Ben buraya ne yazsam eksik kalacakmış gibi hissediyorum. Lakin benim inancımda asla ama asla hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Rabb'im hem iyiliklerin hem kötülüklerin karşılığını verir! Vakit boyun bükme vakti değil, dik durup göz korkutma vaktidir! Allah onların bin türlü belalarını versin! Ülkemizin huzurunu bozanlara fırsat vermesin inşAllah.
Yersiz bir istek olacak ama gözünüzü seveyim, kendinize dikkat edin. Korkup kaçın demiyorum, tepkinizi koyun, o pisliklere belalarınızı okuyun, ülkemiz uğruna dualar edin ama; çevrenize karşı duyarlı olun olur mu? Özellikle kalabalık şehirlerde yaşayan canlarım. Can diyorum bakın. Benim, bizlerin burada ufacık bir şeye içtenlikle üzülürken canımızı yakmayın. Dikkatli olun canlarım, dikkatli olun. Rabb'im bizleri ve ülkemizi korusun, can yakmaya çalışan vatan hainlerine fırsat vermesin inşAllah!
Ölenlere Yaradan'dan rahmet, sevdiklerine sabır, canım ülkeme ve biz vatandaşlarına baş sağlığı duasıyla...
Bölümü yazdığımda henüz bu olaylar yaşanmamıştı. Geceye doğru yayınlayım dediğimde birden haberler gündeme düştü. Sizinde affınıza sığınıyorum ama anlayacağınız üzere, bölümü atmak ne içimden ne de yüreğimden gelmemişti.
Bu bölüm gene duygusal ağırlıklı bir bölüm oldu ama inşAllah mutlu bölümler, mutlu geleceklerimiz kadar yakındadır.
Hepinize hayırlı geceler dualarımla, yarın yarışmam var olur ya aklınıza gelirsem benide dualarınızdan esirgememenizi rica ederim.
Bir aradaşım konuşma sonlarında hep kendine iyi davran der.
Siz siz olun, kendinize iyi davranın canlarım...
*****
Funda Arar -Yak Gel
*****
"Dayı!" Hizmetçinin araladığı kapıdan içeriye geçerken hafif sinirle söylenmeye devam ediyordu. Geniş salona girdiğinde dayısını her zamanki koltuğunda ciddi tavrından ödün vermeden kuzeniyle konuştuğunu gördü. "Neler olduğunu anlatacağını söyledin."
"Sakin ol evlat, gel otur." Hafifçe yumruğunu sıkarak koltuğa geçti adam. "Benden neden böyle bir şey istedin?" Nazmi Bey ciddi ifadesini gülerek bozguna uğrattı. "Kuzenine selam bile vermeden bana baş mı kaldıracaksın Coşkun?"
Coşkun gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Kendi gözleri her zaman donuk bakan mavi gözlerin sahibine ulaşınca hafifçe başıyla selam verdi. Aynı şekilde karşısındaki adamda hızla baş selamı verip ciddiyetini bozmadı.
"Şimdi?"
Nazmi Bey yaşlanmış ellerini iki yana açtırdı. "Neyi bilmek istiyorsun?"
"Neden onca zaman kurtarmadında sonunda Sergen'i yolladın?" Nazmi Bey çatlamış dudaklarını yaladı.
"Biraz acı çekmesi lazımdı, değil mi?"
"Dayı, demek istediğimi anlamıyorsun. Neden kurtardık? Bunları Kays'a acı çektirmek için yaptığını söyledin ama Kays'a haber bile vermedin. Adam ile konuştun, duydum. Serdar'da kim?"
Sergen donuk bakışlarını zeminde gezdirdi. Hiçbir şey istemiyordu. Anlaşmanın kendi tarafına senelerce uymuştu, şimdi yeni ödülünü almak için Coşkun'un amaçsız sorularının bitmesini bekliyordu.
"Kays'a haber vermedik çünkü; Balım'la araları açılsın. Böyle durumlar kimilerinin canını daha çok yakar."
"Biliyorum dayı. Balım'la aramı açtığında bu hisle yaşamayı öğrendim."
Nazmi Bey kızmaya başlamıştı. "Zayıf olma Coşkun. Sevmek aptallık işi. Bunu klasik kötü adam laflarımdan biri zannederek kâle almamazlık etme. Güçlü insanlar, hissiz insanlardır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hodbin Derler (TAMAMLANDI)
Humor"Hayat bitmeden gülmek lazım, hodbin." Yataktan kalktığını hissettim. "Dikkat et. Gülme limitini dolduruyorsun ve bunları acı çekerek ödeyeceksin." "Uyumak enerjimizi doldurduğu gibi limitlerimizi boşaltıyordur belki. Uyu ve gör." Karşımdaki koltuğa...