Hayırlı geceler hayırlı geceler!! (Yazarcanım beni dövecek :D)
İyi bölümdü ya, uzun da oldu Kays da içerid! MaşşAllah :D
@zeynepbp Zey'e çok selam olsun :D!!!
Bu arada yeni okuyucularım var!! Allah'ım nasıl sevindiriyorlar beni nasıl sevindiriyorlar ayrı ayrı teşekkür ediyor ve en yakın zamanda sizlerede çok ithaf vermek istiyorum ^^ olur inşAllah!
-Canım eskiden beri var olan ve asla eskimeyen arkadaşlarımada öpücükler :D!!!- Ne kadar mutluyum, tahmin edemezsiniz :D
Heh birde multimedyada Balım'ı benzetebildiğim karakter var :))
Şarkıyıda lütfen dinleyin, hatta müsait olursanız çevirsine bile bakın lütfen ^^ Adele-Rolling in the deep
Musmutlu ve hayırlı okumalar!!! ^^
°°°°°°°°
"Yok ben istifa edeyim. Gidemem işe ben!" Güzün çantasını yere fırlatarak tehditkâr adımlarla üstüme yürüdü. "Bana bak, abla falan dinlemem sokak sokak kovalarım seni! Ya ben Yekta'yı nerede göreceğim başka?"
Son yarım saattir Güzün, bu yarım saatten önceki bir saatlik zaman diliminde ise Figen beni ikna etmeye çalışıyorlardı. Figen dersi olduğu için gidince sabırsız kardeşim dayanamayıp sonunda patlamıştı.
"Sen aynı durumu Yekta ile yaşadığını düşünür müsün?" Güzün'ün yüzü yumuşadı. "Düşünüyorum ve ölüyorum. Ay o ne mükemmel bir kare!" Hülyalı hülyalı uzaklara daldıktan sonra öksürerek kendimi hatırlattım. Edepsiz bir gülüş attıktan sonra ciddileşti.
"Bir kere ben öyle bir şeyi yaşasam, Yekta'yı şirket kapılarında karşılarım. Ayrıca, ben Yekta'yı seviyorum. Abla yoksa..."
"Devam ettirme yoksa seni sokak sokak ben kovalarım!"
Kuyruğunu kıstırarak yerden çantasını aldı. "Nasılsa eskisi gibi olmaya devam edeceksiniz. Boş ver!" Kaşlarımı çatarak düşündüm.
"Mantıklı." Güzün'ün ağzı şaşkınca açıldı. "Son bir buçuk saattir sana bunu anlatmaya çalışıyoruz. Sense boş ver lafı ile mi gaza geliyorsun?" Yüzünü buruşturdu.
"Yekta'yı bizim Gizem'e yaparım. Çok konuşma yürü." dedim onu susturarak.
Güzün hızla ayakkabılarını giyerek apartmana çıktı. Bende tedirgin ve temkinli hareketler ile giydikten sonra kapıyı çekerek kitledim. Karın boşluğumun üstüne, kaburgalarımın tam ortasına oturan o hissi nefes alarak yok etmeyi denedim. Sadece denedim...
Niye bu kadar dert ediyordum ki? O kendini şanslı bile saymalıydı. Bir Balım Ardınç kolay mı bulunuyordu? Dahası intikamımı bile almamıştım, bir de üstüne bunu yaptım! Kapımın önüne dondurma dağları dikse az kalır!
Yürümeye başladık. Güzün ile değil, egom ile!
Güzünde arkadan bizi takip etti. İstanbul'un klasik metrobüs sıkışıklığının ardından biraz da tabana kuvvet yaparak şirkete varmıştık. Şirketin dönen kapısının önünde durdum. Kaçıp gitme isteği boyumu aşmıştı. Az önceki egom yerle bir olmuş, hatta Hande Yener şarkılarının onaramayacağı kadar enkaza dönüşmüştü.
"Abla o kıymetline hareket etmesini söyle. Put gibi dikildin şirketin önüne."
Ofladım. "Kıymetlim bağımsızlığını ilan ederek eve gitmek istiyor."
"Abla kendine gel! Sen ki peşinde ne mühendisler, ne mimarlar, ne doktorlar koşturan kızsın. Sadece bir aylığına bile bizim oraya geldiğinde talibin eksik olmadı. Elalemin, kendini düşünmekten başka halt bilmiyen adamına 'tamamen teşekkür' amaçlı sarıldım diye yelkenleri suya mı indireceksin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hodbin Derler (TAMAMLANDI)
Mizah"Hayat bitmeden gülmek lazım, hodbin." Yataktan kalktığını hissettim. "Dikkat et. Gülme limitini dolduruyorsun ve bunları acı çekerek ödeyeceksin." "Uyumak enerjimizi doldurduğu gibi limitlerimizi boşaltıyordur belki. Uyu ve gör." Karşımdaki koltuğa...