♠İhale Savaşı♠ -HD- 10.Bölüm

3.6K 317 36
                                    

Ne bölümdü be! Lakin bombalar bitmiş değil hayırlısı ;) Yazarcanımın bir cancağazı hastanedeymiş dualarınızı esirgemeyin lütfen!

@duygusuzistanbul senin pır pır eden kalbini öperim!! Sağ ol var ol! :D

@minieteklikralice onlar ne güzel laflar öyle!! Tek ithaf olduğu için söz bir dahaki sana :)))))

Aşkın Nur Yengi - Öpeyim Geçsin

Musmutlu okumalarla :))))

Yerimde huzursuzca kıpırdandım.

"Saçmalıyorsun."

"Her neyse vaktimi çalma. Yapar mısın?"

Şaşkın bakışlarımı gözlerine diktim. Koskoca bir saat, ben adamı nasıl oyalayayım. "Tabiki de yapmam."

Öne doğru eğildi. "Coşkun mevzusunu unut! Çünkü zaten yapmak zorundasın!" Oturduğum sandalyede dikleştim. "Kim demiş?"

"O her şeye uzayan burnun. Unutma, artık bu guruba dahilsin." Konunun kapandığını belli edercesine yandan bir gülüş gönderdi.

"Merak ediyorumda, şu 'çok değerli' vaktini neden bana harcıyorsun?" Kafasını arkaya yatırıp gözlerini kapattı ve uykulu bir ses ile mırıldandı.

"Yemek yemeye geldik herhalde." 'hmm' diye düşünür gibi ses çıkardım. "Peki 'pek değerli' nefesini niye tükediyorsun?"

Kafasını kaldırmadan uyku ile uyanıklık arasında cevap verdi. "Bir kerede anlamıyorsun da ondan." Kaşlarımı çattım. Bir kere ben üstün zekâlaıyım! Bir kerede şak diye anlarım. "Hiçte bile!" dedim sinirle.

Omuzlarımı düşürüp arkama yaslandım. Ben sanki anlamamazlık ediyordum. Bu adamı anlamak için, lügat yazmak lazımdı.

Coşkun hesabı ödeyip geri masaya geldi. "Kalkıyor muyuz?" Kafamı sallarken, Kays çoktan ayaklanmıştı. Hep beraber çıkışa yöneldik.

Kays cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Bende bu iğrençliğe katlanmak yerine yüzümü Coşkun'a çevirdim. Anlamıyorum ki! Kamu spotu gibi kızım. Niye hâlâ beni farketmiyorsun?

"Gerçekten çok güzel bir akşamdı, teşekkürederim."

Gözleriyle gülümsedi. "Sensiz bir tadı olmazdı."

Kıkırdadım. "Mahcup oluyorum." Bir adım atarak yanıma yaklaştı. "Mahcup olunca bile çok..."

"Takside geldi." Kays'ın sesiyle Coşkun bir adım geri çekilirken, gözlerimi kapayarak sinirli bir nefes aldım. Ne güzel. Takside aynı Kays gibi tam zamanında geldi!

Taksi önümüzde durunca, Coşkun ön kapıyı açarak bindi. Kays ve bende arka tarafın iki ucuna yerleştik. Coşkun adresten aklında kalanları şoföre aktarırken kafamı cama yaslayarak Bitlis'in sokaklarını seyre daldım.

İhale işi cidden kafamı bulandırıyordu. Madem bu herif ihaleye katılacak, niye Coskun'a gelmek için itiraz etti ki? Bu konular beni gerçekten aşıyordu. Zaten nerden oldu da maydonoz oldum hiç bilmiyorum. Ama ben de Balım Ardınç'sam bu hesap burda kapanmaz. Başladığım işi yarım bırakır mıyım ben? Hayır seslerini duyar gibiydim.

Sokak lambalarının aydınlattığı sokakta, hafiften yağmur yağmaya başlamıştı. Hava bulutlu olmasına karşın, ayın önü silgiyle özenle silinmiş gibi açıktı. Yerin bazı bölgelerinde biriken gölcüklerde minyatür yakamozlar oluşturuyordu. Takside tanıdık araba kokusu ve hafif sigaralı bir koku vardı. Taksinin ısıtıcısının çalıştığını bildiren sesten başka seste çıkmıyordu.

Otelin önüne geldiğimizde Coşkun parayı ödemeye yeltendi. Yavaşça Kays'a eğilip dudaklarımın arasından mırıldandım.

"Bu seferkini sen öde bari."

Hodbin Derler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin