♠Evli, Mutsuz, Huzursuz♠ HD -27-

2.9K 317 128
                                    

Kısa bir bölüm oldu ama bir kaç kötücül sıkıntı ilham peri!erimi kovalayınca bu kadar çıktı. Nasipse yarın veya cumartesi daha uzununu yazarız :D

Hayırlı okumalaar! ^^

Multide Figen var, bir bakın lütfen :D

Son Feci Bisiklet - Bu Kız

*********

Hiç kendinizi boşlukta hissettiniz mi? Soyut bir boşluk değil bu. Hani çizgi filmlerde görürdük ya, çizgi karakter uçurumdan ileri bir adım atar ama havada asılı kalır. O durumun ortasında gibiydim. Çizgi karakterin kalbi korkudan hızlı hızlı çarparken, anlamlandıramayacağım derecede kalbimin maroton koşucusu edasıyla amaçsızca koştuğunu hissediyordum. Nasıl çizgi karakter o üç saniyelik zaman diliminde düşmeyi bekler ya, üç asır gibi gelen zamanda gözlerimi Kays'a çevirdim.

Kendi gri tonu ağırlaşmış gözlerini, bana çevirsin istiyordum. Gözlerinde ki özür diler ifadeyi görmek istiyordum. Bu gözleri seviyordum, gözlerin bana bakmasını daha çok. İşin ucundaysa beni büyük bir sürpriz bekliyordu.

Üç saniye doldu, kalp atışları doruklardayken çigi karakter yere çakıldı. Ona bir şey olmadı, ben paramparça oldum.

Gözleri neredeyse dolu doluydu. Yanlarının kızardığına bile yemin edebilirdim. Doğru ya, kim benim gibi bir çirkinle -yanlışlıkla da olsa evlenmek ister?

Onun istemediği kesindi. Bakışlarımı ellerime çevirdim. Akacak göz yaşı, gözde durur muydu? Duracaktı. Bende tuttum. Oysa ağlaması gereken bendim. Zorla alıkonulup, zorla evlendirilmiştim. Ama kalbim inatla hızla çarpıyordu. Şimdi biz karı-koca mı oluyorduk?

Nasıl çıkacaktık buradan, Kays çantayı nasıl alacaktı? Hiçbir sorunun cevabı yoktu. Kays'ın telefonunun çalmasıyla irkildim. Bir kaç hışırtıdan sonra kırgın sesi geldi.

"Evet."

Bir süre dinledi.

"Hayır. Sen nasıl aldın?"

Biraz daha dinledi. Odadaki herkesin dikkati onun üzerindeydi.

"Peki."

Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde telefonunu cebine attı. "Abi bizi alacak araba gelmiş." dedi bizi bu raddeye getiren adama. Adam çenesini sıvazladı. "Nasıl çıkacağınızı biliyor musun? Ben götüreyim sizi." Adam ayaklanmaya başlayınca Kays hızla onu durdurdu.

"Yok abi, biz öğrendik. Neydi o adamın adı? Deyiver."

"Hamza."

"Tabii ya Hamza. O söylediydi. Biz gizli gizli çıkalım."

Adam kafasını sallayınca bende ayağa kalktım. "Allah razı olsun. İyi günler." Herkes baş selamı verdiğinde Kays elimden tuttu. Parmaklarımın arasına yabancı parmaklar kayarken, onun avcu benim avcuma kenetlendi.

Odadan çıkarak koşmaya başladık. Bir elim onun avcunda bir elim peruğumu tutarken acil çıkış kapısından dışarı çıktık. 

Kays'ın benden nefret etmesini istemiyordum. Beni sevmeyeceğini biliyordum, ama nefret ayrı bir şeydi... İçimdeki sızıyla gözümden bir iki damla yaş düşerken hıçkırıverdim. Ağzımdan çıkan hıçkırıkla Kays'ın durması bir oldu. Vücudunu bana çevirirken, beni de omuzlarımdan tutarak kendine çevirdi.

"Balım..."

Buğulu gözlerimi ona kaldırdım. "Ben özür dilerim." Kays'ın kaşları burnuna kadar çatıldı. Gözleri iki gözümün arasında sırayla gidip geldi. "Ne için özür diliyorsun?"

Hodbin Derler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin