2.Bölüm

602 180 22
                                    

Multi... Ne var ya, bir çalışma koymadım. Beceriksizim bu konularda olum. Her neyse. Oy verin ha. Oy vermezseniz... Tamam tamam. Takmayın siz beni. Ama yine de oy verin ve yorum yapın. Yapmayanı boğazlarım diyesim geldi birden de bu biraz imkansız. 

Kısa ve öz konuşmamı da yaptığıma göre okumaya başlayabilirsiniz. (Neresi öz bir konuşma be!) dediğinizi duyar gibiyim. Hadi hadi tutmayayım sizi. Keyifli okumalar.

Sabah yorgununlukla gözlerimi açtım. Banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Üzerimi giyinip aynaya baktım. Gerçi pek umursamıyordum da nasıl olduğumu. Neyse... Havalar soğuk olduğu için ceket almayı da ihmal etmedim. Saçlarımı topuz yapıp evden çıktım.Hızlı adımlarla okula doğru yüzmeye başladım.Geç kalmıştım sanırım.

Okula vardığımda bahçede kimsenin olmadığını gördüm. Koşarak merdivenlerden çıkıp sınıfın kapısına vardım.İki kere kapıyı tıklatıp sınıfa girdim.

"Neden geç kaldın"

"Kusura bakmayın." dedim ama sesimin soğuk çıkmasına engel olamamıştım. Böyle soğuk soğuk devem edecektim hayata sanki.

Sınıfa dönd-Ne?!Ama...Ama onlar?Gerçek mi,değil mi diye gözlerimi bir kaç defa kırpıştırdım.Önde oturan birinin sırasına ellerimi yasladım. Tutunacak bir yer bulamıyordum cünkü.

İfadesizce onlara baktım,ruhsuzca.Kafamı onaylamazca salladım.Alayla "İstanbul hayalimiz gerçek mi oluyor yoksa?" diye sordum. Ardından koşarak sınıftan çıktım.

Çıkmadan önce Savaş'ın "Seni hiç unutmadık İdil" diye mırıldandığını duydum.

Arkamdan koştuklarını biliyordum ama umursamadan koşmaya devam ettim. Koridorun sağ tarafından ilerleyip merdivenlerden aşağı indim ve bahçedeki bir ağacın dibine oturdum. Bir kaç saniye sonra yanıma geldiklerinde Ege konuştu. "Yapma İdil ama böyle."

"Nasıl yapmayayım?Ne yapmayayım?!İki sene oldu!Şimdi mi karşıma çıkıyorsunuz?" diye bağırdım.

Volkan,"Zorundaydık İdil,zorundaydık"dedi.

"Ne zorundaydınız,neye zorundaydınız?Babam beni terk etti.Annem desen umrunda bile değilim!Peki ya siz?Sizden sadece nefret ediyorum"dedim.Savaş sıkıca sarıldı.Zorla da olsun onu ittirdim."Sakın!"diye tıslayıp ayağa kalktım. 

Arkamı dönerek, "Sakın arkamdan gelmeye kalkmayın." dedim ve hızlı adımlarla okul binasının içine girdim. Hafif dolan gözlerimi geri gönderip kendime gelmeye çalıştım ama... Pek de başarılı olduğum söylenmezdi. 

Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım ve içeri geçtim. "Hocam ben... Yani..." deyip boğazımı temizledim. Ne diyecektim ki? Hocam arkadaşlar beni terk ettiler sonra da süpriz yumurtadan çıkar gibi benimle aynı sınıfa geldiler falan mı? Ah, tamamen saçmalık! 

"Tamam İdil, tamam. Ama bu konuyu sonra konuşacağız." 

Hah! Anlatacağımı falan mı sanıyordu? Hadi ama! Ben ve başımdan geçenleri birine anlatmak? Gülmeyi unutmasam gülecektim şimdi.Sınıftakilerin şaşkın bakışlarını aldırmadan sırama oturdum.Ders edebiyattı,ve ben bu dersi seviyordum.Defterimi açıp ders bitimine kadar bir tuttum. Onlara... Gelmemişlerdi zaten.

Unutmamalıydım, onlar Benimle gelmemişlerdi...Beni...Beni bırakmışlardı.Hani duygusuzdur ben?Neden onları gördüğümde özlediğimi fark etmiştim ki? Off...Off!

Zil çaldığında kafamı dağıtmak için en alt katta gördüğüm basketbol sahasına gittim.Bizim sınıftaki erkek grubu basketbol oynuyorlardı.Neden derste olmadıklarını şimdi anlamıştım. Trübünlerin oraya geçip nasıl oynadıklarını izlemeye başladım.

İmtihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin