3.Bölüm

510 169 15
                                    

İdil saçlarını hiçbir zaman açmaz ama saçı toplu bir resim bulamadım. (Çaktırmayın buldum da ilk gördüğümü multiye koydum. Bunlar hep gıcıkıklık.) Benim gibi olmayın. Ya da olun olun. Maşallah muhteşem kızım. Kendimi övmeyi ne kadar da seviyorum böyle? Her neyse. Keyifli okumalar.

-----------------------------------

Hayatta kaybettiklerin de vardır, kazandıkların da.Peki ya neden kaybettiklerin kazandıklarında fazladır?

Bu sorunun cevabının bende olmasına rağmen,cevabını bulamamak canımı sıkıyordu.Ege vardı,Volkan vardı,Savaş vardı.Ben onları kaybetmemiştim.Onlar beni kaybetmişlerdi.Hem de geri kazanamamak üzere .

Üzülüyor muyum?Evet
Yapacak bir şeyim var mı?Hayır

Kaybetmekle kazanmak arasında çok fark vardır.Kaybedince üzülürsün,canın yanar,mutsuz olursun.Kazanmaksa...O duygu farklı işte.Mutlu olursun.Hele ki bir kişiyi kazanmışsan o duygu çok daha farklıdır işte.Sanki kendini dünyanın en güzel şeyine sahipmişsin gibi hissedersin.Ben de öyle hissediyordum.

Volkan'ın kokusunu içime çekerken,sanki dünyanın en güzel kokusunu ben alıyormuşum gibi hissederdim.Ege'nin yanağından öpünce,sanki dudaklarım dünyanın en yumuşak yanağına değiyormuş gibi...Savaş'ın eli lezzetli olduğu için onunla yemek yapmayı severdim.Onunla yemek yapınca sanki dünyanın en iyi aşçısıyla tanışmış da,birlikte yemek yapıyormuşuz gibi hissederdim.

Onlarla kendimi dünyanın en değerli insanı gibi hissediyordum kısacası.

Dün annemin yanına gitmemiştim.Elbet bir gün gidecektim.Şimdi değil ama.

Bugün ilk iki dersim bedendi.Bu yüzden de altıma eşofman altı.Üstüme de gri bir tişört giymiştim.Okula geldiğimde çantamı sınıfa koyup bahçeye çimenlik alana oturdum.Sahte çimen desem daha doğru olurdu sanırım.

Bacaklarımı kendime çekip kollarımı bacaklarımın etrafına sardım ve boş gözlerle etrafı izlemeye başladım.Daha Zil çalmamıştı ve okulda iki elin parmak sayısı kadar insan vardı.

Dün adının Akın olduğunu öğrendiğim şahsın bana doğru gelmesiyle kaşlarımı çattım. Bağdaş kurup karşıma oturdu.

"Selam"

Ters ters baktım."Selam" deyip bakışlarımı kaçırdım.

"Neden böylesin"

hala aynı yere bakarken "Sanane" dedim.

Çenemden tutup kendine döndürdü.

Sertçe kafamı çektim. "Dokunma bana" diye tısladım.

Ellerini 'tamam'gibisinden kaldırdı. "Sakin,dokunmak yok" onaylar anlamda kafamı salladım.

"Arkadaş olmak istiyorum sadece"

"Bak, ben arkadaş falan istemiyorum tamam mı?"

Kaşlarını havaya kaldırıp"Peki ya ben olmak istiyorsam"diye sordu.

Omuz silktim"Senin arkadaşların var.Git onların yanına.Ayrıca ben arkadaş olmak istemiyorum.Sen istiyorsan o senin sorunun"

Ayağa kalkıp bu sefer de yanıma oturdu.Benim gibi bacaklarını kendine çekip kollarını bacaklarına sardı. "Tamam" deyince gözlerimi devirdim.Bir noktaya boş boş bakmaya başladım. Sonra da arkadaşlarıyla konuşan Çınar'a çevirdim bakışlarımı. Sanki ona olan bakışlarımı hissetmiş gibi ben ona baktıktan bir kaç saniye sonra o da bana baktı. Bakışlarımı kaçırmadan bakmaya devam ettim. Hafifçe kaşlarını havaya kaldırdı.

İmtihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin