıma

Beni seninle benden al al götür

Kaybolup gidelim ellerin elinde

Bana teninde aşkdan bir yer ayır

Rüzgarınla savrulup geleyim kendime

Tepeden bakınca ayağımın altından
Kayan yansımalar görüyorum
Uzatıp ellerini tutamıyorum kendimi
Gülmeye muhtaçken yokluğuna alıştım karıştım

Beni seninle benden al al götür

Kaybolup gidelim ellerin elinde

Bana teninde aşkdan bir yer ayır

Rüzgarınla savrulup geleyim kendime "

Okula vardığımda kulaklıklarımı kulağımdan çıkarıp çantama tıkıştırdım.Bahçe kapısından girdiğimde sadece bazı yüzler bana dönmüştü.Ama yanındaki arkadaşlarını da dürtüp bana bakmalarını sağlıyorlardı.Bu yüzden de çoğu kişinin bakışları benden yanaydı.Açıkçası rahatsız olmuştum.Ben bir köşeye geçip kitap okuyan veya oturan bir kızdım.Bu yüzden de bu bakışlardan hoşlanmamıştım.

İmtihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin