6.Bölüm

400 138 11
                                    

Merhaba arkadaşlar.Herkese iyi akşamlar.İnşallah bölümü beğenirsiniz.

Sizleri seviyorum.

Multimedya: Enbe Orkestrası/Hikâye

Korku.

Her insanın korkuları vardır. Bazısı karanlıktan,bazısı sevmekten,bazısı da sevilmekten. Fakat korkularını yenmek zorundasın.Hep korkarak yaşayamazsın ki...Korkmaktan korkanlar bile olur bazen.Seni zayıf kılar korkmak.Ama bir o kadar da güçlendirir.

Benim korkum mu?

Ben kaybetmekten korkarım.
Kaybedip de yıkılmaktan.Bir şeyden korkmak için ilk önce yaşamak gerekir.Ben kaybetmiştim ve zaten bu duyguyu yaşadığım için kaybetmekten korkuyordum.

Fakat korkunun içinde 'yüzleşmek'diye bir kavram vardır ve korkularına yüzleşmen gerekir.

Ben neden korkumla yüzleşememiştim?

Çünkü benim kaybettiğim şey derin bir yaraya sebep olmuştu.

Hiç geçmeyecek bir yara.

Dikilemeyecek bir yara.

Kalbime gömdüğüm bir yara.

Kafamı sağa sola sallayıp düşüncelerimden silkelendim.O anları tekrar düşünmek istemiyordum.Mavi eşofman altımı ve gri sweet-tşörtümü giydim.Basketbol çalışması için okula gidecektim.Anahtar ve telefonumu eşofmanın cebine koydum.

Saçımı açıp iki yanımdan ayırdım ve kapşonla saçlarımı kapattım. Sadece alt kısımları görünüyordu saçlarımın.

Evden çıkarak ellerimi sweet-tşörtümün cebine koydum ve başımı yere eğerek yürümeye başladım.Ne zaman böyle yapsam saçımı,basımı yere eğerek yürürdüm çünkü.Saçım pek de açık görünmüyordu ama yine de garip hissediyordum kendimi.Sanki saçımı açık görürlermiş gibi.

Bir sure sonra okula vardım. Hafta sonuydu ve kimse yoktu.Fakat haftasonu olmasına rağmen okulun kapısı açıktı.Sanırım bizim gibi çalışma yapanlar olduğu için açık bırakmışlardı.Okulun içine girip alt kata indim.Basketbol sahasına girdiğimde kimse yoktu.

Daha gelmemiş olması iyidi.Saçımı kimse görmeden toplayacaktım.Aslında toplamada sorun yoktu ama kapşonu çıkarınca saçım açık kalacaktı.

Yine de gelme ihtimaline karşı kapıya arkamı döndüm.Kapşonu kafamdan çıkarıp ileri geri savirdum saçlarımı.Rasgele bir topuz yaptım bileğimdeki lastikle. Tekrar kapıya dönmemle korktum.İstemsizce bir adım geri yöneldi ayaklarım.Nefesimi üfledim.

Dudaklarımı yalayıp sahanın ortasında bağdaş kurarak oturdum.-her zamanki- soğukluğumla"Bak çalışmaya gerek yok.Ben güzel oynuyorum. Sen bir potada,ben de diğerinde olacak şekilde kendimize çalışalım.Ayrı ayrı yani."dedim.

Sırt çantasını kenara atıp karşıma oturdu.Benden farksız,hatta benden daha soğuk bir şekilde"Kendine çok güveniyorsun yani?"diye sordu.

"Basketbolu güzel oynuyorum. Çalışmaya gerek yok."

Tek kaşını havaya kaldırdı. "İddiaya var mısın? "

Gözlerimi kısarak"İddia?"dedim sorarcasına.

Ayağa kalktı.Köşede duran basketbol topuna yürüyüp topu eline aldı ve bana attı.Attığı topu tuttum.Ben de onun gibi ayağa kalktım.

"Kim kazanırsa,kaybeden kazananın bir istediğini yapacak."

Kaşlarımı çattım.Güzel oynuyordu ama ben de güzel oynuyordum.Kazanabilir miydim ki?Kafamda biraz tarttım.Ya o kazanırsa?Benden ne isteyeceğini bilmiyordum.İyi birşey de isteyebilirdi,kötü birşey de.Benim kazanma ihtimalimde vardı ve ben de birşey isteyebilirdim ama ben ne isteyebilirim ki?

İmtihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin