18.Bölüm

297 34 32
                                    

Merhaba! Bugün de iyi olmanızı umuyorum. Bölümü kitabım için çalışma yapan kişiye ithaf edeceğim. Multimedya da da onun çalışması var.

Siz de yapın hem bölümü size ithaf edeyim hem de çalışmanıžı multiye koyayım.

Neyse,sadede geliyim;Multimedya için çalışma yapabilecek bir insaflı aranıyor :D .Keyifli okumalar.Bol bol yorum yapın ki ben de nasıl yazdığımı anlayayim.

--------------

"Baba, beni neden sevmiyorsun?"

Babama meraklı bir tonda soruyu soruyu gerçekten merak ediyordum. Yoksa ben sevilecek birisi değil miydim?

"Hayat insanları sevmek için kurulmamıştır, kızım. Ben kimseyi sevmedim, değer vermedim, güvenmedim. Sen de yapma."

Bu söyledikleri kalbimin tam ortasına bir ok saplanmışçasına canımı yaktı. Beni sevmediğini tam bir cümle olmasa da söylemişti. Gözlerim dolarken, "Ama ben... arkadaşlarımı seviyorum baba, hem de çok."

Yüzünü genelde her zaman oluşan soğuk bir ifade kaplarken çenesi kasıldı; sırtını dikleştirdi. "Kimseyi sevme, emin ol böylece canın yanmayacak."

İsterik bir kahkaha attım. "Öyle mi diyorsun." deli gibi tekrar kahkaha attım. Baş parmağımı tehtidvari bir şekilde göğsüne bastırdım. "Asıl ben bunca zaman sevilmedim diye canım yanı. Benim canım yanıyor baba, hem de çok."

Öfkeyle koltuktan kalktı. "Kapat çeneni İdil, böyle saçma sapan konuşmalarla gelme yanıma!"

Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. "Senden nefret ediyorum baba!"

"Sen bu halde sevilmezsin de zaten!" Bana küçümseyici bir bakış atıp odadan çıktı.

------------------------------------

"Senden nefret ediyorum baba!" deyip gözlerimi açtığımda ilk önce yüzümü avuçlayan elleri, sonra da Çınar'ı gördüm. Geçmişte yaşanmış babamla olan konuşmalarımızı görmüştüm. O kadar gerçekçiydi ki... Zaten gerçekte yaşanmıştı ama sanki tekrar aynı konuşmayı yapmışız gibi hissetmiştim.

Çınar gözlerini yüzümde gezdirdi. "İyi misin, küçük?"

"Be- ben... iyiyim, geldik mi?" diye sordum.

Arabaya binince ona nereye gideceğimizi söylemiştim. Sonra da... Cidden uyuya mı kaldım ben? Ellerini yüzümden çekip kafasını olumlu anlamda salladı. Emniyet kemerini çıkarıp arabadan indi. Gördüklerimden dolayı biraz duraksayıp ben de indim arkasından. O yürümeye başlamıştı bile. Küçük adımlarla dalgın dalgın ben de arkasından yürümeye başladım. Yana doğru düşmemle sinirle inledim. Elimi öfkeyle yere vurup ayak bileğime baktım. 

"Bu iğrenç şeyleri giyersem olacağı bu zaten!"

Yüzümü buruşturarak başımı geriye attım ve gözlerimi kapattım. Bileğimdeki soğuk havaya karşın sıcak ellerle gözlerimi açıp elin sahibine baktım. Ama yüzümü hala buruşturmuştum. "Hep senin yüzünden bu haldeyim!"

Gözlerine baktığımda... Ya da endişeli gözlerine mi demeliyim? İçimden bir şeyin koptuğunu hissettim. Nefesim daraldı birden; yutkunamadım. O sıcak kahve gözlerinden alamadım gözlerimi. Eski zamana gittim birden;

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İmtihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin