Bu bölüm varya bu bölüm, neyse :D
Canım canım dostum @xbetulsenx in yeni yayımladığı kitabı okudunuz mu? Küçücük fıçıcık içi dolu mutlulukcuk okuma tayfamızı oradada görmek isterim :D.
Multimedyayı mutlaka dinlemenezi isterim. Hiç olmadı sözlerinebakmanızı. Lovers on the sun
İnşAllah beğenirsiniz. Aksiyonlu bir bölüm oldu cidden :D
"Bakın bence ben, buna hazır ve nazır değilim." dedim panikle. Ben ne kadar panik yaparsam yapayım karşımda kahvaltısını yapan üç mahlukat çok rahattı.
"Abartma Balım." Gökçe söyledikleriyle şaşkınlıktan öleceğimi zannettiğim raddeye getirmişti. "Yahu abartmayayım mı? Abartıyorum yani ben? Zaten neki altı üstü canımı tehlikeye atıcağım."
Göker gülerken omuzlarını silkti. "Hiç!"
Dayanamayıp kafamı masaya vurdum. Kahvaltılık ve çatallar, titreşimle hafifçe ses çıkarttı.
"Kaldır başını. Üçümüzünde seninle uğraşacak zamanı yok." Hızla kafamı kaldırdım. "Harika! O zaman gidebilirsiniz!" Kays sırıtarak kafasını salladı. "Hayır."
"Ya ama neden ben?" dedim neredeyse ağlamaklı bir sesle. "Çünkü haddinden fazla merak ettin. Ne demişler, fazla merak gö..." Göker'in ağzını Gökçe hızla eliyle kapatıp konuştu. "Anladın sen?"
"Peki peki. Bari olayı baştan anlatın. Tehlikeliden sonrasını pek dinleyemedimde." Üçüde şaşkınlıkla bana bakarken Göker konuştu. "Zaten olayı anlatmaya 'Biraz tehlikeli' diye başladık."
Omuz silktim. "İsterseniz anlatmayın. Bana hoş."
Gökçe hayretle bana bakıyordu. "VAllahi tebrik ediyorum Balım. Çok kız gördüm ama senin gibi her konuyu kendi isteğine bağlayan birine ne rastladım, ne duydum."
Gülümsedim. "Size layık olmaya çalışıyorum."
"Neyse ne. Öncelikle Senle Kays, Ben ve Gökçe sanat galerisine giderek farklı kapılardan giriş yapıcağız. Zaten galeri boş. Ama korumalar var."
Onaylamamı bekler gibi bakınca, kafamı salladım. "Biz içeriye girerek, bizim kapıdaki korumaların dikkatini dağıtacağız. Beş dakika sonra siz içeri maskeler ile giriş yapacaksınız."
"Niye beş dakika? Ya o zamana kadar oyalayamazsanız?"
"Çünkü çok zeki ve çok meraklı kız, anında girerseniz kamera kayıtlarında bizim yüzümüz gözükür. Oyalamak için tutulduğumuzda hali ile belli olur. Diğer söylediğin oyalayamamak kısmında ise 'Ne zaman açılacağı, kimin düzenlediği' gibi sorular üzerine televizyon programı çekiyor gibi yapacağız."
Kendi zekamı ilk defa bu kadar küçük düşürülmüş hissetmiştim. Kafamı sallayarak devam etmesini sağladım.
"Dahasında sen ve Kays, üçüncü kattaki genel müdür odasına gideceksiniz. Zaten galerinin planını da göstereceğiz. Oradan ihale belgelerini kopyalayarak çıkacaksınız." Kaşlarımı çattım. "Yahu biz geçen gecede ihale sonuçlarını araklamadık mı?" Kays ekmeği hızlıca ağzına tıkarken konuştu.
"Polisler el koydu. Sonra da yırtıp çöpe attılar. Allah'tan bir şey anlamadılar." Yüzümü buruşturarak elimle ağzını kapattım. "Ağzında bir şey varken konuşma."
Masadakiler şaşkınca bir elime bir Kays'a bakıyorlardı. Kays hızla kafasını geri çekip ağzındaki lokmayı yuttu. Kızgın kızgın solurken ben daha çok şaşırmıştım. Şirkette kafasından aşşağı ayran bocalanıyor ses yok, ben elimle ağzını kapatınca oturan boğa oluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hodbin Derler (TAMAMLANDI)
Humor"Hayat bitmeden gülmek lazım, hodbin." Yataktan kalktığını hissettim. "Dikkat et. Gülme limitini dolduruyorsun ve bunları acı çekerek ödeyeceksin." "Uyumak enerjimizi doldurduğu gibi limitlerimizi boşaltıyordur belki. Uyu ve gör." Karşımdaki koltuğa...